Beyaz Gazete Ana Sayfa
Genişlet Işıklar
Bu Haber Diğer Kanallarda Nasıl Sunuldu

Şiddetin ortasında

22 Kasım 2012 Perşembe günü yayınlandı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Gazze’de yaşadığı duygu dolu anları anlattı. 'Çok ıstırap verici, insanı hüzünlendiren tabloydu' diyen Bakan Davutoğlu, 'Orada yatan cenazenin, o masum ve cansız bedenin kendi kızınız olduğunu düşünüyorsunuz' dedi.

Davutoğlu, D-8 Zirvesi için geldiği Pakistan'ın başkenti İslamabad'da kendisini takip eden Türk gazetecilere dünkü Gazze ziyaretini değerlendirdi.

Gazze'ye 10 dışişleri bakanı ve Arap Birliği Genel Sekreteri ile gerçekleştirdikleri ziyaretin 3 temel amacı bulunduğunu belirten Davutoğlu, ilk amacın Gazze ve mazlum Filistin halkına yalnız olmadıklarının, yürüttükleri mücadelede yanlarında olduklarını göstermek olduğunu anlattı. Davutoğlu, şöyle devam etti.

''İkinci amacımız, süregelen çatışmaları durdurabilmek için Sayın Başbakanımız ile Mısırlı ve Katarlı yetkililerin yürüttüğü müzakereler neticesinde ulaşılan bazı sonuçlar olmuştu, o sonuçları Gazzeli yetkililerle paylaşmak, üçüncü husus da uluslararası topluma Gazze'den seslenerek, katliama karşı duyarsız kalmamaları için ortak çağrıda bulunmaktı. Bu üç husus yerine getirildi.

Gazze'deyken bile İsrail'in saldırıları kesilmedi, biz ayrıldıktan sonra da saldırılar devam etti. Bizim de gördüğümüz bombardımanlar yapıldı. Bir bombardıman esnasında, yapılan saldırıda 2 gazeteci hayatını kaybetti, Allah'tan rahmet diliyorum. Bu İsrail'in saldırılarını ne kadar duyarsız, ayrım göstermeden yaptığının göstergesiydi.''

-''İsrail, iyi niyetten yoksun tutum içinde olduğunu bir kez daha gösterdi''-
Bakan Davutoğlu, ateşkes için müzakerelerin devam ettiğini vurgulayarak, ''Müsteşarımız Hakan Fidan Kahire'de kalmıştı, süreli temas halindeyiz. Mısır Dışişleri Bakanı ve Arap Ligi Genel Sekreteri de oradaydı. Biz, oradayken üzerinde ateşkes konusunda mutabık kalınan bir metin bilgisi ulaştı. Hamas tarafı deklere etmişti ama İsrail tarafından teyit gelmemesi üzerine netice alınamadı. Bu, İsrail'in iyi niyetten yoksun tutum içinde olduğunu bir kez daha gösterdi'' diye konuştu.

Türkiye'nin müzakerelerde etkin bir rol oynadığına işaret eden Davutoğlu, Mısır ve Katar'a da katkı ve çabalarından dolayı teşekkür ederek, ''Mısır, bu konuda Gazze'ye komşu olmak hasebiyle son derece önemli bir konuma sahip, ateşkes görüşmelerinde etkin rol oynadı. Türkiye olarak da her zaman katkıda bulunduk, bulunuyoruz. Son ulaşılan metinler noktasında da istişare içinde olduk'' değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu, ''Ümit ederiz ki İsrail, uluslararası toplumun, Gazze halkının, bölge ülkelerinin çağrılarına olumlu tepki verir ve bir an önce ateşkes sağlanır. Türkiye olarak akan bir damla kanın durması için ne çaba gerekiyorsa bunu gerçekleştiriyoruz'' diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bu sabaha karşı İslamabad'a ulaştığını ve D-8 zirvesinin katılımcı ülke dışişleri bakanlarına Gazze'deki son durumu aktardığını anlatarak, Türkiye'nin teklifiyle D-8 zirvesinden Gazze konusunda ortak bir açıklama yapılmasının söz konusu olduğunu, Türkiye'nin uluslararası platformlarda Gazze konusunda inisiyatif göstermeye devam edeceğini, zirve katılımcısı ülkelerin de ortak açıklama konusunda destekleri bulunduğunu söyledi.

-''Keşke daha fazla teselli edebilseydim o babayı...''-
Bakan Davutoğlu, bir gazetecinin dünkü Gazze ziyareti sırasında duygulandığı anları hatırlatması üzerine de şöyle konuştu:

''O anın fotoğrafını basında gördüm. Eşimle birlikte ve diğer bakanlarla birlikte Şifa Hastanesi'ne gitme planımız vardı. Eşim doktor olduğu için başhekim biraz daha detaylı gezdirdi. Bu arada bizden çok kısa bir süre önce hastaneye ulaşan maalesef 3 cenaze odaya alınınca, onları görmek durumu oldu. Gerçekten çok ıstırap verici, insanı hüzünlendiren tabloydu. Bir genç kız 15-16 yaşlarında, bir yaşlı 75-80 yaşlarında, bir de genç erkek cesedi ki onun kanı hala akıyordu. Hepimizin o yaşlarda kızı var, babası içeri alınca çok duygusal bir an yaşandı. Kızına nasıl kapaklandığını görünce, çevredekiler teskin etmek için 'Türk Dışişleri Bakanı burada, sizi teselli etmek istiyor' dediler, dönüp bize sarılınca... O anda birçok şeyi insan çok daha yakından hissediyor, bu yaşamayanın hissetmeyeceği duygulardır. Uzaktan yorum yapmak çok kolaydır ama o acılı anda bir babanın hissettikleri, o babayla kucaklaşırken iç içe geçtiğinizi hissediyorsunuz. Orada yatan cenazenin, o masum ve cansız bedenin kendi kızınız olduğunu düşünüyorsunuz. Sabahleyin evde bıraktığınız kızınızı öyle bulduğunuzu düşünün. O anda bakan olduğunuzu, rasyonel bir müzakere yürütmekle yükümlü olduğunuzu bir an için unutup, o psikolojiden çıkıp bir insan olarak onları yoğun bir şekilde hissediyorsunuz.

Keşke daha fazla teselli edebilseydim o babayı, keşke orada kalıp o aileyle birlikte geçirebilseydim o geceyi. Hiçbir şey bir evlat açısından daha ağır gelemez. Sadece orada değil daha önce de bir aileden çok sayıda çocuğun vefat ettiği bir aileyi ziyaret ettik, orada da aynı ortam vardı. Şimdi bunlar terörist mi- O genç hanım kız, 15-16 yaşındaki kız İsrail'e ne yaptı, ne tür bir suçla suçlanıyor ki böyle bir muameleye maruz kalıyor. Orada o yoğun insanı duyguları yaşadıktan sonra diplomasi ve rasyonalizm de yaparsınız ama adalet ve vicdana dayanmayan hiçbir diplomasi kalıcı olamaz. O babanın hissiyatına bir şekilde sahip çıkmayan bir diplomasi de insanlık vicdanıyla bütünleşemez. Yaşadığımız o çerçevede gayet insani. Baba uzun süre kızına sarıldı, insanlar ayıramadı. Ancak beni görünce ayrıldı ve bana sarıldı. O anda sadece o ıstırabı hissedersiniz. Allah kimseye bu acıları göstermesin, bize de bu acılara maruz kalan insanlara sahip çıkma gücü versin.

-''Hayır denmedi ama teyit de edilmedi bir noktada''-
Davutoğlu, ''ateşkes konusunda umutlandıran bir gelişme var mı- Türkiye ve Katar'ın oynayacağı rol ne olabilir'' sorusuna da şu yanıtı verdi:

''Biz bu filmi daha önce de görmüştük. 2008 yılında Gazze'ye yine İsrail saldırısı olduğunda başbakan baş danışmanı olarak Kahire ve Şam arasında 10 gün kadar ateşkes görüşmelerinde olmuştum. O zamandan da biliyorum, son anda ulaştığını düşündüğünüz bir anlaşma bir şekilde akamete uğrayabiliyor, gecikebiliyor. Dün itibarıyla daha önce üzerinde çalışılan birçok çözüm önerileri vardı, bizim de katkıda olduğumuz. Hatta ben Ankara'dan ayrılmadan önce iki tarafın pozisyonlarını yakınlaştırabilecek çözüm için öneriyi de iletmiştik, Kahire'ye. Aradaki ihtilafı, iki tarafın uzlaşması mümkün olmayan bir konu... Bir ara formül üretmiştik, o ara formül ve etrafından yapılan tartışmalarla, Mısır'ın etkin girişimiyle o gece belli bir noktaya gelinmişti. Bu tür görüşmelerde, ''alt referandum'' denen bir uygulama var. Müzakere eden taraflar bunu kabul ederler ama üst otoritelere soracaklarını söylerler ve bu anlamda bir anlaşmaya varılmıştı, bize gelen bilgi öyleydi. Mısır Dışişleri Bakanı ve diğer Arap bakan arkadaşlar da yanımda olduğu için herkese ulaşan bilgi de bu çerçevedeydi.

Biz, Gazze'den ayrılmadan önce, ama gece yarısından sonra İsrail tarafından bu teyidin tam gelmediği, bu anlaşmaya verilecek teyidin ulaşmadığı bilgisi bize geldi. Hayır denmedi ama teyit de edilmedi bir noktada... Bunun değişik gerekçeleri olabilir. Taraflar arasında önemli ölçüde uzlaşma sağlanmış bir metin var ortada. Bu bizi ümitlendiriyor. Fakat böyle bir zemin varken, hala saldırılara devam ediliyor olması, İsrail'in bu saldırılarla, müzakerelerle bir yere ulaşmaktan daha çok taktik bazı adımlar attığını da gösteriyor. Bunun kabul edilebilir tarafı yok. O mutabakata Hamas tarafı onay verdi, bu onay verilen bir metin. İki tarafın da yürüttüğü müzakerelerde böyle bir çalışma ortadayken İsrail'in saldırılarını sürdürüyor olması her türlü iyi niyetli açıklamalardan yoksundur. Hiçbir şekilde bu mazur görülemez, bugün bunun sürüyor olması da dikkat çekici. Bu arada Sayın Clinton'un seyahati var, birçok farklı faktör de etkili olmuş olabilir.''

Davutoğlu, metinlerin ilkesel olduğunu belirterek, ''Onunla ilgili uygulama daha sonra konuşulur, müzakere edilir. Biz, Ortadoğu'da özelde Filistin'de olabilecek her türlü olumlu girişimi ve barışa yönelecek her türlü adımı destekleriz, o konuda katkı vermemiz gereken bir talep olursa da bunu yerine getiririz'' dedi.

-''Bu Türkiye'nin sınırı değil, aynı zamanda NATO'nun da sınırı''-

Türkiye'nin patriot füzeleriyle ilgili NATO'ya başvuru yapıp yapmadığı sorusu üzerine de Davutoğlu, Türkiye'nin NATO'yu 4. madde çerçevesinde iki kez bilgilendirdiğini anımsattı. Davutoğlu, ''Bu Türkiye'nin sınırı değil, aynı zamanda NATO'nun da sınırı olduğu için NATO'nun doğal olarak bilgilendirme sonrasında bazı ihtimal ve ihtiyat tedbirlerini ele alması, değişik komitelerde bunların görüşülmesi doğaldır. Türkiye'nin özellikle füze savunma sistemiyle ilgili bazı adımlar atması doğaldır. Müzakerelerde son aşamaya gelindi, çok gecikmeden NATO bu konuda bir karar alabilir'' değerlendirmesinde bulundu.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, açıklamalarının ardından Pakistan Dışişleri Bakanı Hino Rabbani Khar ile bir araya geldi.


HABERDAR OLMAK İÇİN MAİL BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN
Copyright BeyazGazete.Com ' Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. Kaynakları beraberinde belirtilmiştir. Haberleri kopyalamayınız. Norm Yazılım
Ajanslar
yukarı