Evlat nöbetindeki ailelerin çığlıkları dinmiyor
Mazda Kaçırılma Oturma Eylemi Terör Örgütü Irak
-Şevket Altıntaş görüntüsü
-Müslüm Altıntaş fotoğrafından görüntü
-Şevket Altıntaş röportajı
-Genel ve detay görüntüler
( DİYARBAKIR )- Baba Şevket Altıntaş:- “Yemek yemeye, tebessüme, uyumaya utanıyoruz"- "Acaba çocuklarımız ne halde” DİYARBAKIR
- Diyarbakır HDP il binasında oturma eylemine devam eden ailelerin evlatlarının kaçırılma hikayeleri yürek burkuyor. Ailelerden er Müslüm Altıntaş’ın babası Şevket Altınaş, “HDP’ye defalarca gittim. Ama şurada ortak tavrı kullanıyorlar. Nedir, yalan. Kesinlikle profesyonel bir şekilde yalan söylüyorlar” dedi.
Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır il başkanlığı önünde oturma eylemi başlatan ailelerin evlat nöbeti 355’nci gününde de devam ediyor. Ailelerin, evlatlarının PKK terör örgütü tarafından kaçırılmasındaki hikayeler de yürek burkarken, aileler, evlatlarını HDP’den isterken, HDP’lilerin ortak bir şekilde profesyonelce yalan söylediklerini söyledi.
“Bunlar devlete diz çöktürmek istiyorlar, kusura bakmayın, devlet diz çökmez” Evlat nöbetindeki acılı baba Şevket Altıntaş, oğlunun 2 Ekim 2015’te Tunceli Pülümür’de silah zoruyla kaçırıldığını, herkese zamanın normal geçtiğini, kendilerine zamanın, bin 786 gündür cehennem azabı gibi geçtiğini dile getirdi. Bir hafta sonra buradaki süreçlerinin tam 1 yıl olacağını kaydeden baba Şevket Altıntaş, sözlerine şöyle devam etti: “Bundan önce 2 Ekim’de haber geldiğinden bu yana aramadığımız, müracaat etmediğimiz kişi, kurum kalmadı. O gün Cuma günüydü namazdan çıktım eve geldim. Bana bilinmeyen bir numaradan telefon geldi. Denildi ki, Müslüm Altıntaş’ın babası mısınız, evet dedim. Ben yüzbaşı, oğlunuzun valizi karışmış dedi.
Bunu söylemek istedim dedi.
Ben de düşünmeden tamam dedim, rengini anlattım. Telefonu kapattıktan sonra eşim bana bu işte bir iş var. Nasıl yani dedim. Dedi, ‘bu işte bir iş var. Kısacası akşam 19.00’a kadar telefon trafiğim susmadı. Sürekli orayı burayı aradım. Derken tanıdığım bir asker vardı, yarbay. Ona ulaştım. Dedim durum böyle, bir haber alamıyorum. Aradan 10, 15 dakika geçti, semtimizin mahalle karakolu beni aradı dedi ki, ‘Durum böyle böyle. Senin Çocuğunu PKK’lılar aldı, götürdü. Ama merak etmeyin bir hafta, 10 gün sonra bırakırlar’ dedi.
Gel görelim ki, aradan 5 bitecek, 6’ya girecek hala bekliyoruz. Ben meclise HDP’ye defalarca gittim. Ama şurada ortak tavrı kullanıyorlar. Nedir, yalan. Kesinlikle profesyonel bir şekilde yalan söylüyorlar, kanaat getirdim. Tunceli Pülümür’den çocuğum buraya kadar gelmiş. Mehmet Şahan Türk isminde biri bu resmileşti. Biz niçin HDP önünde oturuyoruz, işte bunun için. Bu şahıs oğlumu alıp HDP binasına getiriyor. Kürt halkına yapılan bir zulüm var, yapılan bir aşağılama var. İşte HDP’nin bize karı budur. Şimdi bunlar devlete diz çöktürmek istiyorlar. Kusura bakmayın, devlet diz çökmez. Yemek yemeye utanıyoruz. Birine tebessüm etmeye utanıyoruz, uyumaya utanıyoruz. Acaba çocuklarımız ne halde.”
22 Ağustos 2020 Cumartesi günü yayınlandı