KIZLAR İÇİN ALINAN BAŞLIK Ve SÜT PARALARININ TARİHİ VE İSLAM'DAKİ YERI
İslamiyet ten önce Arap toplumunda mehir, sadak, sıdak veya saduka adları altında bir başlık uygulamasının olduğunu görmekteyiz. Ancak bazı araştırmacılar sadak ile mehir arasında bir ayırım yapmakta ve sadakın evlenecek kadına, mehrin ise ailesine verilen bir mal olduğunu belirtmektedirler.Yahudi ve Hristiyanlardaki Uygulama!
İslam'a aykırı olan bu batıl geleneğin izlerini Yahudi ve Hristiyan kültüründe görüyoruz. Musevi ve kilise hukuklarında evlenme akdinin bir satış akdi olarak değerlendirildiği ve kızın ailesine ödemeler yapıldığı kaynaklarda belirtilmektedir. Ayrıca erkek tarafından kız tarafına verilen para veya mücevherat evlenecek kıza verilmiyor, hatta bazen gelin babasının evinden bindiği deveden başka hiçbir şey getiremiyordu. İslam hukuku da bu uygulamayı evlenen kadının lehine çevirmiş ve onun evlenirken aldığı ve serbestçe kullandığı bir para (mehir) haline getirmiştir.
Eski Türk Kültüründeki Uygulama!
İslam öncesi Türk toplumunda da 'kalın' adıyla anılan başlığa benzer bir ödemeye rastlanır. Kalın eski Türk hukukunda evlenecek erkeğin kız tarafına verdiği mal veya paradır. Bu dört kısıma ayrılmıştır; Birincisi kızın babasına verilen kalındır. Genellikle baba bunu kızının çeyizini hazırlamak için kullanır. İkincisi ise erkeğin nişanlısına ilk ziyaretinde verdiği hediyedir. Üçüncüsü ise miktarı 20 ile 60 at arasında değişen ve düğün masraflarını karşılamak üzere verilen maldır. Dördüncüsü de günümüzde halen devam eden süt hakkı adıyla kızın annesine nişanlı erkek tarafından verilen hediyedir. Erkek tarafının üstlendiği bu masraflar karşılığında da kız tarafı çeyiz hazırlama masraflarını üstlenirdi. Türklerin İslam'ı kabul etmelerinden sonra da kalın, başlık ve süt hakkı adı altında maalesef günümüze kadar devam etmiştir.
Osmanlı Dönemindeki Uygulama!
Osmanlı devletinde İslam hukukuna aykırı bu uygulamaların tamamının yasaklandığı belirtilmektedir. Çıkarılan bir fermanda da mehrin dışında az veya çok para istenmesi ve alınması yasaklanmıştır.
Başlık ve süt parası gibi uygulamaların malesef günümüzde de devam ettiği görülmektedir. Bu durum evlenecek kimseleri büyük mali külfet altına sokmakta ve evlenmeyi zorlaştırmaktadır. Bazen de gençleri bekar kalma ile kız kaçırma arasında bir tercih yapmaya sevketmektedir.
Hz. Muhammed (s.a.v)'in Tavsiyeleri!
Hz. Peygamber evliliğin önemini; “Kim evlenmeye gücü yeter de evlenmezse bizden değildir.” “İçinizden evlenmeye gücü yetenler evlensin” gibi hadisleriyle bekar kimseleri evlenmeye teşvik ederek anlatmıştır. Ayrıca; “Bereketi en çok olan evlilik külfeti en az olan evliliktir.' Hadisi ile de evlenmenin kolaylaştırılması gerektiğini ifade etmiştir.
Hz. Peygamberin mehir tesbit edilirken de küçük miktarlara razı olup bir demir yüzüğü bile kafi gördüğü, buna dahi sahip olamayan kimseyi eşine Kur'an okumayı öğretmesi karşılığında evlendirdiği bilinmektedir.
İslam'ın evlenme konusundaki bu genel tavrı karşısında başlık gibi evlenmeyi güçleştiren bir uygulamanın bu dinin yapısına ters düşeceği aşikardır. Gerçi bazı durumlarda maddi durumu iyi olmayan kız tarafı aldığı parayı tamamen kızının çeyizine harcamakta ve böylece yeni kurulmakta olan ailenin teşekkülüne olumlu katkıda bulunmaktadır. Ne var ki bu genellikle suistimal edilmekte ve istenilen para miktarı çok yüksek tutmakta ve başlığa satış bedeli diyenleri haklı çıkaracak şekilde onu tamamen kendisinde alıkoymaktadır.
Başlık ve süt parası bugün uygulandığı şekliyle, Yahudilikten ve eski İslamiyet öncesi Türk adetlerinden bize geçen ve İslamın onaylamadığı, evlenen kızların para karşılığında kocalarına satılarak insanın onurunu ayaklar altına alan İslam dışı cahiliye geleneğidir.
Köşe yazısı 'Hayatımızdaki Yahudi ve Hıristiyan Adetleri' kitabımızdan yararlanılarak yazılmıştır.
Yasal Sorumluluk
Sitemizde yayımlanan köşe yazıları ve yorumlar yazarların kendi görüşleridir.
Tüm hukuki ve cezai sorumluluk yazarlara aittir.
Site yönetimi bu içeriklerden dolayı sorumlu tutulamaz.
Tüm hukuki ve cezai sorumluluk yazarlara aittir.
Site yönetimi bu içeriklerden dolayı sorumlu tutulamaz.
Yazarın Önceki Yazısı
MÜSLÜMANLARDA OLMASI GEREKEN TİCARET AHLAKI
MÜSLÜMANLARDA OLMASI GEREKEN TİCARET AHLAKI
Yazarın Sonraki Yazısı
İSLAM TARİHİ'NDEKİ BULAŞICI HASTALIKLAR VE MÜSLÜMANLARA YÜKLEDİĞİ SORUMLULUKLAR!
İSLAM TARİHİ'NDEKİ BULAŞICI HASTALIKLAR VE MÜSLÜMANLARA YÜKLEDİĞİ SORUMLULUKLAR!

