CHP’de Kaynayan Kazan, Sönmeyen Yangın

Türker Akıncı

Türker Akıncı

Yine gündem CHP. Başka ne olabilir ki? Her gün bir başka başlıkla kaynıyor parti. Şimdi herkes “savaş bitti” diyor, Ortadoğu'da İran kutlama yapıyor ama ben size bir şey söyleyeyim mi? Bu ateş sönmedi. Sadece geçici olarak üzerine su döküldü. İsrail'in bölgedeki nihai hedefleri, İran'ın istihbarat zaafları ortadan kalkmadıkça bu iş bitmeyecek. Ama dönelim içeriye, çünkü içerisi dışarıdan daha sıcak.

CHP'de Eski Yönetim mi Geri Geliyor?
Kemal Kılıçdaroğlu sahneye yeniden çıkıyor gibi. “Partiyi kayyuma mı bırakayım, tabii ki başına geçeceğim” demiş. 30 Haziran'da mutlak butlan kararı çıkarsa, kurultaya götürecek kişi Kılıçdaroğlu olacak. Ama karar 30 Haziran'da çıkar mı? Çıkmaz mı? Bilemiyoruz. Bu da Ekrem İmamoğlu'nu, Özgür Özel'i ve tabii ki Kemal Bey'i bambaşka bir ikilemin içine sokuyor.

Ama bomba Muharrem İnce'den patladı. Ne dedi? “Ben partime dönüyorum.” Ne diyorsun hocam? Hani “CHP beni kanser etti” demiştin? “HDP'li olsaydınız İBB'de işe girerdiniz” lafı senden çıkmadı mı? “Atatürkçüleri dışladılar” diyen sen değil miydin?

Kasetler, Küfürler, Kanserler… Ve Geri Dönüş
2018 seçimleri... Muharrem İnce'ye olmadık şeyler söylendi. “Sarayın adamı” dediler, “AK Parti kurdurdu Memleket'i” dediler. Sosyal medyada kaset kampanyaları yapıldı, adam hasta oldu, hastaneye kaldırıldı, yarıştan çekildi. Şimdi bu kadar lafın, bu kadar ithamın üstüne nasıl oluyor da “ben partime dönüyorum” diyebiliyorsun?

Daha da ilginci, Silivri'den Ekrem İmamoğlu mektup yazmış. “Partiye katılımınız kıymetli” diyor. Düşünün: Cezaevindeki İmamoğlu, partiden dışlanmış İnce'ye mektup yazıyor. Peki şimdi biz ne konuşuyoruz? CHP neden iktidar olamıyor. Ya çünkü kimin ne olduğu belli değil!

Sağ Kesim Düşünsün: Fatih Altaylı Gerçeği
Bir parantez açayım: Fatih Altaylı'ya ceza çıktı. Ceza kısmı ayrı bir tartışma ama ben başka bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Adam her yayında herkese hakaret ediyor. “Ahmak”, “salak”, “manyak”... Dönün bir bakın, YouTube yayınlarını izleyin. Ama 1 milyon izleniyor. Sponsorlar sıraya giriyor. Neden? Çünkü muhalif etiketli. Peki sağ cenahta neden böyle gazeteciler desteklenmiyor? Neden kendi adamını medya vitrinine koyamıyor?

Sağ kesim destek olmuyor. Aksine altını oyuyor. Bu, medya savaşının da neden kaybedildiğini gösteriyor. Bu da düşünülmesi gereken başka bir başlık.

CHP'de Temmuz: Ne İttifak, Ne İnkılap
Dönelim yine CHP'ye. Eğer 30 Haziran'da mutlak butlan kararı çıkarsa, Temmuz'da çok sert bir ay bizi bekliyor. Çünkü Özgür Özel “ben genel merkezi terk etmem” diyor. Eee mahkeme kararı çıktı diyelim, ne olacak? Polis mi girecek? Kılıçdaroğlu nasıl geri dönecek?

Kemal Bey, “Partimi mahkeme koridorlarında tartıştırmam” diyorsa, neden tekrar sahaya iniyor? Özgür Özel'in bu konuda daha serinkanlı kalması gerekirdi. Ama o da o tuzağa düşüyor. Siyaset, duygusallığı kaldırmaz.

Bazı iddialara göre, Kemal Bey geri dönerse, Özgür Özel – Ekrem İmamoğlu – Muharrem İnce birlikte Memleket Partisi'ne gidecek. Hatta bir “EK-İM” Partisi konuşuluyor. “Ekrem İmamoğlu”nun baş harflerinden oluşan yeni bir oluşum. Delilik gibi duruyor ama siyaset burası, her an her şey olur.

Siyaset 24 Saat İçinde Bile Değişir
Diyorlar ya, “siyaset için 24 saat çok uzun bir süre”... Gerçekten öyle. Bugün düşman, yarın dost. Bugün kaset mağduru, yarın partiye lider. Bugün hakaret edilen, yarın mektup yazılan. CHP'nin bu haliyle iktidara yürümesi, bir mucize olur. Ama belki de Türkiye'de mucizeler hep böyle garip başlar.

CHP 30 Haziran'dan sonra ya darmadağın olur ya da tamamen şekil değiştirir. Ama bir şey kesin: Siyaset yaz boyu bize yine uykusuz geceler verecek.