14 Mart 2013 Perşembe günü yayınlandı
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Abdullah Öcalan F Tipi cezaevinde yaşıyor.Oranın kuralları var, oranın statüsüne tabi. Bu türlü kararlar için ondan evvel karar vermesi gerekenler var” dedi.
Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen Kastamonu Günleri’nin açılış törenine katılan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap verdi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Abdulah Öcalan’ın telekonferans sistemi ile bir çağrı yapacağı yönünde iddiaların olduğu yönündeki soruya, “Kesinleşmemiş bir kısım işlemler için, eylemler için, fiiller için yorum almak doğru değil. Abdullah Öcalan F Tipi cezaevinde yaşıyor. Oranın kuralları var, oranın statüsüne tabi. Bu türlü kararlar için ondan evvel karar vermesi gerekenler var. Onlar bir açıklama yapmadan biz yorum yaparız, ayın 21’ine geldiğinde bu türlü olaylar olmaz, 21’ine kadar da birbirimizi taşlar dururuz. Bence makam sahiplerine işi kesinleştirmeden, kesin olarak yetkililer açıklama yapmadan ihtimaller üzerine yorum inşa etmek doğru olmaz. İnsanlar acılar yaşıyor, acıları katlandırır bunlar. Bu ülkede şehit aileleri, gaziler var. Biz bunlarla zaman zaman görüşüyoruz. Daha 2 gün önce bana geldiler. Onları da rahatsız edecek, karara bağlanmamış konularla ilgili yorum yapmayın, sizde sormayın. Bu memlekette yazılacak çok şey var” şeklinde cevapladı.
Cemil Çiçek, Nevruz ile ilgili sorulara ise, “Maalesef yaşadığımız terör olayları sayesinde Nevruz günleri Türkiye’de bir endişe, kaos günleri olarak yaşadık. Artık bunların bitmesi lazım. ‘Kime ne faydası oldu’ diye geri dönüp bakmamız lazım. Ümit ederiz herkes olup bitenlerden ders çıkartmıştır. Dünyanın bir çok bölgesinde bu Nevruz kutlanıyor. Geniş bir coğrafyada kutlanan bu günün barış, kardeşlik için insani duyguların öne çıktığı bir gün olarak değerlendirmek lazım. Kim ki bu güne onun ötesinde bir anlam yüklerse, kan dökmeye, kin kusmaya vesile kılarsa Allah ona da lanet etsin” diyerek cevap verdi.
Yeni anayasanın Mart ayı sonuna yetişip yetişmeyeceğinin sorulmasına üzerine Çiçek, “Tabiatıyla bizim zaman zaman değerlendirme yaptığımız zaman dilimi olarak gözüküyor. Arkadaşlarımız çalışıyor. Mart sonu bir çek tarihi. Senet tarihi değil. 2011’den beri Türkiye yeni bir anayasayı kazandırmak için bir çabanın içindeyiz. Bir gecede anayasa yazılmaz ama ucu açık bir süre içinde anayasa yapımı da söz konusu olmaz. Çünkü Türkiye’nin meseleleri anayasa ile bağlantılı. Biraz daha fazla gayret göstermek, bu işi belli bir zaman dilimi içinde bitirmemiz gerekiyor. İşin özünde zaten bir tarih var. Çünkü arka arkaya 3 tane seçim yapılacak. Seçim ortamında anayasa yapmanın mümkün olmayacağını siyasetle uğraşan herkes bilir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vücut veren Lozan Antlaşması 6 ayda bitirilmişti müzakeresi. Üstelik başka devletlerle yapıyorduk bu müzakereyi. Lozan Antlaşması 6 ayda bitirildiğine göre biz 6 sene bu işi sürdürmeyelim” ifadelerini kullandı.
Çiçek, “Şu anda gelinen son nokta nedir” şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi: “Yargı konusuyla İlgili müzakereleri yapıyorlar.”