NATO ZİRVESİNDE NELER YAŞANDI?

TÜRKER AKINCI

TÜRKER AKINCI

Tarihi NATO zirvesi için İletişim Başkanlığının davetiyle Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Litvanya'daydım.

Bu çok önemli zirvede Türkiye adeta diplomasi ustalığı ile bambaşka bir seviyeye geçti.

İsveç konusunda elde edilen kazanımlar orta vadede ülke için büyük önem teşkil edecek.

Sayın Cumhurbaşkanı'na olan teveccüh bunun en büyük işaretiydi.

Hem Biden hem de diğer devlet başkanları Sayın Cumhurbaşkanını çok farklı karşıladı.

Zirve dönüşü uçakta Erdoğan sorularımızı yanıtladı. F-16'lar konusunda çok net mesaj verdi.

“F-16'ların satışıyla ilgili Biden ve yönetimi aslında ülkemiz lehine bir tutum sergiliyor. Şu anda gerek kendisi gerek Dışişleri Bakanı ‘biz bu işin üzerindeyiz, takipçisiyiz' dediler. Tabi bizden de Dışişleri Bakanımız Hakan Bey, aynı şekilde İbrahim Bey her ikisi de muhataplarıyla görüşmek suretiyle bu sürecin, hatta Yaşar Paşamız da muhatabıyla görüşmek suretiyle, bu sürecin lehe dönüştürülmesini inşallah temin edecekler…”

Gündemin en önemli başlıklarından biri Avrupa Birliği meselesiydi.

Zira Sayın Erdoğan İsveç konusunda AB ‘ye üyelik için adımların atılmasını şart koştu.

Erdoğan, “Kazan-kazan ilkesiyle yürütülen müzakerelerin somut sonuçlarını en kısa zamanda görmek istiyoruz” dedi.

Verilen sözlere dair somut adımlar öncelikle terör örgütlerinin faaliyetlerinin söz konusu ülkelerde sonlandırılması, teröristlerin iadesi. Avrupa Birliğinden göreceğimiz olumlu çalışmalar neticesinde biz de verdiğimiz sözleri hayata geçirmek için çalışmalara başlarız.Geçen yıl üzerinde mutabık kalınan konular hayata geçmediği için süreç bugüne geldi.Bundan sonra da verilen sözlerin hayata geçirilmesine göre biz de harekete geçeriz. Netliğimizi, bu konuda tavizsiz olduğumuzu muhataplarımıza anlattık.

Cumhurbaşkanına kaçak göçmenler problemini sorma fırsatı buldum. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bu konuda FARKLILAŞMA yaşanacağını söylemişti. Sayın Erdoğan'a bu farklılaşmanın detayları nedir diye sordum. Ve çok yakında vatandaşların gözle görülür bir şekilde farklılık hissedeceğini söyledi.

“Düzensiz göçle mücadele hiçbir zaman sekteye uğramadı, uğrayamaz. Bunun detayı dediğimiz zaman uygulamada birçok adımlar atılacak. Bunlar kah polisiyedir kah o sınırlardaki uygulamalarımızdır. Türkiye'ye bu göçmen girişlerinin engellenmesi ve yakalananlarının sığınma evleri veya göçmen evlerine alınması önemli. Atılacak adımlarla da bu işi daha da sınırlamak ve yerinden özellikle, Suriye'nin kuzeyinden olacak göçleri yerinde engellemek önemli. Şu anda buna yönelik çalışmalarımız var. Kaçak göçmenler yakalanır, yakalanmaz hemen Geri Gönderme Merkezlerine gönderilerek orada gerekli olanlar yapılıyor. Bunlar ülkelerine gönderiliyor ve bununla beraber halkımızdaki endişe, korku, bunları da gidermiş oluyoruz.

Yapılan çalışmalarla kısa zamanda düzensiz göçmenler konusunda gözle görünür değişiklikleri vatandaşımız hissedecek. Güvenlik güçlerimiz, önlemleri ve çalışmalarını vatandaşlarımızın rahatı ve huzuru için sıkılaştırdı. Ancak çalışmalar da hiçbir insanın onuruna aykırı şekilde yapılmayacak. Medeniyetimizin, değerlerimizin gerektirdiği adımları atacağız.

Göçmen kaçakçılarına da göz açtırmıyoruz. Jandarma, emniyet ve ilgili güvenlik güçlerimiz kaçakçılık organizatörlüğü yapan kişilere karşı başarılı operasyonlar gerçekleştiriyor. Geçtiğimiz aylarda Van-İran sınır hattında göçmen kaçakçılığı suçunu organize olarak işleyen suç örgütlerine yönelik eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Bu operasyonlarda 300'e yakın göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalanırken, bunlardan 168'i tutuklandı. Düzensiz göçmenlerle, ülkemize sığınmış, misafir ettiğimiz mültecileri de birbirine karıştırmamalıyız. Mültecilerin onurlu, gönüllü ve güvenli şekilde ülkelerine dönmeleri için çalışmalarımızı sürdürüyoruz…”

Zirve Türkiye'nin kazanımları ve Dünya'ya verdiği çok net mesajlarla sona ermiş oldu. Kaldı ki Avrupa basını bile “Kupa Türkiye'nin” manşetlerini bile attı. Hem ABD, hem AB ve hem de özelde Yunanistan ile yeni dönemin adımları atılmış oldu.