Sonraki Deprem Nerede Olacak?

Herhalde Türk medyasında Prof. Dr. Şener Üşümezsoy`u benim kadar yakından tanıyan çok az kişi vardır. 2010-2011`den beri tanıyorum. Muhabirlik yıllarımda defalarca röportaj yaptım, program sunuculuğu yıllarımda defalarca beraber yayın yaptık. Ve gördük ki hoca ne derse, o çıkıyor.



Dün Sındırgı`da 6.1 büyüklüğünde bir deprem oldu. Bir vatandaşımız hayatını kaybetti. Hepimizi korkuttu. Hoca ile yıllardır konuşuruz; onun öngörülerine tanığım. Mesela, herkes büyük İstanbul depremini konuşurken Düzce`de 5 ile 5,6 arası deprem beklediğini söylemişti. Nitekim öyle oldu. Yine herkes İstanbul`u beklerken Maraş, Hatay, Antep demişti; özellikle Hatay`ı çok vurgulamıştı. Maalesef o da oldu.

Şener Hoca, İstanbul`da deprem beklemediğini, çünkü Kuzey Anadolu fay hattının Adalar kesiminin 10 milyon yıldır aktif olmadığını söylüyor. Ona göre “Adalar fay hattı” diye bir şey yok. Bu sözler ağır gelebilir ama onun iddiası bu. 26 yıldır “İstanbul depremi geliyor” deniyor; olmadı. Hoca, Silivri-Kumburgaz arasında 6,5`luk deprem beklediğini defalarca dile getirdi. Silivri depreminde de tahminleri tuttu.

Sahaya inen, kayaların üzerinde inceleme yapan, fayın nerede başlayıp nerede bittiğini bizzat gören bir bilim insanı. Onun bu tavrını, muhabirlikten gelen insanla sadece stüdyoda konuşan sunucu arasındaki farka benzetiyorum. Halkın gözünde çoğu zaman süslü, kentli, akademik etiketli kişiler daha kıymetli görünür; ama en çok da onlar yanılır. Şener Hoca`yı yıllarca küçümsediler. Kovboy şapkasına, yaşam tarzına takıldılar. Oysa bilgiye bakmak lazım.

Hoca Balıkesir, Gemlik, Mudanya hattına dikkat çekiyor. Bursa-Marmara Denizi`nde 6-6,5 arası deprem olabileceğini, Ege`de bazı fay hatlarının yanlış çizildiğini söylüyor. Gökova Körfezi, İzmir, Erzincan… Bunları tek tek işaret ediyor. Ama biz hâlâ “Vay be bildi mi, bilmedi mi?” tartışmasındayız. Oysa mesele şu: Evet, olacak. Neden inanmıyorsunuz? Balıkesir`de 16 bina yıkıldı, bir kişi vefat etti. 18 saat geçmeden herkes hayatına döndü.

Vefat… Ne güzel kelime. Vefadan gelir. Dünya ile insan arasındaki ahdin tamamlanmasıdır. Ölmekten daha zarif, daha anlamlı bir ifade.

Bizde başka bir problem daha var: Halkın arasından gelen adamı ezikleme huyu. Eğer ben bugün askılı kemerli gömlekle, biraz küçümseyen bir tavırla, sol dilinin sosunu da ekleyerek konuşsaydım; belki takipçi sayım milyon olurdu. Ama etiketleri seviyoruz. “Profesör”, “doktor”, “belediye başkanı”… Onlara gereğinden fazla paye veriyoruz. Sonra hayal kırıklığı yaşayınca şaşırıyoruz. Unutmayın, unvan peygamberlik vermez, melek yapmaz. Biraz fazla okumuş olmak, aşırı bilgili olmak demek değildir.

Deprem konusunda da bu gerçeği her seferinde görüyoruz. Hoca konuşuyor, uyarıyor, söylüyor. Ama biz dönüp yine aynı döngüye giriyoruz.