Veli Saçılık'ın Burdur Cezaevi'nde Kolunun Kopması

Burdur Cezaevi'ne 2000 yılında yapılan müdahale sonucu ortaya çıkan zararın, o dönem cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerden tazmin edilmesine yönelik davanın 76'ıncı duruşması görüldü.

Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmaya cezaevine yapılan operasyon sırasında kolu kopan Veli Saçılık, avukatı Senem Doğanoğlu ve Maliye Bakanlığının avukatı katıldı.

İki tarafın avukatlarını dinleyen mahkeme, duruşmayı 9 Aralık'a erteledi.
Adliye çıkışında davayla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulunan Doğanoğlu, 5 Temmuz 2000 tarihinde Burdur Cezaevi'nde askerlerin ve gardiyanların katılımıyla operasyon düzenlendiğini hatırlatarak, "Bu davanın esası, Burdur Cezaevi operasyonu kapsamında meydana gelen zararın orada yaralanan, işkenceye maruz kalan tutuklulardan ve hükümlülerden tahsili talebidir" dedi.

Doğanoğlu, 2001 yılında açılmış "Burdur duvar davası" olarak bilinen ve "Burdur Cezaevi katliamı" sırasında yıkılan duvarın, yanan duvarların, yanan demirbaşın tahsilatını isteyen davanın 76'ıncı duruşmasının yapıldığını kaydetti.

Bu duruşmaya "karar duruşması" olacağını düşünerek geldiklerini anlatan Doğanoğlu, şunları kaydetti:
"Başından beri arzumuz bu. Çünkü bu davanın hiçbir hukuka ya da vicdan ilkesine sığan tarafı yok. Hukuken de bunu yargıca sürekli izah ediyoruz. Vicdanen zaten hepimiz bu sorumluluğun altındayız. Bu duvarın altında hep beraber çöküyoruz. Hukuken de şu anda daha önce 2008 ve 2011 yıllarında dosyaya gelmiş olan, halihazırda dosyada mevcut bir kararı beklemek üzere yine 9 Aralık'a ertelendi. 'Bu karar çıkar mı?' iradesini de hukuki bulmuyoruz. Korkuyoruz ki bir siyasal perspektif neticesinde bu süreç git gide uzayacak. 15 yıllık bir ezaya dönüşecek."
Doğanoğlu, 2000 yılında yaşanan olayda Veli Saçılık gibi 60 kişinin daha mağdur olduğunu ancak bu kişilerden ikisinin de geçen sürede hayatlarını kaybettiğini bildirdi.
Dava süresince hiçbir işkencecinin cezalandırılmadığını öne süren Doğanoğlu, "Hiçbir şekilde devlet aleyhinde, AİHM'de karar verilmiş olmasına rağmen, bir hüküm çıkmadı. Bugün de yine hala bu tutuklular ve hükümlüler yargılanmaya çalışılıyor. Maalesef şu anda sadece 9 Aralık'ta karar çıkmasını umut ediyoruz. Lehte çıkmasını tabii ki umut ediyoruz ama bir karar çıksa bile şu 15 yıl süren süreç bizim için en azından hafiflemiş olacak" diye konuştu.

- Veli Saçılık
Saçılık ise 5 Temmuz 2000 tarihinde Burdur Cezaevi'nde "isyan" diye adlandırılan olay sonucu kendilerine saldırıda bulunulduğunu söyledi.

Saçılık, şöyle devam etti:
"Burdur şuna tanıklık etti; bir buldozer koğuşa girdi. Ve koğuşta hepimizi yaralayarak benim de kolumu kopararak, bir zulme ve vahşete imza attı. Ve bu adliye o Ş.V'yi beraat ettirdi. Bu adliye 415 kişi olan, içinde A.T'ye tecavüz eden ve herkese ayrı ayrı işkence yapan ve bu AİHM kararı ile de sabit olan kişilerin hiçbiri burada yargılanmadı. 'Soruşturmaya mahal yoktur' kararı verildi.

15 yıldır benim kolumun koparılmış olması ve benim dışımda 60 arkadaşın yaşadığı eza karşısında bizden duvar parası isteniyor ve bu adalet dediğimiz şey 14 yıldır aynı senaryoyu uyguluyor ve hala karar vermemekte direniyor. "
Saçılık, artık "adaletin duvarın altında kalmaması" gerektiğini kaydetti.

İşkencecilerden hesap soracaklarını ve bu davanın mutlaka takipçisi olacaklarını belirten Saçılık, "Duvar davasında dosyada bizden 2001 yılı itibariyle 31 bin lira talep ediyorlar ama avukatların hesaplarına göre mahkeme masrafları ve faiziyle birlikte 350 bin lirayı bulan bir para istiyorlar duvar karşılığında" diye konuştu.

Bu arada Doğanoğlu, Saçılık ve Saçılık'ı desteklemek için gelenlerin Burdur Adliyesi'ne birlikte girmek istemeleri üzerine polis ile bu kişiler arasında tartışma yaşandı.
Daha sonra Doğanoğlu, Saçılık ve sendikalara üye 8 kişinin adliyeye girmesine izin verildi.

Adliye önünde bekleyen ve üzerinde, "Duvar yıkıldı adalet altında kaldı" yazılı pankart taşıyan bir grup duruşma boyunca aralıklarla slogan attı.
Polis ekipleri ise çevrede güvenlik tedbiri aldı.
Kaynak: AA