Uygarlıkların Başkenti Muğla, Kültür Turizmine Yöneldi

Tarihi hanları, kendine özgü ahşap mimarisiyle asırlar boyu birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Muğla, kültür turizminden aldığı payı artırmak istiyor.

Son yıllarda tarihi doku içerisinde kalan yapıları valilik ve belediye tarafından restore edilerek kültür turizmine kazandırılan kentte, doğal film platosunu andıran mekanları dizi ve sinema yapımcılarının ilgisini çekiyor.
Karia ve Likya uygarlıklarının hüküm sürdüğü, bünyesinde barındırdığı 22'si düzenlenmiş 195 ören yeri ile ziyaretçileri tarihe yolculuğa çağıran Muğla, tarihi hanları, kendine özgü ahşap mimarisiyle 400'ü birinci derece tescilli 4 bin 400 tarihi binasıyla kültür turizmine katkı sağlıyor.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, belediye ve Muğla Valiliği tarafından hazırlanan projeyle Muğla'nın kent kimliğinde önemli bir yeri bulunan Muğla Arastası'nda yenileme yaptıklarını, aynı bölgede bulunan Muğla kent geçmişinin bir parçası olan Eski Zahire Pazarı'nı da restore ederek kültür turizmine kazandırdıklarını söyledi.

Gürün, dönemin en önemli ticaret ve alışveriş bölgesi olan geleneksel zanaatların yaşadığı arastanın da kültür turizmi ve günübirlik turların cazibe merkezi haline geldiğini belirtti.

- "Kültür varlıkları zengin kent"
Muğla'nın kentsel, arkeolojik ve doğal sit olma özelliklerini bir araya toplayan nadir kentlerden biri olduğuna dikkati çeken Gürün, şöyle konuştu:
"Muğla Kültür varlıkları açısından çok zengin bir kent. İlimizde 195 antik kent var. Bunların ancak 21'inde kazı işlemleri yapılıyor. Menteşe, Ula ve Milas gibi ilçelerimizde ise geçmiş dokuyu ve yapıyı yansıtan binalarımız var. Restorasyon çalışmalarına 15 yıl önce göreve geldiğimizde başladık. Arasta'yı bitirdik, kullandığımız büyükşehir belediyesi binasının restorasyonunu yaptık. Ayrıca eski bir hamamın restorasyonunu bitirdik. Dolayısıyla Muğla, eski yapısını yenilemiş fonksiyonel olarak hizmete sunmuş durumunda."
Gürün, Menteşe'de bulunan Saburhane Mahallesi'nin de yenileme ve restorasyon çalışması için proje hazırladıklarını, kurula verilen proje ile bölgede yapılacak restorasyon sonucunda tarihin ayağa kaldırılacağını ifade etti.

Saburhane'nin özellikle kente gelen yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekeceğine dikkati çeken Gürün, "O bölgedeki evler, butik oteller haline gelecek, lokantalar ev yemekleri yapacak. Masa dağına daha önce yaptırdığımız merdivenler ile birlikte o bölgede panoramik seyir imkanı sunulmuş olacak. Bu proje Muğla'nın geleceği için çok önemli" diye konuştu.

Gürün, kentin var olan değerlerini gelecek kuşaklara aktarmak, tanıtımını sağlamak ve turizm potansiyellerini istenen noktaya getirmek için birçok önemli projeye imza attıklarını hatırlattı.
Muğla'ya gelen turist sayısında her geçen yıl artış yaşandığını vurgulayan Gürün, tarihi ve kültürel değerlere sahip çıkarak nostaljik bir ortamda ziyaretçilere bu değerleri sunarak bölgenin tanıtımına önem verdiklerini kaydetti.

Muğla'nın bir çok ilçesinde ve mahallesinde ören yeri ve tarihi evlerin bulunduğuna vurgu yapan Gürün, şunları kaydetti:
"Merkez, Yeşilyurt, Kafaca ve Bayır mahalleleriyle bütünleşir hale getirilecek. Bunun dışında Milas bir açık hava müzesi gibi olacak. Yerli ve yabancı turistler için bir kulvar yaparak kültür turları düzenleyeceğiz. Deniz, kum, güneş turizmi çok çabuk etkilenebilen bir turizm. Kültür turizmine bölgemizde ağırlık vererek daha az misafir ile daha fazla gelir elde etme imkanımız var. Bunu Türkiye'nin Muğla vasıtasıyla dünyada tanınması için çok önemli bir kaynak olarak görüyoruz."
-"Doğal film platosu"
Muğla ve ilçelerinde çekilen sinema filmi ve dizilerin bölgenin tanıtımına büyük katkı sağladığına işaret eden Gürün, bölgenin coğrafi yapısı, iklim koşulları, tarihi ören yerleri ve antik kentlerinin, bölgeyi bir açık film platosu haline getirdiğini belirtti.

Gürün, tarihi yapısı ve doğal güzelliğiyle adından söz ettiren Muğla'da son dönemlerde birçok yerli ve yabancı film ile dizi çekimleri yapıldığını dile getirerek, "İlk olarak Büyük Yalan dizisi İskender Alper Kültür Merkezi'nde çekilmişti. Bu bizim kültür merkezini tahsis etmemizle o mekanda çekildi. Biz orayı tahsis ederken hiçbir ücret de almadık. Dolayısıyla o bir başlangıç oldu. Ondan sonra da çeşitli köylerde ve ilçelerde çekimler yapılmaya başlandı" dedi.

Bölgeye gelen ziyaretçilerin dizi ve film çekilen mekanları gezmek istediğini anlatan Gürün, tanıtıma yönelik bu durumun kente büyük katkı sağladığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA