Sedat Peker'den Zekeriya Öz'e cevap...

Zekeriya Öz kendisi hakkında açıklamalarda bulunan Sedat Peker hakkında suç duyurusunda bulundu.

Sedat Peker'den Zekeriya Öz'e cevap...
Sedat Peker'den Zekeriya Öz'e cevap...
Eski savcı Zekeriya Öz, Sedat Peker'e twitter'da kendisi hakkında yaptığı açıklamalar nedeniyle suç duyurusunda bulundu.

Kendi sitesinden konu hakkında açıklamalarda bulunan Sedat Peker Zekeriya Öz'e cevap verdi.

İşte Sedat Peker'in o yazısı;

BİZE BENZEYEN ANCAK BİZDEN OLMAYAN, BU YENİ DÜŞMANIN VARLIĞI, BİZİM İÇİN BİR ŞANSTIR

Kıymetli dostlarım, zekeriya öz twitter'da hakkında yazdığım 6 maddelik açıklamamla ilgili devlet görevlisine hakaret ve tehdit suçundan hakkımda anadolu adliyesine hapis cezası almam için müracaatta bulunmuş. (Ayrıca da başka bir adliyeye para cezası almam içinde bir şikayette daha bulunmuş).

zekeriya özün her iki şikayetinin evrakları şahsıma tebliğ edildiği zaman, gülümseyerek bu insanlarla (paralel yapıyla) benim kader çizgimin karşılıklı olarak epey bir süre daha devam edeceği konusunda ki düşüncemde galiba yanılmadım dedim (bundan şeref duyarak).

Hapis cezası istemiyle yapmış oldukları şikayet ile ilgili anadolu adliyesine giderek ifademi verdim. Başsavcılık tarafından hakkımda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi. Para cezasıyla ilgili açtıkları diğer adliyedeki davayı ise mahkeme reddetti. (öyle ya bu ülkede gerçek hakim ve savcıların olduğunu galiba onlar unutmuşlardı.)

Ergenekon davasının ŞEHİTlerinden olan cennet mekan Muzaffer TEKİN abiyle cezaevinde sohbet ederken, bana devamlı böyle neşeli ve pozitif olmayı nasıl başarıyorsun diye soruyordu. Birgün kendisine Abi sıkılmazsan sana anlatayım, dedim.

Bizim devletimiz, yabancı devletlerle yaptığı cephe savaşlarından dolayı, tecrübe sahibidir. Ayrıca terör örgütlerinin silahlı eylemlerine karşı da tecrübe sahibidir. Ancak bizim devletimiz ilk defa böyle bir düşmanla karşılaştı (paralel yapı), bu yüzden şu anda uyuşturucu iğneyle vurulmuş kurbandan kaçan boğa gibi reflekslerini kontrol edemiyor dedim.

Kendi gibi namaz kılan oruç tutan aynı kültürden beslenen fakat (direk olarak üst akıldan emir alan yani bizden olmayan) bir düşmanla daha önce hiç karşılaşmadı. Bizler bu karşılaşmanın ilk kurbanlarıyız. Bizim ödediğimiz bedeller, çektiğimiz acılar bu düşmanın ilerleyen yıllarda ne kadar tehlikeli olduğunu ortaya çıkmasını sağlayacak. Daha sonraki zamanlarda da devlet ona göre mücadele reflekslerini geliştirecek diyordum.

Daha sonrasında kendisine yahudileri örnek vermiştim. israil devletinde toplam 3,5 milyon yahudi var. Dünyanın diğer ülkelerine ise dağılmış 5 milyon yahudi daha var yani toplamında tüm dünyada 8,5 milyon yahudi var. 8,5 milyon yahudi ellerinde ki (tüm dünya genelinde sahip oldukları) finans, basın, silah sanayi sektörü sayesinde Dünya genelinde yaşayan 8,5 milyar insanı istedikleri gibi yönlendiriyorlar. Hangi toplumla bir sorun yaşasalar mutlaka sorunu kendi lehlerine bitecek şekilde çözüme kavuşturuyorlar demiştim.

3 bin sene önce kendilerine vaat edildiğine inandıkları topraklardan kovulduktan sonra o kadar çok farklı düşman tipiyle karşılaşmışlar ki şu anda herhangi bir düşmanla karşılaşsalar geçmiş hafızalarına baktıklarında mutlaka ya karşılaştıkları düşmanın aynısıyla yada çok benzeriyle geçmişte mutlaka karşılaştıklarını görüyorlar.

(Yeni düşmanlarına karşı geçmişte savaştıkları başka düşmanlarına verdikleri mücadelelerindeki doğruları ve hataları tekrardan gündemlerine taşıyor o zaman ki savaş stratejilerinde bu günün şartlarına göre bir revizyon yaparak yeni düşmanlarına karşı bu sayede mutlaka başarı sağlıyorlar.)

Bizim devletimiz biraz öncede söylediğim gibi kendi gibi namaz kılan, oruç tutan, aynı kültürden beslenen fakat kendinden olmayan üst akıldan emir alan yeni bir düşmanla karşılaştığını anlayabilmesi için, bizlerin acı çekmesi bedel ödemesi gerekir demiştim. Bizim çocuklarımız onların çocukları kısacası gelecek nesiller, bu tip bir düşmanla karşılaştıkları zaman şuan bizim devletimizin yaşadığı şaşkınlığı artık yaşamayacaklar. (Uyuşturucu iğneyle vurulmuş kurbandan kaçan boğa gibi yalpalamayacak ne yapması gerektiğini bileceklerdir, demiştim.)

Cennet mekan Muzaffer Abi bu sohbetin sonunda benim boynuma sarılmış, olaylara bu kadar acayip yönde bakmayı nasıl başarıyorsun, gerçekten bunu anlayamıyorum belki de bu yüzden seni çok seviyorum kardeşim demişti. (Ölmesine saatler kala da eşine ve kızına vasiyetimdir tabutumun başında, mutlaka SEDAT kardeşim beklesin diyede belirtmişti.)

BİR UMUTTUR YAŞAMAK

SEDAT PEKER