Beyaz Gazete Ana Sayfa
Genişlet Işıklar
Bu Haber Diğer Kanallarda Nasıl Sunuldu

Fotoğraflar ortalığı karıştırdı

8 Mart 2013 Cuma günü yayınlandı CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, hükümetin basın üzerinde büyük bir baskısı olduğunu savunarak, “CHP’nin aleyhine manşetler atılırken ‘yaşasın bu gazetecilik’; AKP’nin aleyhine en küçük bir haber olunca ‘batsın bu gazetecilik’” dedi.

Hamzaçebi, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında basın özgürlüğüne ilişkin açıklamalarda bulundu. Hükümetin basın üzerinde büyük bir baskısı ve kontrolü olduğunu belirten Hamzaçebi, “Basının uyguladığı bir oto sansür vardır. İktidarın bütün bireylerde yaratığı içselleştirilmiş gözetleme üzerine kurduğu kamu otoritesi basın üzerinde de kendisini otosansür olarak göstermektedir. Basın hükümetin hoşuna gitmeyecek haberleri kendiliğinden vermemektedir. Böyle bir tablo içinde başbakan artık gazetelerin köşe yazarlarını, onların Ankara temsilcilerini tayin etme aşamasına gelmiştir” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın İmralı tutanaklarının yayınlanmasını eleştirirken ‘batsın böyle gazetecilik’ dediğini hatırlatan Hamzaçebi, bu cümleye dayanarak birkaç örnek vermek istediğini söyledi.

Hamzaçebi, şunları kaydetti:
“‘Terör örgütü ile görüşen şerefsizdir’ sözleri manşet olunca ‘ne güzel gazetecilik’; PKK ile görüşüldüğünü ispatlayan Oslo’daki ses kayıtları haber olunca ‘baksın bu gazetecilik’. Bavullarla belgeler taşınıp uyduruk manşetler atılırken ‘yaşasın gazetecilik’; belgeler sahte çıktı haberleri konu olurca ‘batsın bu gazetecilik’. Manşetler yüzünden paşalar içeri alınıp paşa paşa yatırılırken ‘batsın bu gazetecilik’; ‘baba baba satarım’ diyen bakanın haberine ‘batsın bu gazetecilik’. Manşetler toz pembe ekonomik tablolarla süslenince ‘yaşasın gazetecilik’; açlıktan ölen gazinin haberi yapılırca ‘baksın bu gazetecilik’. CHP’nin aleyhine manşetler atılırken ‘yaşasın bu gazetecilik’; AKP’nin aleyhine en küçük bir haber olunca ‘batsın bu gazetecilik’. ODTÜ rektörünü eleştiren yandaş rektörler manşet olunca ‘yaşasın gazetecilik’; polis ODTÜ’lü öğrencilere orantısız güç kullandı haberleri yazılınca ‘batsın bu gazetecilik’. Kayıp oğlunu arayan Berfo Ana’ya Erdoğan sahip çıktı haberi manşetlere taşınınca ‘yaşasın gazetecilik’; Berfo Ana’yı AKP’liler unuttu haberine ‘batsın bu gazetecilik’. One minute şovunun haber ve tutanakları sayfaları süslerken ‘yaşasın gazetecilik’; İmralı’daki görüşmenin tutanakları yayınlanınca ‘batsın bu gazetecilik’. Manşetlerle gelirken ‘yaşasın gazetecilik’; manşetlerle gitme süreci başlayınca ‘batsın bu gazetecilik’. Yani işine gelirse ne güzel gazetecilik, işine gelmezse batsın bu gazetecilik.”

Bu aşamaya gelmiş hükümetin yaşamın her alanına müdahale etmeye başlayacağını belirten Hamzaçebi, “Ancak hükümet bunu başaramayacaktır. Manşetlerle gelen bu hükümet yine manşetlerle gidecektir. Basından, haberlerden, manşetlerden rahatsız olduğu anda hükümetin gitme süreci başlamış demektir” dedi.

ULUDERE RAPORU
Hamzaçebi, dün kabul edilen Uludere olayına ilişkin taslak rapora da değindi. Hamzaçebi, raporun sürpriz olmadığını, çünkü komisyondaki iktidar temsilcilerinin Uludere olayında sorumlu aramanın peşinde olmadıklarını savundu. Hamzaçebi, “Hükümete düşen özür dilemek ve olayın sorumlularını ortaya çıkarmaktır. Ama bunu hükümet yapmıyor, burada bir iyi niyet görmüyoruz. 34 vatandaşımızın sorumluluğunun birileri üzerinde olması gerekir. Maalesef TBMM’nin ilgili komisyonu iktidar partisi üyeleri bu sorumluluğu ortaya çıkarabilecek bir çalışmayı gerçekleştirebilmiş değiller. Demokrasimiz adına üzüntü verici buluyorum” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in ‘İmralı tutanaklarını devlet açısından bir bağlayıcılığı yoktur’ sözlerinin hatırlatılması üzerine Hamzaçebi, bu açıklamayı ciddi almadığını söyledi.

‘Tutanakların bağlayıcılığı yoktur’ denilmesiyle Başbakanın o tutanakların gerektirdiği sorumluluktan kurtulamayacağını belirten Hamzaçebi, “Başbakan çıksın açıkça o tutanakları sahiplensin ve görüşünü beyan etsin. Soruyorum; ‘Siz Öcalan ile başkanlık sistemi pazarlığı yaptınız mı? Tutanaklar milletin aklında böyle bir tereddüdü yarattı. Sayın Başbakan niye ‘bu tutanaklar doğrudur’ diyemiyor da, ‘bu tutanakların bağlayıcılığı yoktur’ açıklamasına sığınıyor. Yani şunu mu demek istiyor, ‘Biz orada bir takım görüşmeler yaptık ama onlara inanmayın, biz orada söyleyenlerin arkasında değiliz, biz orada ne söylediysek söyledik ama bunlar gerektiğinde arkasında durmayacağımız cümlelerdir’ mi demek istiyor? Yarın farklı tutanaklar yayınlanınca ortaya çıkacak tepkiyi hafifletmek amacıyla acaba böyle bir yola giriyor, Bu cümle sanki biraz da onun habercisi gibi” dedi.


HABERDAR OLMAK İÇİN MAİL BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN
Copyright BeyazGazete.Com ' Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. Kaynakları beraberinde belirtilmiştir. Haberleri kopyalamayınız. Norm Yazılım
Ajanslar
yukarı