CHP’NİN “YAPAY MAZLUM” TEZGAHI!

Mehmet Orhan

Mehmet Orhan

Kemal Kılıçdaroğlu, Baykal`ın aşağılık bir kaset operasyonuyla istifa ettirilmesinin ardından 2010 yılındaki kongrede CHP Genel Başkanı oldu. O tarihten bu yana Türkiye, yerel, genel seçim, Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve referandum olmak üzere 10`a yakın sandık gördü. Ancak Kılıçdaroğlu tüm seçimlerde ya yerinde saydı ya da bir adım ileri-bir adım geri gidebildi. CHP seçmeni de, CHP yöneticileri de bu siyasal başarısızlıklardan bıktı usandı.

Ak Parti`nin iktidara geldiği 2003 yılından bu yana CHP, seçim programlarını, propagandalarını hep Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerine kurdu. Kendi kullandıkları argüman ise, laiklik ve Atatürkçülük`ten ibaretti. CHP gibi düşünen herkes, ilerici, laik ve Atatürkçü, onlar gibi düşünmeyenler, gerici, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanıydı.

İşte bu politikaların hiçbiri CHP`yi bir sonraki aşamaya taşımaya yetmedi.

Şimdi 16 Nisan`da referandum için seçmen bir kez daha sandık başına gidecek. CHP ise bu kez taktik değiştiriyor. Milliyetçi, muhafazakar seçmene şirin görünmek için geçmişini unutturmaya, herkesi kucaklayan bir CHP görüntüsü vermeye çalışıyor. Kılıçdaroğlu, otobüste başörtülü olduğu için saldırıya uğrayan genç kızı ziyaret ediyor. “Kimse kıyafetinden dolayı böyle bir muameleye tabi tutulamaz” diyor.

Peki CHP ne kadar samimi bu yeni söyleminde. İzmir Konak Meydanı`nda yerlere atılıp çiğnenen çarşafları kimse unutmadı. Merve Kavakçı`nın, meclise baş örtüsüyle girdiği için linç edildiğini de, CHP`nin bu linçe katıldığını da unutmadı. Kamu kurumlarında başörtüsü serbest bırakıldığında kıyameti koparak CHP idi. İmam-Hatipler`i ötekileştiren, “Çok imam-hatip açılıyor” diye imam-hatip düşmanlığı yapan da başka parti değildi.

Gezi olaylarını destekleyen kimdi? Kobani katliamlarında terör örgütü yerine iktidara yüklenen kimdi peki? 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, ancak girişimin başarısız olacağı ortaya çıktıktan sonra açıklama yapan, 15 temmuz gecesi milletvekilleri ve parti yöneticileri suskunluğa bürünen hangi partiydi?

Yenikapı`daki tarihi mitinge nazlanarak katılan ve sonrasında FETÖ operasyonlarına en çok karşı çıkan Kılıçdaroğlu değil miydi? CHP`deki ulusalcıları temizleyip, partiyi bir mezhebin organı haline getiren kimdi?

İrfan Değirmenci`nin işten atılması da, Meral Akşener`in toplantısında elektriklerin kesilmesi de oluşturulmak istenen algıya dönük operasyonların birer parçasıdır. CHP, Akşener ile el ele mağduru oynamak istiyor! Milletin mağdurun yanında olma hassasiyetine oynayarak, yapay mazlumlar yaratmak istiyor. İrfan Değirmenci`nin yerine getirilen Emin Çapa, ondan daha çok Ak Parti düşmanlığı yapıyor. Emin Çapa`nın “hayırcı” olmadığını bilmeyen var mı? Madem gelen gideni aratacak, İrfan niye kovuldu? Dedim ya bir algı operasyonunun parçası. “Hayır” diyenlere baskı yapıldığını kanıtlamak için İrfan harcandı(!). Daha doğrusu İrfan gönüllü kurban oldu.

Meral Akşener`in toplantı yaptığı salonda elektiriklerin kesilmesine gelince. Onun da bir algı operasyonu olduğu o kadar açık ki! Otel sahibi, elektriği kendisinin kestirdiğini itiraf ediyor. “Elektrik kurumu kesti” deseler, yalan hemen ortaya çıkacak. Aslında, Meral Akşener gibi düşünen otel sahibi çok komik nedenlerle elektriği kestirdiğini sonradan açıklıyor. Ama o açıklama gelinceye kadar verilen hava, elektriği iktidarın kestiği şeklinde. Kamuoyuna bu algı sunularak, Meral Akşener için mağdur rolü biçiliyor.

Referandum sürecinde bunların arkası gelecektir. Yapay mağduriyetlerle CHP ve “Hayır” cephesi, halk nezdinde mazlumu oynayacaktır. Ama bu millet bunu yiyecek mi? Önemli olan bu!
Elbette yemeyecek! Çünkü millet her şeyin farkında. Çünkü bu millet kime güveneceğini çok iyi biliyor. Millet, neye mal olursa olsun, iktidardan uzaklaştırılmak istenen Ak Parti ve Erdoğan`ın, kimlerle, hangi şartlarda savaştığını çok iyi biliyor. 16 Nisan`da bu millet yapay mazlumlara değil, 2023 Türkiyesi`ni inşa etmek istediği için 72 milletin saldırısına uğrayanlara itibar edecektir.