İzmir 'Yayalaştırma Projesiyle' Daha Yaşanır Olacak
Yerel idarelerle birlikte kent içi ulaşım sorunlarına ücretsiz çözüm üreten EMBARQ Türkiye-Sürdürülebilir Ulaşım Derneği, İstanbul'un tarihi yarımadasında uyguladığı ve başarıyla sürdürdüğü "Yayalaştırma Projesi"ni İzmir ve Ege Bölgesi'nde yaygınlaştırmak istiyor.
EMBARQ Türkiye Direktörü Arzu Tekir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Washington merkezli derneklerinin çevreyi ve insan sağlığını her geçen gün daha fazla tehdit eden kent içi ulaşım sorunlarına sürdürülebilir çözümler üreterek kentlerin yaşam kalitesinin iyileştirilmesi amacıyla kurulmuş, kar amacı gütmeyen, araştırma ve uygulama konularına odaklanmış bir sivil toplum kuruluşu olduğunu anlattı.
Dünya Kaynakları Enstitüsü'ne bağlı derneklerinin gelişmekte olan ülkelerde çalışma yürüttüğünü, Hindistan, Meksika, Brezilya, Çin ve Türkiye ofislerinin olduğunu dile getiren Tekir, kentleşmenin giderek arttığı ülkelerde trafik sorunlarına çözüm bulmak için çalıştıklarını, yerel idarelerle birlikte ulaşım sorunlarına çözüm üretip bunların uygulanması sürecinde yurt içi ve yurt dışı uzman desteği sağladıklarını kaydetti.
-İstanbul Tarihi Yarımada Projesi
İstanbul tarihi yarımadasını daha yaşanabilir hale getirmek için 2010 yılından bu yana yayalaştırma projesi uyguladıklarını ifade eden Tekir, şöyle konuştu:
"Bölgeyle ilgili ilk raporumuzda öne çıkarılması gereken özellikler, yaşanan zorluklar, bu zorlukların üstesinden nasıl gelinebilir gibi konular belirlendi. Bu ada 8 bin 500 yıllık tarihi ve UNESCO kültürel miras listesinde olan bir yer. Buranın en öne çıkan özelliği, buradaki tarihin ve kültürün daha çok insanla, turistle buluşturulmasıydı. Bunun için de yayalaştırma projelerine ağırlık vermek gerekiyordu. Bunu gerçekleştirirken trafiği yayalara açarken bir yandan da toplu taşımayla bölgeye girişi sağlamaktı. Kültürel varlıkların daha iyi şekilde tanıtılması gerekiyordu. Yer ve yön tabelalarında eksiklikler vardı. Yaptığımız araştırma çalışmaları Fatih Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne sunduğumuz raporlarla yayalaştırma çalışmalarına katkı sunduk, yayalaştırmanın etkilerini analiz ettik. İstanbul'da 90 sokakla başlanan yayalaştırma projesi 295 sokağa ulaştı. Halkın yüzde 80'i bundan memnun ve sokakların yayalaştırma projesinden sonra daha güvenli olduğunu düşünüyor. Bu tür projeler vatandaşın memnuniyetini artırırken ekonomiye de, turizme de katkı sağlıyor. Bununla birlikte yayalaştırma bölgelerinde emlak değerlerinde bir artış söz konusu."
-Projeler yaşanabilirlik seviyesini arttırıyor
İstanbul'la birlikte Kayseri, Antalya, Konya, Eskişehir gibi 8 şehirde bisiklet yollarının hayata geçirilmesi ve yayalaştırma projeleriyle birlikte toplu taşımanın iyileştirilip konforunun arttırılması, daha çok vatandaşın toplu taşımaya yönlendirilmesi, erişilebilirlik gibi konularda projeler yaptıklarını dile getiren Tekir, "İzmir, çalışmak istediğimiz yeni şehirlerden birisi. İzmir Kalkınma Ajansı, Bornova Belediyesi ve Seferihisar Belediyesi'yle görüşmeler yaptık. Seferihisar Belediyesi'yle 2011 yılından beri bisiklet yolları ve trafiğin yavaşlatılması konusunda projeler yürütüyoruz. Yaptığımız görüşmelerden edindiğimiz izlenim, İzmir'de daha çok yayalaştırma ve güvenli bisiklet yollarının hayata geçirilmesi konusunda çalışmalar yapacağız" diye konuştu.
"Bir kent yayalaştıkça daha yaşanabilir" diyen Tekir, kendileriyle çalışmak isteyen belediyelere her zaman destek vermeye hazır olduklarını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Dünya Kaynakları Enstitüsü'ne bağlı derneklerinin gelişmekte olan ülkelerde çalışma yürüttüğünü, Hindistan, Meksika, Brezilya, Çin ve Türkiye ofislerinin olduğunu dile getiren Tekir, kentleşmenin giderek arttığı ülkelerde trafik sorunlarına çözüm bulmak için çalıştıklarını, yerel idarelerle birlikte ulaşım sorunlarına çözüm üretip bunların uygulanması sürecinde yurt içi ve yurt dışı uzman desteği sağladıklarını kaydetti.
-İstanbul Tarihi Yarımada Projesi
İstanbul tarihi yarımadasını daha yaşanabilir hale getirmek için 2010 yılından bu yana yayalaştırma projesi uyguladıklarını ifade eden Tekir, şöyle konuştu:
"Bölgeyle ilgili ilk raporumuzda öne çıkarılması gereken özellikler, yaşanan zorluklar, bu zorlukların üstesinden nasıl gelinebilir gibi konular belirlendi. Bu ada 8 bin 500 yıllık tarihi ve UNESCO kültürel miras listesinde olan bir yer. Buranın en öne çıkan özelliği, buradaki tarihin ve kültürün daha çok insanla, turistle buluşturulmasıydı. Bunun için de yayalaştırma projelerine ağırlık vermek gerekiyordu. Bunu gerçekleştirirken trafiği yayalara açarken bir yandan da toplu taşımayla bölgeye girişi sağlamaktı. Kültürel varlıkların daha iyi şekilde tanıtılması gerekiyordu. Yer ve yön tabelalarında eksiklikler vardı. Yaptığımız araştırma çalışmaları Fatih Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne sunduğumuz raporlarla yayalaştırma çalışmalarına katkı sunduk, yayalaştırmanın etkilerini analiz ettik. İstanbul'da 90 sokakla başlanan yayalaştırma projesi 295 sokağa ulaştı. Halkın yüzde 80'i bundan memnun ve sokakların yayalaştırma projesinden sonra daha güvenli olduğunu düşünüyor. Bu tür projeler vatandaşın memnuniyetini artırırken ekonomiye de, turizme de katkı sağlıyor. Bununla birlikte yayalaştırma bölgelerinde emlak değerlerinde bir artış söz konusu."
-Projeler yaşanabilirlik seviyesini arttırıyor
İstanbul'la birlikte Kayseri, Antalya, Konya, Eskişehir gibi 8 şehirde bisiklet yollarının hayata geçirilmesi ve yayalaştırma projeleriyle birlikte toplu taşımanın iyileştirilip konforunun arttırılması, daha çok vatandaşın toplu taşımaya yönlendirilmesi, erişilebilirlik gibi konularda projeler yaptıklarını dile getiren Tekir, "İzmir, çalışmak istediğimiz yeni şehirlerden birisi. İzmir Kalkınma Ajansı, Bornova Belediyesi ve Seferihisar Belediyesi'yle görüşmeler yaptık. Seferihisar Belediyesi'yle 2011 yılından beri bisiklet yolları ve trafiğin yavaşlatılması konusunda projeler yürütüyoruz. Yaptığımız görüşmelerden edindiğimiz izlenim, İzmir'de daha çok yayalaştırma ve güvenli bisiklet yollarının hayata geçirilmesi konusunda çalışmalar yapacağız" diye konuştu.
"Bir kent yayalaştıkça daha yaşanabilir" diyen Tekir, kendileriyle çalışmak isteyen belediyelere her zaman destek vermeye hazır olduklarını sözlerine ekledi.