Beyaz Gazete Ana Sayfa
Genişlet Işıklar
Bu Haber Diğer Kanallarda Nasıl Sunuldu

CHP'de Hüseyin Aygün krizi

23 Ocak 2013 Çarşamba günü yayınlandı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Ulusalcı mısınız sosyal demokrat mısınız' diye soruyorlar.

Cehaletin bu kadarına ilk kez tanık oldum. Bizim altı okumuzdan biri milliyetçilik, Türkçesi de ulusalcılık. Ulusalcıyız aynı zamanda da sosyal demokratız.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada DHKP-C operasyonu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, “Özgürlük isteyen her yurttaşın adalet isteyen her yurttaşın mutlaka ve mutlaka bu olaylar karşısında duyarlı olması gerekir. Duyarlılığımızı korumak zorundayız. Tepki vermek zorundayız.” dedi.

Üniversitelerden bir tepki gelmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ders veren hukuk hocaları var. Acaba o ders veren hocalar o öğrencilerin yüzüne nasıl bakıyorlar. O öğrencilere hukuku nasıl anlatıyorlar?” diye sordu. Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı’nın yurt dışında iken, arandığı duyarak Türkiye’ye geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Onlar sizden daha yurtseverdir Sayın Erdoğan.” ifadesini kulandı. Toplu davalar ile Türkiye’de sürek avı başlatıldığını ileri süren Kılıçdaroğlu, “Ava çıkmışlar. Nerede beğenmedikleri muhalif birini görseler yakala içeri al. Böyle demokrasi mi olur?” şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Bir de bana diyor ki, neden Türkiye’nin aleyhine konuşuyorsun. Ne demişim, tutuklu gazeteciler var. Tutuklu gazeteci yok mu diyelim. Kapılar kırıldı, avukatların büroları basıldı, içeri alındı… ‘Yok efendim, hayal görüyorsunuz. Tam tersine, savcıyı aldılar, beraber gittiler, kapıyı vurdular, insani saatte biz geldik’ mi dediler… Gerçekler acıdır. Recep Bey de bu gerçekleri kabul edecek. Dünya tüm bunları görüyor. Dünyaya da duyuracağız. Kenen Evren bile bunları yapmadı. İlk kez yargı ayaklar altına alınmıştır. Alacaksın avukatları istediğin gibi atacaksın içeriye. Neden? Deniz Feneri’nde böyle mi oldu? Yolsuzluk mu yaptın, kul hakkı mı yedin, arkanda Recep Bey var, rahat ol. Sana yargıç dokunamaz, sana savcı dokunamaz. Seni kimse göz altına alamaz. Onun için adalet adı altında HSYK diye kendilerine yüksek adını veren kurula söylüyorum. Yeriniz yüksekte değil, adalet açısından yeriniz düzde de değil maalesef çukurda.”

“HANGİ ÜLKENİN TAŞERONLUĞUNU YAPIYORSUN?”

CHP’nin genlerinde Kuvay-ı Milliye’nin olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Üç büyük devrime imza atmış bir partiyiz. Cumhuriyeti kurduk, çok partili hayatı getirdik. Askeri darbe falan olmadı. Kendi özgür irademiz ile ülkeye demokrasi gelsin dedik. Sosyal demokrasiyi getirdik. Bir demokraside sosyal demokrat partinin olmadığı hiçbir ülke yoktur. Bunu bu ülkeye getiren tek parti CHP’dir.” şeklinde konuştu.

Kendilerine, “Siz ulusalcı mısınız? Sosyal demokrat mısınız?” diye sorulduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, “Cehaletin bu kadarına ilk kez tanık oldum. Bizim altı okumuzdan biri milliyetçilik, Türkçesi de ulusalcılık. Biz elbette milliyetçi, ulusalcıyız. Ulusalcılık kafa tasçılık değildir. Bunu en güzel Mustafa Kemal Atatürk tanımlamıştır. Bu ülkede yaşayan kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, yaşam biçimi ne olursa olsun herkesi kucaklıyoruz. Ulusalcılık budur. Biz birilerinin Ortadoğu’da taşeronluğunu yapan bir parti değiliz. Bizim ulusalcılık anlayışımız bu ülkenin bağımsızlığı üzerine endekslenmiştir. Biz Türkiye Cumhuriyeti'ni pazarlamakla görevli bir siyasal anlayıştan gelmiyoruz. Bizim ulusalcılığımız işte budur. Halkına inanan, halkına güvenen, bunun için mücadele eden, başkalarının taşeronluğunu yapmayan bu ülkede özgür bireyin, adaletin olmasını isteyen bir anlayıştır ulusalcılığımız. Soruyor, ‘Siz ulusalcı mısınız, sosyal demokrat mısınız? Biz ulusalcıyız ama aynı zamanda sosyal demokratız. Çünkü bizim siyaset anlayışımızın odağında insan var… Bizim sosyal demokrat anlayışımızda ne ezen ne ezilen insanca, hakça bir düzen yatar. Biz sosyal demokrat anlayışımızı 76 da tüzüğümüze koyduk. Sen daha bunları bilmiyorsun. Bana soru soruyorsun: Siz ulusalcı mısınız, sosyal demokrat mısınız? Ben sana bir soru soruyorum. Hangi ülkenin taşeronluğunu yapıyorsun?” dedi.

“KURTULUŞ SAVAŞINDA ETNİK TEMİZLİK YAPTIK DİYE BİR DÜŞÜNCE KABUL EDİLEMEZ”

İdealleri olan bir siyasi anlayıştan geldiklerini, ulusalcı, devrimci ve halkçı olduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, “İnsan haklarından, adaletten, hukuktan yanayız. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye’den yanayız. Bu idealler uğruna ulusal Kurtuluş Savaşı verildi.

Düşman ilk İzmir’e ayak bastığında ona ilk ateşi açan Hasan Tahsin’dir. Gururumuzdur, şerefidir bu ülkenin Hasan Tahsin. Nereye kadar geldiler? Polatlı'ya kadar geldiler. Top sesleri Ankara’dan duyuluyor. Acaba Meclis'i Kayseri’ye mi taşıyalım tartışmaları vardı. Kürsüye bir yiğit adam çıktı. Dersim milletvekili Diyap Ağa. Şunu söyledi: Meclis’in taşınmasına karşıyım. Biz buraya ölmeye geldik, kaçmaya değil. Batı'nın Hasan Tahsin’i ne ise Doğu’nun Diyap Ağası da odur. Bu ülke için mücadele ettiler. Yörük Ali Efeler boşuna çıkmadı. Şahin Bey, Gaziantep’den boşa çıkmadı. Nene Hatunlar boşa çıkmadı… Bu siyasal partinin mayasında Kuvay-ı Milliye ruhu var. Biz düşmana saygı duyduk. Atatürk, İzmir’e girdiğinde Yunan bayrağı ayakları altına serilmiştir. O bir ülkenin onurudur, kaldırın buradan, dedi.

Dolayısı ile Kurtuluş Savaşı sırasında etnik temizlik yaptık diye bir düşüncesi asla ve asla kabul edilemez.” diye konuştu.

“BÜTÜN KİMLİKLERE VE İNANÇLARA SAYGILIYIZ”

Kurtuluş Savaşı’nın kolay olmadığını aktaran Kılıçdaroğlu, “Bin bir yoksulluk içinde verdik bu savaşı. Ege’nin Efeleri, ilk mücadeleyi başlatanlar burada. O savaşı verdik çünkü topraklarımız işgal altındaydı. Mustafa Kemal Atatürk o savaşı verdikten sonra şu cümleyi kurdu: 'Savaş zorunlu olmadıkça bir cinayettir.' Elbette savaşa karşıyız. Sosyal demokrat bir parti olarak biz bütün kimliklere, inançlara saygılıyız. Bu partide görev alacak, bu partide çalışacak tüm arkadaşlarımın bu gerçeği bilmesi lazım. Ülkemizi seviyoruz, insanımızı seviyoruz, tarihimizi seviyoruz. Bu toprakları seviyoruz. Bu topraklar için mücadele ettik, kan döktük, anneler gencecik çocuklarını savaş meydanlarına gönderdi. Bu topraklar için o anneler sırtlarına top mermilerini alıp kilometrelerce yürüdüler. Biz ülkemizi böyle kazandık. Bir fotoğraf var ya Polatlı’da, Cumhuriyeti böyle kazandık, diye. Orada kadınların erkeklerin gururunu görmüyor muyuz? Ellerinde bayraklar, üstlerindeki elbise elbise değil ama onurları var onların. Onlar yiğit insanlar. O yiğit insanları saygı ile selamlıyorum.” diyerek sözlerini tamamladı .


HABERDAR OLMAK İÇİN MAİL BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN
Copyright BeyazGazete.Com ' Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. Kaynakları beraberinde belirtilmiştir. Haberleri kopyalamayınız. Norm Yazılım
Ajanslar
yukarı