'Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı İle Mücadele' Günü

Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, Birleşmiş Milletler (BM) Uyuşturucu ve Suç Ofisi'nin açıklayacağı "2014 Dünya Uyuşturucu Raporu"na ilişkin, "Türkiye bu raporda geçen seneye göre daha fazla eroin yakaladığı için öne çıkıyor. Geleneksel uyuşturucuların yarattığı soruna ek olarak, bu yılki rapor özellikle yeni 'psikoaktif' maddelere dikkat çekiyor. Örneğin, 'bonzai' denilen madde" dedi.

"Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü" kapsamında, Üsküdar Üniversitesi Altunizade yerleşkesinde düzenlenen toplantıda, "2014 Dünya Uyuşturucu Raporu"na ilişkin bilgiler paylaşıldı.
Raporun bugün tüm dünyaya duyurulacağını belirten Prof. Dr. Atasoy, raporun dünya üzerindeki Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin sözleşme gereği sağladığı verileri bir araya getirdiğini anlattı.
Raporda Türkiye'nin değerlendirmeye giren ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Atasoy, şunları kaydetti:
"Bu yılki raporda Türkiye'nin her zaman olduğu gibi geleneksel Afgan eroini ile bunun kullanıcısının olduğu Batı Avrupa ülkeleri arasında bir köprü olmayı sürdürdüğü yer alıyor. Ancak bu yol, Balkan yolu, üzerinden geçiş eskiye göre daha azalmıştır. Farklı yollar artık tercih edilir olmuştur. Bunun nedeni de güvenlik birimlerimizin başarılı mücadelesi ve uyuşturucu yakalamalarının yüksek oluşudur. Türkiye bu raporda, geçen seneye göre daha fazla eroin yakaladığı için öne çıkıyor. Geleneksel uyuşturucuların yarattığı soruna ek olarak, bu yılki rapor özellikle yeni 'psikoaktif' maddelere dikkat çekiyor. Örneğin 'bonzai' denilen madde. Türkiye de bunlar gibi psikoaktif grubundan zarar gören ülkeler arasında bulunuyor."
"Bonzai" olarak adlandırılan maddede, çok çeşitli sentetik kimyasalların bulunduğunu ifade eden Atasoy, "Esrarın içindeki etkin maddenin beyinde bağlandığı merkeze bağlanıyorlar. Bu nedenle bunlara 'sentetik esrar' diye isim veriliyor. Aslında hiçbir bitkisel özelliği yok. Tamamen sentetik ve yapay, laboratuvarda yapılmış kimyasallardır. Türkiye bu maddenin bağımlılık yaptığını ve bu maddeyi yakaladıklarını bildiren ülkelerin başında geliyor. 2008 yılından beri, bu maddeler ülkede bulunuyor" diye konuştu.

Raporda uyuşturucu trafiğine ilişkin bilgiler aktarıldığını dile getiren Atasoy, "Üretici ve tüketici neredeyse, o aradaki ülkeler hep bundan etkilenirler. Türkiye'nin de başının derdi, Afganistan ile Avrupa'nın arasında bir yerde olmasıdır. Bir başka derdi de yüksek kimya sanayisine sahip olan Suriye ya da İran'la komşu olmasıdır. Örneğin, İran'dan gelen 'metamfetamin' bizim havaalanlarımız üzerinden Doğu Asya'ya gidiyor. Yön ne kadar farklı ama bizde irtibat noktaları ve hava ve deniz limanları mevcut. O nedenle de devamlı bir tehlike içerisindeyiz" ifadelerini kullandı.

- Tarhan: "Bonzai içtikten sonra, kişinin ruh hali değişiyor"

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da madde kullanımının dünyada hızla arttığını belirterek, sentetik uyuşturucu maddelerin ülkede özellikle gençler arasında tehlike teşkil ettiğini, çok ucuz ve hızla satıldığını söyledi.

Tarhan sentetik uyuşturucuyu alanlarda ciddi şizofrenik tepkiler ve ani ölümler ortaya çıktığını aktararak, şöyle devam etti:
"Orta ve genç yaştaki ani ölümlerin görünmeyen sebeplerinden birisi de 'bonzai' denilen bu sentetik maddelerin kullanılmasıdır. Şu anda dünyada, bağımlılık salgını var. Bu salgının ciddiye alınması gerekiyor. Bonzai'ye ulaşım yüksek. Kullanımıyla ilgili de sigaranın içerisine spreyle sıkılıyor ve rahatlıkla sigara içer gibi içiyorlar. Bonzai içtikten sonra, kişinin ruh hali değişiyor. Bonzai'nin formülünü de sürekli değiştiriyorlar. Piyasada da bitkisel ilaç diye satılan ama yasal ve Sağlık Bakanlığı kontrolünde olmayan ama gıdayla ilgili ithal edilen bazı maddeler içerisine yapılan analizlerde bonzainin ve viagranın olduğu anlaşılıyor. Bunlar sprey halinde bitkisel ilaçların içerisine sıkılıyor. Kişiler bunu aldığı zaman yapay iyilik oluyor."
"Maalesef gıda desteği diye satılan birçok maddenin uyuşturucuya bulaşmış olduğu görüyoruz" diyen Tarhan, "Örneğin, zayıflama hapı almış olarak bize geliyor ya da sivilce ilacı ile akıl hastalığı ortaya çıkıyor. Bitkisel gıda endüstrisi, bunu kötüye kullanıyor. Zayıflama ve gıda desteği olan bitkisel ilaçların sorgulanması gerekir" diye konuştu.

Kaynak: AA