Akgöl Sazlıkları Da Kuraklıktan Nasibini Aldı

Ereğli ilçesindeki Akgöl Sazlıkları, bahar mevsimi ile adeta kuş cennetine haline gelen görüntüsünü, bu yıl, ülke genelinde yaşanan kuraklık ve bölgedeki yer altı sularının azalması gibi etkenlere bağlı olarak büyük ölçüde kuruyarak daha yaz bitmeden kaybetti.

Bir zamanlar Türkiye'nin ilk 10 sulak alanı içerisinde sayılan Ereğli Akgöl Sazlıkları, bu yıla kadar eylül ayının başından itibaren kuruyordu. Geçen yıl Devlet Su İşleri'nin yaptığı set çalışmasına rağmen, ülke genelinde yaşanan kuraklığın ve yer altı sularının tarımsal amaçlı aşırı kullanımı gibi etkenlere bağlı olarak bu yıl ağustos ayının ilk günlerinde büyük ölçüde kurudu.
Niğde Üniversitesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Karataş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yıllar önce yapılan İvriz ve Ayrancı barajlarının ardından Akgöl'ün adeta hayat damarlarının kuruduğunu söyledi.

Son yıllarda, bahar aylarında buraya gelen kuşların canlandırdığı, yaz sonuna doğru ise tümüyle kuruyan Akgöl Sazlıkları'nı, "yoğun bakımda ölümle yaşam arasında mücadele veren bir hasta" olarak nitelendiren Prof. Dr. Karataş, ''Bahar ve yaz başlarında yemyeşil cıvıl cıvıl kuş sesleri ile kuş cennetine dönen Akgöl, özellikle yaz mevsiminin sonlarında kuruyarak bir avuç çamur bile bulunamaz hale geliyor'' dedi.

Konya'nın Ereğli ve Karaman Ayrancı ilçeleri arasında kalan sazlıkların 20| yüzyılın ortalarına kadar Türkiye'nin en geniş 10 sulak alanlarından biri olduğuna dikkati çeken Karataş, ''Ereğli sazlıkları uçsuz bucaksız sazlıklar, bataklıklar, adacıklar, göller ve dümdüz bozkır alanları yüzlerce çeşit kuş türüyle Türkiye'nin en önemli kuş cennetlerinden biriyken, 1950'li yıllarda başlatılan sulak alan kurutma çalışmalarından sonra hayat kaynağı olan Ayrancı ve İvriz dereleri üzerine yapılan barajlar, Ereğli Sazlıkları'nı adeta ölüme terk etmiş, sadece yağmur, kar ve Ereğli'nin atık sularından beslenir hale gelmiştir'' dedi.

- Türkiye'de "Küçük Flamingo" türünün ilk kaydı Akgöl'de yapılmış
Tüm bu olumsuzluklara rağmen Ereğli sazlıklarının, Türkiye'nin uluslararası ölçekte önemli sulak alanları Tuz Gölü, Seyfe Gölü, Sultansazlığı, Seyhan, Ceyhan ve Göksu deltalarına yakınlığı nedeniyle hala çok değerli ve kurtarılması gereken, korumak için hala geç kalınmamış bir yer olduğunu ifade eden Karataş, ''Halk arasında Allı turna olarak bilinen flamingonun bir başka türü olan ve daha çok Afrika ülkelerinde görülen Küçük Flamingo'nun, ilk Türkiye'de görüldüğü ve ilk kayıtlara geçtiği yer Ereğli Akgöl Sazlıkları'dır'' dedi.

Devletin çevre politikalarının yeterli olmadığını savunan Prof. Dr. Karataş, ''Yazları kurak ve sıcak geçen Anadolu'da bol suya ihtiyacı olan şeker pancarı, silajlık mısır gibi ürünlerin ekilmesi çok yanlış; suya çok fazla ihtiyacı olmayan hububat, bakliyat gibi ürünlerin ekilmesi daha doğru olacaktır'' ifadesini kullandı.
Sulak alanların yaşamasının biyolojik çeşitlilik kadar bölge insanı ve çiftçiler için de çok önemli olduğunu vurgulayan Karataş, ''Sulak alan varsa, o bölgede yağmur da var bereket de var demektir'' dedi.

Geçmişte önemli sayılarda üreyen ve alana Önemli Kuş Alanı statüsünü kazandıran Küçük karabatak, Akpelikan, Tepeli pelikan, Alaca balıkçıl, Erguvani balıkçıl, Kaşıkçı, Flamingo, Boz ördek, Yaz ördeği, Macar ördeği, Pasbaş patka, Dikkuyruk, Kılıçgaga, Bataklıkkırlangıcı, Mahmuzlu kızkuşu ve Küçük sumru gibi kuş türlerinin Akgöl'de gözlemlendiğini ifade eden Karataş, "Anadolu kültüründe türkülere dahi konu olmuş allı turnalar mayıs, haziran aylarında Akgöl'de rahatlıkla gözlemlenebiliyor" diye konuştu.

Kaynak: AA