Karamanlı Müftüsü Avcı Açıklaması
Karamanlı Müftüsü Ramazan Avcı zekatın yapılıp yapılmamasının, kişinin isteğine bırakılmış bir yardım değil, fakirin hakkı ve zenginin yerine getirmesi gereken mecburi bir görev olduğunu bildirdi.
Avcı, gazetecilere yaptığı açıklamada, İslam'ın 5 şartından biri olan zekatın, mali bir ibadet olduğunu söyledi.
Zekatın, malın belirli bir bölümünün Müslüman olan fakire vermek demek olduğunu anlatan Avcı, "Zekatı verme zamanı gelince geciktirilmeden yerine getirilmesi gerekir. Özürsüz olarak zekatını geciktiren günahkar olur. Zekat, yapılıp yapılmaması kişinin isteğine bırakılmış bir yardım değil, fakirin hakkı ve zenginin yerine getirmesi gereken mecburi bir görevdir" dedi.
Avcı, zekatın İslam'ın beş şartı arasında yer alması ve Kur'an-ı Kerim'in birçok yerinde namazla zikredilmesinin onun İslam dininde ne kadar önemli bir ibadet olduğunu gösterdiğini kaydetti.
İslam'ın, toplumun dertlerini tedavi etmek ve ihtiyaçlarını karşılamak üzere getirdiği esaslardan biri olan zekatın sosyal yardımlaşma sistemi olduğunu anlatan Avcı, diğer yardımlaşma şekillerinin de zengin ile fakir arasında servet farkından doğabilecek dengesizlikleri gidererek toplumda huzurun tesis edilmesini sağladığını bildirdi.
Vatandaşlardan zekat ibadeti hakkında bir çok soru geldiğini ifade eden Avcı, şöyle konuştu:
"Bize en çok sorulan sorulardan bir tanesi, ramazan ayında belediye, dernek veya vakıflarca hazırlanan iftar yemekleri, aşevlerinde dağıtılan yemeklerin zekat ya da fitre yerine geçip geçmemesi şeklindedir. Belediye, dernek veya vakıflarca hazırlanıp, ikram edilen iftar yemekleri zekat yerine geçmez. Bir başka soru ise hisse senetlerinin zekatının olup olmadığıdır. Bir şirketin hisse senetlerini, yatırım yapmak, bunların dağıtacağı kar paylarından yararlanmak ve hisseleri de elinde tutmak amacı ile satın alan kişi, bu şirketin bina, makine ve demirbaşlarına hissesi oranında ortak olur. Şirketin kar etmesi durumunda hisse sahibine isabet eden kar payı, tek başına ya da başka birikimlerle birlikte nisap miktarına ulaşır ve üzerinden bir yıl geçerse yüzde 2 buçuk oranında zekatı verilir."
Kaynak: AA
Zekatın, malın belirli bir bölümünün Müslüman olan fakire vermek demek olduğunu anlatan Avcı, "Zekatı verme zamanı gelince geciktirilmeden yerine getirilmesi gerekir. Özürsüz olarak zekatını geciktiren günahkar olur. Zekat, yapılıp yapılmaması kişinin isteğine bırakılmış bir yardım değil, fakirin hakkı ve zenginin yerine getirmesi gereken mecburi bir görevdir" dedi.
Avcı, zekatın İslam'ın beş şartı arasında yer alması ve Kur'an-ı Kerim'in birçok yerinde namazla zikredilmesinin onun İslam dininde ne kadar önemli bir ibadet olduğunu gösterdiğini kaydetti.
İslam'ın, toplumun dertlerini tedavi etmek ve ihtiyaçlarını karşılamak üzere getirdiği esaslardan biri olan zekatın sosyal yardımlaşma sistemi olduğunu anlatan Avcı, diğer yardımlaşma şekillerinin de zengin ile fakir arasında servet farkından doğabilecek dengesizlikleri gidererek toplumda huzurun tesis edilmesini sağladığını bildirdi.
Vatandaşlardan zekat ibadeti hakkında bir çok soru geldiğini ifade eden Avcı, şöyle konuştu:
"Bize en çok sorulan sorulardan bir tanesi, ramazan ayında belediye, dernek veya vakıflarca hazırlanan iftar yemekleri, aşevlerinde dağıtılan yemeklerin zekat ya da fitre yerine geçip geçmemesi şeklindedir. Belediye, dernek veya vakıflarca hazırlanıp, ikram edilen iftar yemekleri zekat yerine geçmez. Bir başka soru ise hisse senetlerinin zekatının olup olmadığıdır. Bir şirketin hisse senetlerini, yatırım yapmak, bunların dağıtacağı kar paylarından yararlanmak ve hisseleri de elinde tutmak amacı ile satın alan kişi, bu şirketin bina, makine ve demirbaşlarına hissesi oranında ortak olur. Şirketin kar etmesi durumunda hisse sahibine isabet eden kar payı, tek başına ya da başka birikimlerle birlikte nisap miktarına ulaşır ve üzerinden bir yıl geçerse yüzde 2 buçuk oranında zekatı verilir."