Erdoğan: Kirli ittifakın bedelini ödeyecekler

Şanlıurfa'da halka seslenen Erdoğan, "Şu anda, 10 Ağustos öncesinde yine CHP, MHP, onlarla birlikte HDP, Pensvilvanya ile işbirliği halindeler. 10 Ağustos'ta bu kirli ititfakın bedelini ödeyecekler" dedi.

Erdoğan: Kirli ittifakın bedelini ödeyecekler
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bu nasıl bir CHP ki HDP ile ittifak görüşüyor. MHP ile de ittifak görüşüyor. HDP ile olmuyor, MHP ile ittifak yapıyor. Bunlarda her numara var. Bunlarda darbecilik de var, başörtüsü düşmanlığı da var, ulusalcılık da var, Esedcillik de var, ne ararsan var" dedi.

Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası çerçevesinde Topçu Meydanı'nda halka hitap etti.

Konuşmasına, Hz. İbrahim'i, Hz. Eyüp Hz. Musa, Hz. Yakup ve Hz. İlyas'ı yad ederek başlayan Erdoğan, Şanlıurfalı şair Nabi'yi, Akif İnan'ı, Kazancı Bedih'i, Müslüm Gürses'i ve Said-i Nursi'yi rahmetle andı.

Şanlıurfa'nın 30 Mart seçimlerindeki oy oranından duyduğu memnuniyeti dile getirerek "Şanlıurfa 10 Ağustos'a hazır mıyız, 10 Ağustos'ta sandığa sahip çıkıyor muyuz, 10 Ağustos'ta yeni Türkiye diyor muyuz, 10 Ağustos'ta kimi cumhurbaşkanı seçiyorsunuz" sorularını yönelten Erdoğan, alandakilerin coşkulu karşılık vermesi üzerine, "Maşallah bu iş Şanlıurfa'da bitmiştir. Şanlıurfa kararını vermiş, Şanlıurfa cumhurun başına kimin geleceğini şimdiden tayin etmiş" diye konuştu.

Erdoğan, "HDP'nin Doğu ve Güneydoğu'nun CHP'si olmaya çalıştığını" savunarak şunları söyledi:

"CHP demek dikta yönetimi demektir, CHP demek inkar demektir. CHP demek ret demektir, asimilasyon demektir, CHP demek yasak, yoksulluk, yolsuzluk demektir. CHP demek ezanı Türkçe okutmak, Kur'an'ı yasaklamak, başörtülülere zulmetmek, bütün milli ve manevi değerleri çiğnemek demektir. CHP demek Türk'ün de Kürt'ün de Alevi'nin de Sünni'nin de her türlü haklarını yok saymak, farklılıkları yok saymak demektir. İşte böyle bir CHP ile HDP ittifak arayışına giriyor. Bu nasıl bir CHP ki HDP ile ittifak görüşüyor. MHP ile de ittifak görüşüyor. HDP ile olmuyor, MHP ile ittifak yapıyor. Bunlarda her numara var. Sosyal medyada bunlarla ilgili güzel de bir tasarım yapmışlar. Bunlarda darbecilik de var, başörtüsü düşmanlığı da var, ulusalcılık da var, Esedcillik de var, ne ararsan var. İnanın, Şanlıurfa'nın aktar çarşısında, kapalı çarşısında bu kadar çeşit yok. İşte onun için hem Şanlıurfa'da hem Türkiye genelinde CHP'ye oy verenlerin de MHP'ye oy verenlerin de HDP'ye oy verenlerin de bizi destekleyeceklerine yürekten inanıyorum. 10 Ağustos'ta seçmen sadece cumhurbaşkanını seçmeyecek bu ilkesiz partilere sandıkta büyük bir ders verecek."

Önceki gün Cumhurbaşkanlığı Vizyon Belgesi'ni açıkladığı salonda Türkiye'nin bütün renklerinin yer aldığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bir demokrasi, iki, siyasi ve toplumsal normalleşme, üç, refah toplumu, dört, öncü Türkiye. 2023'e kadar yine çok çalışacak, Türkiye'de demokrasinin standartlarını çok daha ileri seviyelere yükselteceğiz. 77 milyonun kardeşliği için daha yoğun gayret edeceğiz. 12 yıl boyunca yaptığımızın daha da fazlasını yapacak refah seviyesini çok daha yükseklere çıkaracağız. Aktif dış politikamızı sürdürecek, hem bölgemizde hem dünyada daha da öncü bir ülke olacağız."

Bu zamana kadar gereksiz tartışmalar ve yasaklarla Türkiye'ye ağır faturalar ödetildiğini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye yoksulluk içindeydi bunlar gittiler 'ezan Türkçe mi olsun Arapça mı olsun', bunu konuştular. Şehirlerimizde yol yoktu, su yoktu, hastane yoktu, bunlar gittiler 'başörtülüler okusunlar okumasınlar' bunu konuştular. Çocukların okuyacakları okul yoktu, ayaklarına giyecekleri çarık yoktu, bunlar gittiler farklı dil ve lehçeleri yasaklamanın mücadelesini verdiler. Şanlıurfalı Şivan Perver'in kasetlerini şarkılarını, türkülerini, sesini hatta 38 yıl vatan toprağını yasakladılar. Köylerin, ilçelerin gerçek isimlerini yasakladılar. On yıllar boyunca bu ülkeye yazık ettiler. On yıllar boyunca bu ülkenin enerjisini, kaynaklarını, toplumsal barışı ve kardeşliği törpülediler. Biz geldik bütün bu yasakları ortadan kaldırdık."

Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin millet ve demokrasi için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

"Biz şu anda Ramazanışerifi bu şekilde geçirirken ama Filistin böyle geçirmiyor, Mısır böyle geçirmiyor, Suriye böyle geçirmiyor, Irak böyle geçirmiyor" diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Bakınız şu anda 5 gün içinde Filistin’de 200’e yakın şehidimiz var, 700 yaralımız var ve insani yardım noktasında yardım gitmiyor. Dünyanın sesi çıkmıyor. Cidde’de yapılan toplantı çok önemli, başbakan yardımcısı olarak sadece Türkiye, başbakan yardımcısı gönderdi, Katar, dışişleri bakanı gönderdi. Bir ülke de daha bakan gönderdi. Diğer İslam ülkeleri sadece temsilci gönderdi. Bu, bizim ne durumda olduğumuzu gösteriyor. Batılı ses çıkarmıyor. Hepsiyle görüşüyorum. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile görüşüyorum. Fransa Devlet Başkanıyla görüşüyorum, hepsiyle konuşuyorum. Bakıyorsunuz hepsi hala İsrail’e hak veriyor. 400 ton bomba indiriyor, bomba. Kardeşlerim, leblebi çekirdek atmıyor, terör estiriyor terör. "

"Ey Netanyahu, sen bu bombaları durdurmadıkça..."

Türkiye ve İsrail ilişkilerine değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye-İsrail, normalleşsin. Tamam. Marmara gemimize, uluslararası kara sularında biliyorsunuz bunlar saldırdılar, 10 şehidimiz oldu. Ondan sonra araya Amerika girdi, Batılı ülkeler girdi, vesaire. Ben dedim ki 'özür dileyecekler, tazminat ödeyecekler', üç, 'Filistin'e olan ambargoyu kaldıracaklar.' Özür diledi, tazminatı da kabul ettiler. Filistin'e ambargoyu kaldırmayı kabul ettikleri haberi geldi, bu arada bombalar yine inmeye başladı. Şimdi bizim İsrail ile normalleşme sürecini başlatmamız mümkün mü? Değil. Onun için her gün sesleniyorum: Ey Netanyahu, sen bu bombaları durdurmadıkça yalnızlığa mahkum olacaksın. Türkiye ile dost olman mümkün değil. Normalleşmen de mümkün değil. Elindeki orantısız gücü, o mazlum insanlara, o mağdur insanlara karşı kullandıkça hiçbir zaman bir normalleşme sürecini Türkiye-İsrail yaşayamaz. Bunu özellikle söylüyorum."

"Siz gidin Esed ile beraber kahvaltı yapın"


Zulme rıza göstermenin de zulüm olduğunu anlatan Erdoğan, "CHP niye sesini çıkmıyor? MHP niye sesin çıkmıyor? HDP, niye sesin çıkmıyor? Hadi siz gidin Esed ile beraber kahvaltı yapın. Netanyahu ile de beraber de yapabilirsiniz. Hiçbir zaman zulme rıza göstermedik, göstermeyeceğiz, kim olursa olsun. Bizimle hak yolda yürüdükçe, doğruluk üzere yürüdükçe biz dostluğumuzu, kardeşliğimizi devam ettiririz ama oradan sapıldığı zaman yolları ayırırız" diye konuştu.

"Dualarınızda Filistin'i unutmayın"

Libya'da da ayrı bir direniş mücadelesi verildiğini, Mısır'da buna benzer bir sürecin yaşandığına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ancak Mısır da ayakları üzerine yeniden temenni ederim ki kalkar. Ramazanışerifiniz bir kez daha mübarek olsun. Kadir Geceniz şimdiden mübarek olsun. Ramazan Bayramı'nız şimdiden hayırlara vesile olsun. Dualarınızda Filistin'i unutmayın. Dualarınızda Gazze'yi unutmayın, Suriyeli mazlumları unutmayın. Özellikle biliyorum sıkıntılarınız oldu ama siz ensarsınız, Şanlıurfa'daki misafir Suriyeli kardeşlerimize şimdiye kadar sahip çıktınız. Lütfen bundan sonra onlara sahip çıkmaya devam edin. Ensara yakışan budur. Allah bizi doğru yoldan ayırmasın, Rabbim bizi millete hizmet yolundan ayırmasın. Rabbim bizi utandırmasın. Unutmayın bize Allah yeter, bize millet yeter, bize Türkiye yeter."