Beyaz Gazete Ana Sayfa
Genişlet Işıklar
Bu Haber Diğer Kanallarda Nasıl Sunuldu

''Erdoğan çözer''e tepkiler

16 Haziran 2012 Cumartesi günü yayınlandı MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Kürtçe seçmeli dersle ilgili olarak, “Adım adım Türkiye, anadil eğitimi, ana dilde kamusal hizmet ve etnik kimliğe göre bölgelerde egemenliğin paylaşımı projelerine doğru götürülmek isteniyor” değerlendirmesini yaptı.

Vural, HSYK atamalarıyla ilgili de, “Hükümet, yürütmenin vesayeti altındaki bir yargı politikasının toplumda doğurduğu problemler ve endişelerin bütün sorumluluğunu bir takım savcı ve hakimlere yüklemek suretiyle sıyrılmak istiyor” dedi.

Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Vural, hükümetin Suriye politikasını eleştirerek, “Türkiye Cumhuriyeti dış güçlerin güdümünde ve dış güçlerin empozesinde Suriye’ye müdahale etme amacına yönelik bir tezgaha getirilmek istenmektedir” dedi.

Dış basında, Suriye’ye Türkiye üzerinden silah gönderildiğine ilişkin haberler çıktığını belirten Vural, “Bu ne utanç verici bir tablo” dedi.

Suriye’deki kanlı senaryonun Türkiye medeniyetine uymadığını belirten Vural, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti İslam coğrafyasında birbirini kırma politikalarının tezgahçısı olamaz, olmamalıdır” diye konuştu.

KÜRTÇE SEÇMELİ DERS

Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulmasıyla ilgili de değerlendirmede bulunan Vural, Başbakan Erdoğan’ın boks milli takımının hediye ettiği boksör eldivenleriyle çekilmiş fotoğrafını gösterdi. Vural, “Bu milletin bütün milli ve manevi değerleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından adeta yumrukla dövülmektedir. Milli ve manevi değerlerimizin hepsi yok edilmektedir. Bu fotoğraf da yakışmıştır” dedi.

Türkiye’nin bir hukuk devleti olup olmadığını soran Vural, şöyle devam etti: “Ey Başbakan sen kalkıp Anayasa uyacağını, sadakatini ifade ederek yemin etmedin mi? Anayasa’nın 42. maddesi diyor ki; ‘Türkçeden başka hiçbir dil okullarda Türk vatandaşlarına okutulamaz ve öğretilemez’. Kendisini Anayasanın üstünde mi görüyor ya? Anayasamıza göre öğretilemez diyor. Ancak kurslarda öğretilir diyor. Şimdi kalkmış beyefendi Ömer Dinçer, ‘cumhuriyetçilik özünü kaybetmiştir’ diyen zihniyet, Kürtçe dilini anadil olarak koyacak. Kimse sormuyor; nerede hukuk? Eşkıya devleti mi bu ya? Silah zoruyla getiriyorlar, yaptırıyorlar adeta. Bunun kabullenilmesi mümkün değildir. Herkes anadilini öğrenebilir ama özel öğretim kurumlarında, dil kurslarında.”

“ADIM ADIM HAZMETTİRİYOR”

2002 yılından bu yana adımlar atıldığını, özel Kürtçe dil kursları açıldığını, Kürtçe yayın yapan TRT Şeş’in açıldığını ve bunların ‘tarihi adım’ olarak nitelendirildiğini anlatan Vural, “Adım adım da… Nereye gitmek istiyorsunuz onu anlatın. Biraz yürek varsa, biraz mertseniz, bu adımların millete neleri hazmettirmek için atıldığını anlatın. Adım adım PKK’nın istek ve arzuları meşrulaştırılıyor, hem de hukuk oluşturulmadan. O zaman Anayasa Uzlaşma Komisyonu ne yapacak? Habur’a ‘umut tablosu’ dediler. Kurbağa pişirme metodu gibi millete adım adım kanıksatmak istiyorlar. Bunlar hangi birisi neyi çözmüştür? Her birisi bir adım...

Maalesef bugün PKK’nın silahla yapamadığını bugün AKP kendi arzu ve isteğiyle yerine getiriyor. Adım adım Türkiye, anadil eğitimi, ana dilde kamusal hizmet ve etnik kimliğe göre bölgelerde egemenliğin paylaşımı projelerine doğru götürülmek isteniyor.” “AKP VE CHP, AMERİKAN SALATASI YAPMIŞ, SOSU ANALARIN GÖZYAŞI” CHP’nin Kürt sorunu ile ilgili girişimine de değinen Vural, bunların Doğu ve Güneydoğu’da yaşanların bunlardan hiçbir menfaati olmadığını belirtti.

Vural, “Burada menfaati olan Türkiye’nin dengesi üzerinde oynamak isteyen emperyalistlerdir. Bunu soru nereye varacak bilmiyorum. Koca koca adamlarsınız, bu millete karşı tarihe karşı sorumluluğunuz var. Mal bulmuş mağribi gibi nereye gideceğiniz bilmiyorsunuz. Bir devlet, millet tasavvurunuz yok. Ne yapıyorlar biliyor musunuz? AKP ve CHP bir Amerikan salatası yapmışlar, buna da sos olarak anaların gözyaşını döküyorlar ve bu salatayı bize yedirmeye çalışıyorlar. Asıl kan üzerinde siyaset budur, asıl kan dökmeyi meşrulaştıran proje budur” dedi.

Yakında ‘Türk milleti’ ve ‘Türkiye Cumhuriyeti’ denilmek istenmeyeceğini belirten Vural, çeşitli ülkelere ait pasaportlar göstererek, bu pasaportların ‘uyruğu’ bölümünde ‘Alman, İtalyan ve Fransız’ yazdığını söyledi.

Daha sonra kendi pasaportunu gösteren Vural, uyruğu bölümünde ‘Tur’ yazdığını söyledi.

“BİR SONRAKİ ADIMI MEŞRULAŞTIRMAK İSTİYORLAR”

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Vural, Kürt sorunu konusunda AK Parti ve CHP’nin birlikte yol alması durumunda, tepkilerinin ne olacağına ilişkin bir soru üzerine, “BDP ile birlikte olacakları açık, çünkü BDP’nin projesi” dedi.

Leyla Zana’nın açıklamalarının sorulması üzerine ise Vural, “Beraber birlikte yürümüşler, aynı sudan içmişler; bunda yadırganacak bir şey yok. Kılıçdaroğlu da ‘Kürtçe seçmeli ders programımızda var’ diyor. Biz milletimizle birlikte yürüyeceğiz, biz ABD projeleriyle yürümeyeceğiz. Bu cumhuriyeti kuran Atatürk’ün milliyetçi bir düşünceyle kurduğu millet egemenliğine ve milli kültüre dayalı cumhuriyeti bölünmez bir bütün halinde korumaya devam edeceğiz” dedi.

AK Parti, CHP ve BDP’nin bir güç tarafından yönlendirildiğini ve yönetildiğini savunan Vural, “Ellerine tutuşturulmuş bir çözüm, bir kağıt parçası ve bu kağıt parçasını bu millete hazmettirmeye çalışıyorlar. Adımları atıyorsunuz da amacınız ne, hedefiniz ne? Bu adımları bir sonraki adımı meşrulaştırmak için atıyorlar. Başbakan ‘hazmettire hazmettire yapacağız’ demedi mi?” diye konuştu.

Leyla Zana’nın PKK’ya yönelik eleştirilerinin hatırlatılması üzerine ise Vural, “İyi polis kötü polis… Al birini vur öbürüne, fark etmiyor ki. ‘Erdoğan çözer’ diyor, ara gazı da veriyorlar. Federalizmi isteyen Leyla Zana değil mi? Terör örgütünün silahı bırakmaması gerektiğini söyleyen Leyla Zana değil mi? Zaman zaman kavga eder gibi görünüyorlar ama bu adımları hazmettirmek için araç olarak kullanıyorlar. Hiç önemsemiyorum. Bunlar aynı yolun yolcusu. Oyun oynuyorlar. Kimmiş bunlar ya, kimmiş?” dedi.

HSYK KARARNAMESİ

HSYK’nın yaz kararnamesi ile yapılan atamaların sorulması üzerine de Vural, “Görünen o ki aslında bugün, yürütmenin vesayeti altındaki bir yargı politikasının toplumda doğurduğu problemler ve endişelerin bütün sorumluluğunu bir takım savcı ve hakimlere yüklemek suretiyle sıyrılmak istiyor hükümet. Sorunun ana kaynağı bu davaları siyasi amaçla kullanan ve yönlendiren AKP zihniyetidir. Yapılan eleştirilerin hepsi belli bazı hakim ve savcıların sırtına verildi, bu süreçten kendini sıyırmak için kurban etme arayışıdır” diye konuştu.

Devlet Denetleme Kurulu’nun Turgut Özal’ın ölümünün şüpheli olduğu yönündeki raporu ile ilgili bir soru üzerine Vural, “Özal’ın ölümüyle ilgili husus yargıda değil mi? Bu konular tamamen toplumu şüpheyle baktırmaya, sindirmeye ve gündemi değiştirmeye yönelik yaklaşımdır. DDK’nın görüşleri varsa bunu yargıya havale etsin” dedi


HABERDAR OLMAK İÇİN MAİL BÜLTENİMİZE KAYIT OLUN
Copyright BeyazGazete.Com ' Tüm Hakları Saklıdır. Web sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları haber kaynaklarına aittir. Kaynakları beraberinde belirtilmiştir. Haberleri kopyalamayınız. Norm Yazılım
Ajanslar
yukarı