Beyaz Gazete Ana Sayfa
Genişlet Işıklar
Bu Haber Diğer Kanallarda Nasıl Sunuldu

''Çakma Sultanahmet''-2

21 Kasım 2012 Çarşamba günü yayınlandı Esenler Belediyesi Şehir Düşünce Merkezi’nin düzenlediği “Cami Mimarisi Paneli”nde konuşan Mimar Doğan Tekeli, Çamlıca’ya yapılacak cami projesini eleştirdi.

Doğan Tekeli, proje şartnamesini eleştirerek, sunulan imkanlardan dolayı deneyimsiz mimarların başka bir eseri taklit etmelerinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Esenler Belediyesi Şehir Düşünce Merkezi cami mimarisi konusunda yeni fikirler oluşmasına katkıda bulunmak için “Cami Mimarisi Paneli” düzenledi.

Panele Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu ve çok sayıda kişi katıldı.

Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen panelde Türkiye’nin önde mimar, akademisyen ve bilim adamları cami mimarisi konusunda değerlendirmelerde bulundu. Panelist mimarlar çok tartışılan Çamlıca tepesine cami projesini de değerlendirdi.

Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu yaptığı konuşmada, “ Cami bizim hem hayatımızın merkezinde hem şehrimizin estetiğini ortaya koyan, hem düşünce eksenimizdeki estetiği ortaya koyan çok önemli mimari yapı olmakla beraber, aynı zamanda düşünce iklimimizi de yansıtan görsellerden oluştuğu için bu nedenle her dönemde kendi içerisinde cami mimarisiyle kendi döneminde şehre kendi mührünü vurmuşsa, yeni dönemde, yeni anlayışlara, hangi estetiği ve duyguyu katacağımızın yeni mimarlara tarafından geliştirilmesi gerektiğinden yola çıkarılarak organize edilen bu panelin hayırlı sonuçları olacak. Yeniden inşa edeceğimiz camilerimizde hem mimari estetiği hem de bu düşünce eserini yansıtan görsellerle şehirlerimize yeni bir ruh, yeni bir iklim kazandıracağız” dedi Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, Kayseri’de cami mimarisi üzerine fikir yarışması yaptıklarını belirterek, “Ülkemizde insanlarımız o kadar önemli meselelerle meşguller ki yaşamın bir parçası olan camilerle ilgili ince ayrıntıları kaçırıyoruz. İster muhazafazakar bir yaşam seçin, isterseniz modern bir yaşam tarzına sahip olun. İsteseniz de istemeseniz de toplumsal hayatınızın bir parçası olan camiler karşınıza çıkar ve sizi ilgilendirir. Çünkü şehirleri insanlar kuruyorlar. Kurdukları bu şehir de insanlar kendi düşüncelerini inançlarını değişik biçimde yansıtıyorlar. Kurduğumuz şehirler, insanların ve toplumların aynasıdır. Onlar toraktan, taştan bir kavramdan ibaret değil, onların da ruhu var. Bundan 3 yıl kadar önce Kayseri’de cami mimarisi üzerine bir fikir yarışması açtık. Çünkü sancımız, sıkıntımız vardı. Yapılan camiler bizi yansıtmadığı gibi, görüntü itibariyle de rahatsız ediyordu. O kadar büyük bir açlık varmış ki, 250 kadar proje geldi” diye konuştu.

Çamlıca tepesine yapılacak cami projesiyle ilgili değerlendirmede bulunan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, “Sinan’a saygı, Sinan’ı sevmek, Sinan’ı önemsemek aynısını taklit etmek demek değildir. Ancak onu geçmeye çalışmak, onun yakalamış olduğu o güzelliği, değişimi bugünlere taşıyabilmek Sinan’a en büyük saygıdır diye düşünüyorum. Eğer sizler bugün adına daha iyi şeyler ortaya koyamıyorsanız, modernite adına daha güzel eserler ortaya koyamıyorsanız o zaman Sinan’ın taklidi bile bunlardan çok daha güzel olacaktır diye düşünüyorum” dedi.

Panele ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını belirten Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, “Bütün inanç sistemlerinde bir kutsal mekan kavramı vardır. İnsanlar inançlarından kaynaklanan bir takım görevlerini yerine getirmek için kutsal mekanlar oluşturmuşlar” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE CAMİLERİN YÜZDE 81’İ RUHSATSIZ”
Protokolün konuşmalarının ardından Doç. Dr. Ebru Erdönmez’in moderatörlüğünde Prof. Dr. Zekai Görgülü, Prof. Dr. Saddettin Ökten, Mimar Doğan Tekeli, mimar Feyza Cansever, Mimar Can Çinici ve İlahiyatçı Kemal Uludağ cami mimarisinin tarihini ve mimaride esas alınması gereken noktalara değindiler.

İlahiyatçı Kemal Uludağ camilerle ilgili istatistiksel verileri açıklayarak, “Ülke genelinde, şehirlerimizde camilerimizin yoğunluklu olarak yapıldığı yerler farklı olmakla beraber 868 kişiye bir cami düşüyor. Cuma günü camiye giden sayısı yaklaşık 23-25 milyon civarında. Bayram ve kandil gecelerinde bu rakam 30 milyonlara ulaşıyor. Ülkemizde yapılan camilerimizin üzülerek belirtme istiyorum ki, yüzde 81’i ruhsatsız. 83 bin camimizden yüzde 55’inin mimari projesi yok. Yüzde 64’ünün de betonarme projesi yok. Bunun neticesinde 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinde bin 304 cami yıkıldı. Bunlara son depremler dahil değil” diye konuştu.

Prof. Dr. Saadettin Ökten ise “1950’lerden sonra Türkiye’nin sanayileşmesiyle yeni camiler yapıldı. İnsanlar kırsaldan kente göçünce varoşlarda camiler yaptılar. Sadece Türkiye’de değil Almanya İsviçre’ye gidince camiler inşaat ettiler. Türkiye’de problem yoktu. Halk ayrı entelektüel çevre farklı yaşıyordu. Problem bazı kesimlerin saygın diye tabir edilen yerlere cami yapılmasıyla ortaya çıktı. Neden cami sorunu? Peki ne yapılmalı? Buradaki medeniyet problemidir. Sizin dünyaya vereceğiniz bir mesajınız varsa mimariyle en güzel cevap verirsiniz. Simgesel bir şey yapılmalı. Bizim dünyaya vereceğimiz özgün bir mesajımız var mı ki ona göre bir mimari yapı olsun” dedi.

Caminin bir sanat eseri olduğunu vurgulayan Mimar Doğan Tekeli, “Cami sosyal, dini niteliklerinin yanında sanat eseridir. Ülkemizde mimarlık eseri nasıl yapılır yaptırılır bunu bilmiyoruz. Son 30 yıldır kamuya yapı yapamıyorum. Çünkü bürokrasi içerinde çok zor hale geldi. İlk deneyimlerimi kamu için yaptım. Artık yapamadığım için üzüntü içerisindeyim. Eğer iş veren mimarlık esersinin mimar kadar görmez hissetmezse ondan başarılı bir iş çıkmaz. Cumhuriyet döneminde bir üslup ortaya konulmamıştır diye söyleniyor. Bir kere istendi mi diye sorulmadı. Diyanet İşleri böyle bir talepte bulunmadı. Mimar bir işveren gibi kalkıp bir cami yapamaz ki. Soyut bir fikri yaratıyorsunuz. Bu zor bir şey. Mesele toplumun o bilince varıp onu istemesidir” dedi.

“ÇAMLICA CAMİ PROJESİ’NİN ŞARTNAMESİ DOĞRU DEĞİL”
Mimar Tekeli, Çamlıca’ya yapılacak caminin şartnamesindeki ayrıntılara değinerek, “Yarışmaya verilen süre 44 gün. 44 günde yeni bir cami yaratacaksınız. İstanbul’a simge niteliği gösterecek bir cami 44 günde olacak. Yarışmaya katılanlar telif haklarından şimdiden vazgeçmiş sayılırlar. Bu hukuka da, mesleğe de aykırı. Telif hakları kanununa göre zaten devredilemez. Ama şartname böyle. Yarışmaya katılanlar şimdiden Bayındırlık Bakanlığı asgari ücret tarifesinin en az yüzde 46 altında yapmayı kabul ederler. Bu koşullarda tasarruf edip, İstanbul’a simge olacak, asırlarca kalacak bir cami yapılacak. Ne olur o zaman iki mimar genç arkadaşımız önlerindeki bir modeli alır gelir aynısını uygularlar. O modeli de doğru uygulayamazlar. Çünkü meslekteki deneyimleri ona müsait değildir. Bu koşullarda mimarlarımız yapamamıştır. Cumhuriyet dönemi bir üslup ortaya koyamamıştır. Cumhuriyet dönemi de bir üslup ortaya koyabilirdi. Cumhuriyet dönemi siyasette bir üslup koyamadık ki, mimari de üslup olsun” dedi.

Çamlıca Cami Projesi’nde yer alan jüri üyelerinin popülist bakış açısıyla davrandığını belirten Mimar Doğa Tekeli, “Jüri yönetmeliğe aykırı işler yapmıştır. İki tane eser seçmiştir. Biri modern, biri klasik. Mimarlıkta böyle bir şey yok. Bu tamamen popülist bir yaklaşım. Halbuki ikinci ödül olan modern mimariye bir şans verilmiş olsaydı, o projenin geliştirilmesine imkan verilmiş olsaydı Türkiye belki bir şey kazanacaktı. Eğer o cami yapılsa düşünüyorum ki İstanbul’a gelen turistler bakacaklar, Avrupa yakasındaki tepelerde Sultanahmet cami, Yavuz Selim Cami, Kanuni Cami. Bir de bu tarafa bakacaklar bu hangi sultanın camisi diye” diye konuştu.

Bir eserin sadece mimarlardan ibaret olmadığını belirten Mimar Feyza Cansever, “Moderniteyi taklit ederken her şeyi ayrıştırıyoruz. İnsanlar kendi evlerinde huzur bulamazken, evlerinden işlerine giderken büyük kaos yaşarken, biz medeniyetimizi nasıl bir camiye oluşturabiliriz. Mimar tek başına bir seri oluşturamaz. O genç mimarların kendi hayalleridir. Tabi ki yeterli değil. Bu yüzden tartışıyoruz. Sinan camini yeniden yapabilir miyiz. Bence bir Sinan camiyi yerinden söküp nasıl yapıldığına bakamdan asla yapılamayacağına inanıyorum. Ölçüsü, kullandığı malzemeyi bir tarafa bırakan onu yapacak yönetim, kullanacak halkın ruhuna bakın. Bir yapıyı hep birlikte oluşur şeklinde konuştu.

Panelin ardından salonda bulunan katılımcılar panelistlere çeşitli sorular yöneltti. Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu panele katılan konuklara plaket ve çiçek takdim etti .


HABERDAR OLMAK İÇİN MAİL BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN
Copyright BeyazGazete.Com ' Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. Kaynakları beraberinde belirtilmiştir. Haberleri kopyalamayınız. Norm Yazılım
Ajanslar
yukarı