AVRUPA’NIN BAŞ BELASI ALMANYA!

Mehmet Orhan

Mehmet Orhan

Bakmayın siz şimdi Merkel`in efelendiğine.
Almanya son yüz yılda Avrupa`nın başına hep bela olmuş ve her seferinde de dersini almıştır.
Öyle Merkel`in söylemesiyle, Avrupa Türkiye`ye cephe alacak değildir. Hem alsa ne olur? İşte görüyorsunuz, Avrupa`nın en güçlü ülkesi İngiltere, elinin tersiyle bir köşeye itiverdi AB üyeliğini. O İngiltere ki, Almanya, Avusturya ve Hollanda`nın aksine, Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmeyi kendine ilke edinmiş. En azından yağmasa da gürlüyor. “Türkiye bizim için vazgeçilmez bir müttefik” demiyor mu İngiltere Dışişleri Bakanı.
Almanya, Birinci Dünya Savaşı`nda giriştiği maceraya bir şekilde Osmanlı`yı da dahil etmeyi başardı. Daha doğrusu, Osmanlı`da yönetimi ele geçiren İttihatçıları dahil etti desek yerinde olur. Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı ile birlikte Almanya`nın da sonunu hazırladı.
Gelelim İkinci Dünya Savaşı`na.
Hitler yaptı bu çılgınlığı diyebilirsiniz. Ama Hitler de O Almanya`nın bir gerçeği değil miydi? O Alman toplumu değil miydi Hitler`i çılgınca alkışlayan. Almanya, İkinci Dünya Savaşı bittiğinde 12 şiddetinde depremden çıkmış gibiydi. Taş üstünde taş kalmamıştı. Ve O Almanya, yeniden imarında en çok Türklere güvenmiş, Türk işçiler canla başla, Almanya`nın yeniden oluşturulmasına katkıda bulunmuştu.
Ne olduysa Merkel döneminde oldu.
Merkel`den önce Almanya`da, başını yeşillerden Claduia Roth`un çektiği Yeşiller, PKK sempatizanlığı yapıyordu. Roth Türkiye`ye gelip gidiyor, ileri geri konuşuyor ama O`nun konuşmaları hiçbir zaman Almanya`nın devlet politikasına dönüşmüyordu.
Şimdi, Roth`un PKK seviciliği Almanya`nın devlet anlayışına dönüştü. Angela Merkel, kendi ağzıyla ülkesinde 4 bin 500 PKK`lı bulunduğunu itiraf etti. Türkiye hem interpol aracılığıyla hem de bizzat Almanya İçişleri ve Adalet Bakanlıklarına yaptığı başvurularla, PKK`nın suç işlemiş üyelerini istedi. Almanya dirseğini gösterdi.
Nihayet 15 Temmuz alçak işgal girişiminin ardından, bu kez de FETÖ`cü teröristlere kucak açtılar. Türkiye`den kaçmayı başaran FETÖ`cüler Almanya`ya ulaştıklarında kendilerini güvende hissediyordu. Hatta Almanya onlara iş imkanı sağlıyor, çalışamayanlara farklı usullerle yardımda bulunuyordu. Zekeriya Öz, Celal Kara gibi isimlerin ardından, Adil Öksüz de Almanya`da ortaya çıktı. Muhtemelen, Zekeriya ve Celal gibi O da Zarp sınır kapısından Gürcistan`a geçiş yaptı. Sonra da pazarlıklar sonucu Almanya`ya geçti.
Can Dündar konusunu hep yazdık. Türkiye`de vatana ihanetle suçlanan bu adamı Almanya bir demokrasi kapramanı gibi, daha doğrusu bir sirk maymunu gibi şehir şehir dolaştırıp Türkiye aleyhine konferanslar verdirdi. Tek şartları, Can Dündar`ın konferanslarında Türklere ve Müslümanlara küfretmesiydi. Nihayet o şaklaban önceki gün bir Alman Gazetesi`ne verdiği roportajda, “Müslümanların çoğu teröristtir” deme alçaklığını da gösterdi.
Peki bu işin sonu nereye varacak?
Bu bir Merkel politikası mı yoksa Alman devletinin onayladığı bir Ortadoğu ve Türkiye anlayışı mı?
Bence bu politikalar Merkel`in çok ötesinde, Vatikan kaynaklı, İslamafobik yaklaşımlar. Avrupa Kamuouyunu, Müslümanlara karşı kışkırtabilmek için de düşük yoğunluklu terörden medet umuyorlar. Böylece, Orta doğu halklarına gösterilecek her düşmanca yaklaşım, Avrupa kamuoyunun tepkisini almadan sonuca ulaşacaktı.
İşin en önemli boyutu Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan.
Son 200 yıldır ekonomisini sömürge faaliyetleri ile ayakta tutan Avrupa son 50 yıldır da silah sanayine bel bağlamış durumda. En iyi alıcıları ise Müslüman ülkeler.
Şimdi bir Recep Tayyip Erdoğan`ın çıkıp da 200 yıllık çarklarına çomak sokmasına izin verirler mi? Elbette istemezler. Ama artık her şey onların isteyip istememesine bağlı değil. İşte bu yüzden Erdoğan ve Türkiye düşmanları. Erdoğan, sadece Türkiye`yi düze çıkarma peşinde değil, sınırlarımızın hemen ötesinde yanan ateşleri de söndürmek istiyor. Bütün çabası bunun için. Ama o ateşlerin sönmesi ne Almanya`nın ne de diğerlerinin işine gelir.
Onlara göre en iyi Müslüman, ya “ölü Müslüman” ya da “ruhu ölmüş Müslüman” dır. Ruhların dirilişine tanık olmak istemiyorlar. İslam Dünyasında diriliş başladığında, bunun Avrupa Medeniyeti`nin çöküşü anlamına geleceğini çok iyi biliyorlar.