CHP'nin Kürt sorunu girişimi
2 Haziran 2012 Cumartesi günü yayınlandı
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, CHP'nin Kürt sorununa ilişkin çözüm önerisiyle ilgili, "CHP'nin samimi olup olmadığının iyi değerlendirilmesi gerekiyor" dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Elitaş, Meclis'te basın mensuplarının sorularını cevapladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve diğer partilerden randevu talep ittiğini hatırlatan bir gazetecinin, "Siz bu randevu talebini nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki sorusu üzerine Elitaş, "Randevu talebine verilecek cevap Sayın Başbakan'ın kendi takdirindedir. Sayın Kılıçdaroğlu, Başbakan'dan mı AK Parti Genel Başkanı'nından mı randevu istedi tam bilmiyoruz. Sayın Başbakanımızın, Sayın Genel Başkanımızın takdirindedir. Çünkü şahsi iştir, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'ndan doğrudan randevu talebidir. Kurulması istenen iki komisyonla ilgili meseleye baktığımızda, o da genel başkan yardımcılarının yaptığı basın toplantıları ve TBMM Başkanı'na yaptıkları müracaatın ardından ortaya çıkan bir şeydir ama CHP'de müthiş bir zihinsel çelişki var.
İki genel başkan yardımcısı, 'bir komisyon kurun' diye Meclis Başkanı'na müracaat ediyorlar daha öncede biliyorsunuz, yemin krizi çıktığında, 'biz bir çukura atladık Sayın Başkan bizi çukurdan kurtar' diye yalvarmaya gitmişlerdi. Arkasından tutuklu milletvekilleriyle ilgili durum vardı. Meclis Başkanı iyi niyetli girişimde bulundu. Bu girişim sonucunda AK Parti grubuna diğer siyasi partilerin teklifleri gidince, 'bu olmaz, çünkü dağdaki terörist milletvekili oluyor. AK Parti'nin bu oyunun içerisinde yer alması mümkün değil' dedik. Bu sefer Meclis Başkanı'nı suçlamaya başladılar. 'Niye bu işe girdin- Gerekirse ölüm orucu tut' diye Sayın Başkan'a haksız ve ölçüsüz hakaretlerde bulundular'' dedi.
CHP'nin samimi olup olmadığının iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Elitaş, "Çünkü CHP'nin en baş tarafıyla en arka tarafı arasında müthiş bir uyumsuzluk var. Yani kıvrım kıvrım gidiyorlar. Nereye gittikleri belli değil. Kendi başlarına gidiyorlarsa safça gidiyorlar. Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla gidiyorlarsa boş yere gidiyorlar. Çünkü Meclis Başkanı'ndan istekleri yerine gelmediği takdirde hakaret ediyorlar. Özet, bunların daveti AK Parti yetkili kurullarında değerlendirilir" dedi.
Bazı milletvekilleri hakkında hazırlanan fezlekenin Adalet Bakanlığı'na gönderilmesiyle ilgili bir soru üzerine Elitaş, "Biz milletvekillerinin her şeyi rahat bir şekilde konuşmalarından yanayız ama her gün askerimize, güvenlik güçlerimize, öğrencilerimize, annelerimize, hamile kadınlarımıza, duraklarda otobüs bekleyen insanlarımıza saldıran terör örgütünü kutsayan bir yaklaşımı da şiddetle kınıyoruz" diye konuştu.
Terörü gerçek manada lanetleyen insanların TBMM'de olmasını arzu ettiklerini vurgulayan Elitaş, "Açıkçası 40 bin insanın hayatını kaybetmesine, bunların içinde 11 bin 500 civarında şehit olmasına sebebiyet veren örgütü desteklemek ne kadar insanidir kamuoyunun takdirine bırakıyoruz" diye konuştu.
Kürtaj tartışmalarını hatırlatan bir gazetecinin "Bir milletvekiliniz, 'tecavüze uğrayan kadınlar bebeğini doğursun' dedi.
Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?'' şeklindeki sorusuna ise Elitaş, "Kimin söylediğini bilemiyorum. Hem anne hem karnındaki yavrunun sağlığı için ne yapmak gerekiyorsa bilimsel bakmak gerekir" diye karşılık verdi.
Elitaş'ın yanında bulunan AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar'ı işaret ederek, "Burada doktor arkadaşımız var" şeklindeki sözleri üzerine basın mensuplarının aynı soruyu sorduğu Ünüvar, şöyle karşılık verdi:
"Sezaryende ölçünün kaçtığı ortada. Türkiye'de sezaryen oranlarıyla ilgili çok abartılı rakamlar var. Bunun ölçüsüz bir şekilde normal doğumun önüne geçtiği bir takım verilerle ortada. Bunun makul bir seviyeye indirilmesi gerekiyor. Kürtaj bilinenin aksine bir doğum kontrol yöntemi değildir. Bu konuda bilimsel komisyonların sonucunu beklemek lazım."
"İnsani düşünmek lazım. Bunu bazı basit meselelerle ajite etmenin bir manası yok" diyen Elitaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gayrimeşru şekilde hamile kalmış bir kadın doğurduğu çocuğu cami kapısına koyduğu takdirde o çocuğun da katli gerekir anlamı çıkar söylediğinizden. İyi niyetle ve bilimsel bir şekilde araştırılıp sonuca ulaştırılması gereken noktaları, 'şu da var mı' diye ajite etmenin, farklı noktaya getirmenin manası yok diye düşünüyorum. Anne karnından sağlıklı bir şekilde doğacak çocukla cami kapısına konmuş bir çocuk arasındaki farkı çok iyi değerlendirmek gerekir. Tıpta anne karnına düştüğü anda o canlıdır. Yaşatılması gereken, Doktorlar tarafından en kutsal mahlukattır. Bu konuda da biliyorsunuz cenin anne karnına düştüğü an babanın ve annenin mirasçısıdır. Bunları iyi değerlendirmek gerekir. Konuya sadece AK Parti'yi eleştirmek çerçevesinden bakmak doğru değil. Konuyu bilimsel anlamda tartışmak gerekir. "