Bakan Bozdağ Düzce’de

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Gazze'de yapılan geçici ateşkes ile ilgili olarak, “Ramazan zehir oldu.

Bakan Bozdağ Düzce’de
Umarım bayram zehir olmaz” dedi.


Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, birtakım ziyaretlerde bulunmak üzere Düzce’ye geldi. Bakan Düzce Valiliğine yaptığı ziyarette basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bakan Özdağ, Bolu Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz hakkında başlatılan soruşturma ile ilgili yaptığı açıklamada, “Cumhuriyet savcıları; başbakanları, cumhurbaşkanlarını, meclis başkanlarını tehdit eden açılamalar yapamaz. Hiç kimsenin yapmaması lazım. Bırakın bir savcıyı, sıradan bir vatandaşın da başkalarını tehdit eden bir açıklama yapmaması lazım. Yargı görevi yapan birisinin isim zikretmeden adresi belli tehditler savurması, görevinde bağımsız ve tarafsız hareket etmesi özelliğini kaybettiğini gösterir. Cumhuriyet savcılarının buna çok özen göstermesi lazım. Türkiye’de pek çok cumhuriyet savcımız var, fedakarca çalışıyorlar, gayretle hareket ediyorlar. Ben onları tenzih ediyorum. Onlar içerisinde çok az da olsa yanlış yapan elbette olabilir. Onlarla ilgili hukuk gereğini yapar. Zekeriya Öz yaptığı açıklamalarla tarafsız, bağımsız bir hukuk adamı niteliğini, cumhuriyetin savcısı olma niteliğini bana göre taşımamaktadır. Esasında bunda HSYK’nın gereğini yapması lazım çünkü biri hukukun dışına çıktığı zaman yargı görevini yapanlardan onu hukukun içine çekecek, hukukun içinde tutacak mekanizma sadece yüksek yargının onama bozma kararları değil, aynı zamanda ve ondan daha önemli HSYK’nın bu konuda verdiği kararlardır. Maalesef HSYK 3. Dairesi bildik nedenlerle bu konuda bir karar çıkarmamıştır. Tabii ama HSYK’da süreç henüz bitmedi. Bu süreç de işleyecektir. O sürecin sonunda HSYK’nın nasıl karar vereceğini hep beraber göreceğiz” dedi.

“DEVLET TERÖRÜ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Gazze'de geçici ateşkes sağlanması ile ilgili yaptığı değerlendirmede “Ramazan zehir oldu. Umarız bayram zehir olmaz” dedi.

Bozdağ, Türkiye’nin elinden geleni yaptığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Gazze’ye yönelik saldırılar; haktan hukuktan, insaftan, insanlıktan, vicdandan uzak saldırılardır. Tamamıyla bir devlet terörü ile 21. yüzyılda karşı karşıyayız. AB ülkeleri ABD, Rusya gibi dünyanın pek çok ülkesi, insan hakları konusundaki hassasiyetlerini dile getiriyor. Özellikle AB bu noktada çok hassas bir tavır ortaya koyuyor. Türkiye’de herhangi bir şey olduğu zaman kıyamet koparıyorlar. Ülkemizde Gezi olaylarında kıyamet kopardılar. Şimdi İsrail savunmasız insanları havadan karadan ölüm yağdırırken, 'İnsan hakları ne oluyor? Burada insan onuru yok ediliyor. İnsanın en önemli hakkı olan yaşam hakkı yok ediliyor’ diye bir açıklama ben duymadım. Bu insan hakları konusu İsrail bu hakları yok edince, çiğneyince maalesef hemen gündemden düşüveriyor. İsrail’in hakkı menfaati, insan hakları yerine ikame ediliyor. Biz bunu hep görüyoruz. İkiyüzlü çifte standardı doğru görmüyoruz. İnsan hakkı rengi, dili, dini, yaşadığı ülkesi fark etmeksizin kim insansa herkesin eşit bir şekilde sahip olduğu bir haktır. Herkes insan olmak nedeniyle ile en şerefli yaratılmıştır. O en şerefli yaratılmış özelliğine sahip insana değer vermemiz lazım. Bu noktada ayrımcılık yapılmaması lazım. Ama görüyoruz ki mesele İsrail olunca, mesele İsrail’in saldırıları olunca insan hakları birden bire unutuluveriyor. Birdenbire onun yerine İsrail’in güvenliği geliyor. Fakat İsrail’in hayatlarını yok ettiği, ocaklarına ateş düşündüğü insanların güvenliği, huzuru kimsenin aklına maalesef gelivermiyor. Biz 21. yüzyılın ikiyüzlü tavrını İsrail konusunda başkaca pek çok konularda sürekli görüyoruz. Ondan dolayı da BM’yi görevini kuruluş felsefesine uygun yapamadığını görüyoruz. Gelinen noktada BM’nin mevcut sistemi iflas etmiş durumda çünkü çalışmıyor, böylesi hadiseler karşısında bir tavır geliştirmiyor. Geliştirmiş olsa bu ölümler olmazdı. Gazze’de şu ana kadar ölen yüzlerce insan uluslararası toplumun dünya ülkelerindeki duyarsızlığı nedeni ile de öldürmüştür. Sadece İsrail’in haksız, keyfi saldırıları niteliğinde değil. Onu engelleme imkanı olup da engellemeyenlerin duyarsızlığı nedeni ile de hayatını kaybetmişlerdir. Bu ölümlerden herkes mesuldür. Susan, destek veren ve İsrail’i açıklamaları ile tutumu ile teşvik eden herkes İsrail kadar bu ölümlerden mesuldür. Umarız ki geçici de olsa gelinen nokta muhafaza edilir, bundan sonra böylesi arzu edilmedik hadiseler olmaz. Türkiye bu noktada üzerine düşenleri yaptı. Bundan sonra da tereddütsüz yapacaktır. Ramazan zehir oldu, umarız bayram zehir olmaz.”

"KONUŞMALARI DOĞRU DEĞİL"
Bakan Bozdağ, HSYK üyelerinin herkesten daha titiz davranması gerektiğini ifade ederek, “Basında çıkan her konuya HSYK’nın cevap yetiştirmesini doğru görmüyorum. O yüzden bakan olduktan sonra kanunun verdiği yetkiye dayanarak HSYK adına basına yapılacak açıklamaların HSYK başkanı tarafından yapılması gerektiğine dair bir yazı yazdık. Bu çerçevede yetkiler başkandadır. HSYK Başkanı açıklama yapmak zorunda kaldığı zaman HSYK üyeleri ile istişare ederek HSYK adına basına gerekli açıklamaları yapar. Bugüne kadar baktığım zaman yaptığım açıklamaların sayısı çok az ama bazı HSYK üyelerimizin, hepsi için söylemiyorum, medyada konuşmak gibi bir alışkanlıkları da var. 22 üyeden bazıları maalesef medyada konuşuyorlar. Konuşmaları kendilerine fazla bir şey katmıyor. Yaptıkları saygınlığını artırmıyor. Aksine kendilerinden, yaptıkları işin saygınlığından götürüyor. Bunları doğru görmediğimi ifade etmek isterim. Her HSYK üyesinin bir televizyon kanalına konuştuğu, bir gazeteye röportaj verdiği bir yerde hukuk devletini güçlü bir şekilde inşa edemeyiz. HSYK üyelerinin savunma içerisine girdiği veya başkalarını suçlama içerisine girdiği bir noktada HSYK’nın hukuk devletinin sigortası olma vasfının güçlü olduğundan da bahsedemeyiz. O zaman bu vasıf zede görüyor. O yüzden ben Sayın Okur’un gazetelere, televizyonlara ve başkaca bazı üyelerimizin de açıklama yapmalarını HSYK Başkanı olarak yargı görevi yapanlara etkileme olarak görüyorum ve bunları doğru bulmuyorum” şeklinde konuştu.

Açıklamaların ardından Vali Ali İhsan Su, Bakan Bozdağ’a ebru tablosu ve Düzce’nin doğal ürünlerinin olduğu bir sepet hediye etti. Bakan Bozdağ, valilik ziyaretinin ardından Düzce Belediyesi'ni ziyaret edip ilçeleri gezmek üzere hareket etti.
Kaynak: İHA