Böbrek yetmezliği cinsel hayatı vuruyor!

Kronik böbrek yetmezliğinde hormonal değişiklikler sonucu erkekler ve kadınlarda cinsel fonksiyonların yanı sıra üreme fonksiyonlarının da zarar gördüğü belirtildi.

Böbrek yetmezliği cinsel hayatı vuruyor!
Avrupa ülkelerinde yıllardır uygulanan ülkemizde ise iki yıldır uygulanmaya başlayan ev hemodiyalizi sayesinde, böbrek hastaları haftada en az 3 gün diyaliz merkezlerine giderek günlük 4 saat diyaliz makinasına bağlı kalmaktan kurtuluyor. Sistem sayesinde diyaliz makinaları evlerine yerleştirilen hastalar, gece uyurken diyaliz görebiliyor. Hastalıkları nedeniyle cinsel problemler yaşayan hastalar sistem sayesinde sağlıklı cinsel yaşama da geri dönüyor.

Uzman Nefrolog Serkan Kubilay Koç,'Evde hemodiyaliz' uygulamasının tıpkı organ nakli gibi hastaların yeni bir hayata başladığı bir diyaliz tedavisi türü olduğunu ve tüm dünyada uygulanmasına karşın Türkiye'nin bu tedavi yöntemiyle yeni tanıştığını kaydetti.

‘TÜRKİYE'DE 60 BİN HASTADAN 300'Ü EVDE HEMODİYALİZ UYGULAMASINDAN FAYDALANIYOR'


Böbrek hastalarının normal hemodiyaliz için haftada en az 3 gün diyaliz merkezlerine gitmek zorunda olduğunu ve kan temizliğinin gündüz yapıldığı için böbrek hastalarının hayattan tamamen koptuklarını ifade eden Koç, şöyle konuştu: “Çünkü klinikte diyalizde günde en az 4 saat makineye bağlı kalıyorlar. Kliniğe gidip gelmeyle, diyaliz sonrası yorgunluk dönemle birlikte tüm gün tedavi ile geçiyor; kısacası hastalar hayattan, iş yaşamından ve sosyal yaşamdan tamamen kopuyor.

Evde hemodiyaliz hastaları tamamen yaşama döndürüyor. Hastalar evlerinde ve en az 8 saat diyaliz görüyor. Gece uyurken bunu rahatlıkla yapabiliyorlar. Bunun için 2 ay eğitim görüyorlar ve makine tertibatı ücretsiz olarak evlerine kuruluyor. Evde diyaliz yapan hastaların uzun süreli kan temizliği yapıldığı için ek ilaç kullanmalarına gerek kalmıyor. Klinikte 4'er saatlik, haftada 3 gün, ayda 12 seans yani toplam 48 saat diyaliz tedavisi görenlerin ömür ortalamaları 7 yıl. Evde hemodiyalizde 8'er saatlik 12 seans yani ayda 96 saat diyaliz alan bir hastanın diyalize başladıktan sonra bahsi geçen ömür süresi 3-4 kat uzuyor. Hastalar evde geceleyin diyaliz yaptıkları için de normal yaşama dönebiliyorlar. Mesleğine geri dönen, doğum yapan yüzme şampiyonu olan, aşçılık yapan, MEB'de öğretmenlik yapan hastalar var.”

Uzman Nefrolog Serkan Kubilay Koç, klinikte diyaliz tedavisi gören bir hastanın devlete olan maliyetinin diyaliz seans ve ilaç bedelleri ve hastane tedavi maliyetlerinin ayda 6-7 bin TL civarında olduğunu ve Türkiye genelindeki 60 bin hasta için yılda yaklaşık 4,5 milyar TL gibi mali tablonun ortaya çıkmasına karşın evde diyaliz tedavisi gören hastanın ise devlete maliyetinin 1500 TL civarında olduğunu vurguladı. Koç, şuan mevcut ev hemodiyalizi hasta sayısının 200 civarında olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Devlet hem hastaların yaşam koşullarının iyileşmesi hem normal yaşama dönerek üretime katılmaları hem de tedavi giderlerinin devlete olan yükünün azalması için bu sistemi yaygınlaştırmak istiyor. Dolayısı ile evde hemodiyaliz, tıpkı organ nakli olmuş gibi hastalar yeni bir hayata başlıyor.”

‘HASTALAR SAĞLIKLI CİNSEL YAŞAMA YENİDEN KAVUŞUYOR'

Ev hemodiyalizinin, diyaliz hastalarına konforlu yaşamın kapılarını açarken sağlıklı cinsel yaşama da tekrar kavuşmalarına olanak tanıdığını kaydeden Koç, “Diyaliz hastalarımız'Ev hemodiyalizi' tedavisiyle tanıştıktan sonra yaşam kaliteleri sağlıklı bireylerin seviyesine ulaştı.'Ev hemodiyalizi' sayesinde hastalarımızın fiziksel sağlıklarının düzelmesi, onların ruhsal ve cinsel sağlıklarını da olumlu yönde etkiledi. Artık çocuk sahibi olmayı başaran kadın hastalarımız olduğu gibi böbrek yetmezliğine yakalandıktan sonra cinsel yaşamları neredeyse sona ermiş erkek hastalarımız,'Ev hemodiyalizi' uygulamaya başladıktan sonra sağlıklı günlerinde olduğu gibi cinsel fonksiyona kavuştuklarını söylüyorlar.”

Kronik böbrek yetmezliği ve bu hastalığın cinsel fonksiyonlara etkilerine de değinen Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Böbrek yetmezliği, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunudur. Hemodiyaliz, son dönem böbrek yetmezliğinin tedavi yöntemlerinden biri. Klasik hemodiyaliz tedavisi haftada 3 gün 4 saat yapılmakta ve buna bağlı olarak hastaların hormon dengesinde bozulmalar olmaktadır. Hormonal değişiklikler sonucu erkekler ve kadınlarda cinsel fonksiyonların yanı sıra üreme fonksiyonları da zarar görmektedir.

Diyaliz hastaları diyaliz kliniğinde 4 saat diyalize girmek yerine, ev diyalizi tedavisi ile gece uyurken sekiz saat hemodiyaliz yaptıklarında, böbrek yetmezliğinde vücutta biriken zararlı maddelerin temizlenmesi artmakta, böylece pek çok diğer organ ve sistemin çalışmasında düzelme olmaktadır. Aynı zamanda kadınlar ve erkeklerde cinsel fonksiyonlar ve üreme fonksiyonları normale yaklaşmaktadır. Evde gece uyurken yapılan 8 saat hemodiyaliz ile sağlıklı bireylerden farksız bir cinsel yaşam sürdürülmesi mümkün hale geliyor. Ayrıca, üreme fonksiyonlarının normale dönmesi ile bu hastaların çocuk sahibi olma şansı da artıyor. Hatta ev hemodiyalizi uygulamaya başladıktan sonra bebek sahibi olan pek çok kadın hastamız var.”

‘HASTALAR UYGULAMADAN MEMMUN'

Ev hemodiyaliz uygulamasından faydalanan ve Nevşehir'de yaşayan İbrahim Er (45) de, 13 yıldır hastalıkla mücadele ettiğini 11 sene boyunca diyaliz merkezlerine haftada en az 3 gün giderek tedavi gördüğünü kaydetti. İki yıl önce'Ev hemodiyaliz' uygulaması ile tanıştığını ve evine ücretsiz olarak kurulan diyaliz cihazı sayesinde yeniden normal hayatına döndüğünü kaydeden Er, şöyle konuştu: “Bu sistemden önce belirli gün ve saatlerde diyaliz merkezine gitmek zorunda kalıyordum. Her seferinde en az 4 saat cihaza bağlı kalıyor ve çok sayıda ilaç kullanıyordum. Bu nedenle herhangi bir işte çalışma imkanım olmadığı gibi evimde ailemle de yeterince vakit geçiremiyordum. Bu durum tabi ki maddi sıkıntıları beraberinde getirdi. Bu sistem sayesinde ise artık diyaliz merkezlerine gitmeme gerek kalmadı. Kendi evimde istediğim saatte cihaza bağlanabiliyorum. Bu sayede bir işe başladım ve ailemle daha fazla vakit geçirebiliyorum. Cinsel yönden önce kayıplarım oldu. Hastalıkla beraber diyaliz merkezine devam ettiğim sürede bazı sorunlar yaşamaya başladım. Bu sisteme geçtikten sonra en az yüzde 70 güç kazandım. Tüm sıkıntılarım ortadan kalktı. Kısacası yaşantım normal, sağlıklı bir insan yaşantısına döndü.”

Figen Er (42) ise eşinin daha önce diyaliz merkezlerine gittiği günlerde sosyal hayattan tamamen koptuğunu ve tüm yaşantısının ev ile diyaliz merkezi arasında geçtiğini ifade etti. Eşinin 11 yıl boyunca sürekli olarak diyaliz merkezine giderek tedavi gördüğünü kaydeden Figen Er, Evde hemodiyaliz uygulaması ile yaklaşık 2 yıl önce tanıştıklarını aktardı. Er, iki yıl önce böyle bir uygulamadan haberdar olduklarını belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Öncesinde eşime cihazın kullanımı konusunda bir eğitim verildi. Bu eğitim sonrasında evimize kurulan cihazla eşim istediği saatte diyaliz görebiliyor. Bu sayede hem iş hayatına geri döndü hem de bizlerle daha çok vakit geçiriyor.”

Kaynak: İHA