Trabzonspor İçin Acı Dejavu!

Çifte Standart 'VAR'

Sezonun ilk büyük maçıyla birlikte, basketbol milli takımımızın tarihi mücadelesi de aynı akşama denk geldi. Hepimiz, keyifli bir spor gecesi geçirmeyi ümit ediyorduk.

Fenerbahçe taraftarı, her zaman olduğu gibi stadı doldurdu ve yapılan mini organizasyonla adeta bir festival havası oluşturdu. Yeni transferler merakla beklenirken, Onana ve Ederson için kaderin cilvesi olsa gerek, Manchester derbisi de aynı gün ve yalnızca yarım saat önce başladı. Ne var ki, onlar artık bambaşka bir hikâyenin içindeydiler.

Son derece tempolu, akıcı ve keyifli geçen maça ise beklenmedik bir gölge düştü: VAR.

Basketbol Kuralları mı, Futbol Maçı mı?

VAR'ın futbola gelmesi iyi mi kötü mü, bu ayrı bir tartışma konusu; oraya girmeyeceğim. Ancak geldiğinden bu yana futboldaki faul standartı, adeta basketbol ile yer değiştirdi.

En ufak temaslarda düdük çalınıyor, omuz omuza mücadeleler VAR müdahalesine neden oluyor. Buna da tamam; ama sorun, bu kararların standartının olmaması. Bugün Onuachu'nun iptal edilen golündeki pozisyonla, olaylı Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşanan Umut–Oosterwolde eşleşmesi arasında ne fark vardı?

Orada, sanırım “elektriği kesilmiş” VAR odası, hakemi monitöre çağıramazken; Kadıköy'ün büyülü atmosferi, her seferinde Trabzonspor aleyhine hakemi çağırmaktan geri durmadı.

Acı Déjà Vu

Her yıl, farklı renkler karşısında aynı trajediyi yaşıyor Trabzonspor. Sert açıklamalar, “gaz alacak” sosyal medya paylaşımları peş peşe geliyor. Ancak sonuç değişmiyor: Sahadaki alın teri boşa gidiyor, rakip hanesine üç puan yazdırıyor.

Ben, Fatih Tekke'nin hırsından ve oyun anlayışından memnunum. Fakat bulduğu nizami goller tabelaya yansımıyorsa, insan sormadan edemiyor: Trabzonspor, transferi orta sahaya değil de, saha dışındaki “masalara” mı yapmalı?

Elbette saha içinde kalalım, oyunun içinde kalalım. Ama bulduğumuz emeğin karşılığını da bir zahmet alalım.

Sporu Seven Halk İçin

Ülkemizi bir spor ülkesi hâline getirmek için uğraşan kıymetli devlet büyüklerimizin çabaları, haddini aşan birkaç hakemin heyecanına kurban edilmemeli. Bu stadyumlar, tesisler, destekler ve yatırımlar, futbolu seven Türk halkı için yapılıyor.

Adil, şeffaf ve standartlara bağlı bir futbol ortamı istiyoruz. Çünkü sahada alın teri döken sadece futbolcular değil; tribünde, ekran başında bu oyunu tutkuyla izleyen milyonlarca insan da var.