Osmanlı askerlerini zaferden zafere koşturan ‘Yatağan Kılıçları’ şimdi vitrinleri süslüyor
Vitrin Demircili Demircilik Kılıçlar Keçiboynuzu
-Bıçak ocağından görüntü
-Bıçak ve kılıcın yapım aşamalarından görüntü
-Kılıcın dövülme işleminden görüntü
-Kılıcın yapım işlemlerinden farklı açılarda görüntü
-Kılıç ustası Mehmet Doğan ve oğlu Mustafa Gürbüz Doğan ile röportaj
-Yapımı bitmiş kılıçlardan görüntü
-15 Temmuz hatıralı özel işlemeli kılıçtan görüntü
-Osmanlı dönemine ait kılıçlardan görüntü
( DENİZLİ -ÖZEL)-Kılıç ve bıçakların ana vatanı ‘Yatağan Mahallesi’-En fazla rağbeti tutma sapı koç ve keçiboynuzundan yapılan kılıçlar görüyor-Dizi ve filmlerde kullanılan bıçak ve kılıçlar Yatağan’da üretiliyor DENİZLİ
- Osmanlı Devleti döneminde ürettiği kılıçlarla askerlerin zaferden zafere koşmasını sağlayan Denizli’nin Serinhisar ilçesine bağlı Yatağan Mahallesi günümüzde de kaliteden ödün vermeden ürettiği bıçak ve hediyelik kılıçlar ile halen sektörün öncüsü konumunda. Üretilen kılıçlar arasında en fazla rağbeti ise tutma sapı koç ve keçiboynuzundan yapılan kılıçlar görüyor. Serinhisar ilçesine bağlı 2 bin 628 nüfuslu Yatağan Mahallesinde yüzyıllardır demircilik sanatı devam etmektedir. Selçuklular Dönemi’nde Oğuzların Anadolu’yu yurt edinmesiyle birlikte Denizli’nin Serinhisar ilçesi Yatağan Mahallesinin bulunduğu bölgeye Türkmen’lerden asıl adı Osman olan “Yatağan Baba” yerleşti. Yatağan Baba demirci olduğundan dolayı hem yerleşim alanının adı hem de Yatağan kılıcının adının buradan geldiği bilinmekte. Mahallede 11. ve 13. yüzyıllardan bu yana demircilik sanatı gelişerek bıçak, çakı, tahra, balta ve makas gibi kesici aletler günümüzde de yapımı devam ediyor. Yatağan Mahallesinde vatandaşlar geçimini bu şekilde sürdürüyor. Demircilik mesleği günümüzde yavaş yavaş değişmeye başlarken, Yatağan Mahallesinde ise evrilerek el yapımından ziyade yerini makineleşmeye bıraktı. “Babamdan gördüğümüz kadarıyla devam ediyoruz” Mahallede uzun yıllardır bıçak ve hediyelik kılıç imalatı yapan Mehmet Doğan, mesleği babasından öğrendiğini ve yılladır sürdürdüğünü ifade etti.
Çakı, bıçak ve kılıç imalatı yaptıklarını hatırlatan Doğan, “Oğlumda mesleği öğreniyor yanımda ve bu aralar okullarda tatil olunca hep yanımızda olacak artık, diğer zamanlarda da tatilde de yardım ediyordu. Oğlumda öğreniyor ve devam ettirecek Allah’ın izniyle. Kılıçtan kılıca fark oluyor mesela makastan veya kalın bir çelikten döverek yaptığımız bir kılıç bir hafta sürüyor. Ama paslanmaz çelik ve hazır çelik olursa, paslanmaz olarak gelen çelikler de onun yapımı 1-2 gün sürüyor. Yapacak oluğumuz işe bağlı, üstünde ki işleme bağlı, müşterinin isteğine bağlı oluyor. Müşteri gravür yani desen çalışması isteyebilir. Bazen sadece düz bir kılıç istiyor. Torunlara yadigar olarak istiyorlar bazen üstü işlemeli kılıçlar da istiyorlar” dedi.
“Kılıçlar dünyanın her yerine gidiyor” Doğan, ürettikleri her kılıcın kendisine göre bir özelliğinin olduğunu dile getirerek, kılıçların istenilen özellik ve kalitelerine göre yapılmasının birkaç sürdüğünü aktardı. Bazen müşteriden gelen talebe göre kılıçların saplarının koç ve geyik boynuzundan yapıldığını belirten Doğan şunları söyledi: “Aksesuar olarak kullanılacak olan kılıç var veya bir de torunuma benim atalarımızdan görmüş olduğumuz kılıçlardan isterlerse onun yapımı çok uzun sürüyor. Bunun kapzaları değişik oluyor icabında hazır fleks ya da pleksi gibi malzemelerden yaptığımız kılıçların sapları uğraştırmıyor ama bunu bir koç boynuzundan ya da bir geyik boynuzundan yaparsak o haliyle uğraştırıyor. Bunların hepsi zaman meselesi ve zamanla olan şeyler. Burada yapılan kılıçlar dünyanın her yerine gidiyor. Türkiye geneli ağırlıklı, Almanya’dan gelen misafirler götürüyor ve dışarıdan istekler oluyor. İnternet olması sebebiyle herkes görüyor Avrupa’dan da çok fazla takip eden var. Zamanı geliyor Avrupa’ya da bıçak, kılıç gönderiyoruz. Bu internet işi bizi iyi yerlere getirdi. Dizi ve filmlere de kılıç, bıçak gönderiyoruz.” “Herkesin evinin bahçesinde bıçak atölyesi var” Doğan’ın oğlu Mustafa Gürbüz Doğan ise babasının mesleği devam ettirmekte kararlı olduğunu kaydederek, mahallelerinde neredeyse her evin bahçesinde ya da yanında bir atölyeye rastlamanın mümkün olduğunu anımsatarak, “Bu işi öğreneli bir yıl falan oldu ve bir yıldan bu yana yapıyorum. İlk kağıda bıçağın çizimini yapıyorum, şeklini çıkartıyorum ve demire çizerek her işlemini yaparak kendime bir bıçak yapabiliyorum. Bende ilk önce başka bir yerde çalışarak öğrendim sonra babamın yanına geldim. Kendime yeni bir iş bularak yeni uğraşlar ile bir bıçak yapmaya çalışıyorum. Benim yaşımdaki çocuklarda başladı şuanda, herkesin evinin bahçesinde bıçak atölyesi var” diye konuştu.
20 Haziran 2020 Cumartesi günü yayınlandı