'İmam Bildik” İçin Yürüdüler

Uşak'ta vatani görevini yaparken 9 Ekim 2012 tarihinde devriye aracında cep telefonuyla konuştuğu için komutanı ile tartıştığı ve araçtan atıldığı iddia edilen Jandarma Er İmam Bildik için Adıyaman’da yürüyüş düzenlendi.

'İmam Bildik” İçin Yürüdüler

Bildik’in ailesi tarafından Mimar Sinan Parkı önünde başlayan ve Demokrasi Parkı'na kadar yapılan yürüyüşe, Bildik’in ailesi, yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Demokrasi Parkı önüne gelen kalabalık burada bir basın açıklaması düzenledi.

Düzenlenen basın açıklamasını okuyan Adıyaman Az-Der Başkanı Enver Özpolat, “Oğlumuz İmam Bildik, bilinçli, kasıtlı bir şekilde öldürülmüş olmasına rağmen Hava Kuvvetleri Komutanlığı İzmir Hava Eğitim Komutanlığı Askeri Savcılığı olaya intihar süsü vererek bu katliamın üstünü örtmüş, katillerini korumuş, masum ve suçsuz göstermeye çalışmıştır. Bugüne kadar İmam Bildik gibi birçok ana kuzusu askerlik görevini yaparken militarizmin kurbanı olmuş, hepsine de intihar süsü verilerek katledilmiştir. Kasten ve bilinçli olarak öldürülen gencecik fidanlar kaza kurşunu, intihar, yüksekten düşme, elektrik ya da yıldırım düşmesi, trafik kazası, eğitim sırasında mühimmat patlaması, yılan sokması veya kalp krizi diye ölümleri raporlandırılmış, sanki herhangi bir malzemeymiş gibi 'askeri zayiat' olarak TSK listelerinde yer almıştır. Olayın intihar olduğu jandarma tutanaklarında, savcılık iddianamesinde ve diğer askerlerin ifadeleriyle düzmece bir kurgulamayla kelimesi kelimesine orta bir dil kullanılarak olay örtbas edilmek istenmiş ve olay hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Eğer bu olay bir intihar ise, saatte 50 kilometre hızla giden ve atladığı yüksekliğin 60 santim olduğu söylenen araçtan kendini yüz üstü asfalt yola atladığı iddia edilen birinin nasıl oluyor da, yüzünün veya vücudunun herhangi bir başka yerinde yara, bir darp, elbiselerinde bir yırtık meydana gelmemiştir. Aksine kafasının arka tarafı darbe almıştır. Bunu bizlere hangi mantıklı gerekçe ile açıklayabilirler, kimi buna inandırabilirler? Biz ailesi ve yakınları, akrabaları ve köylüleri, hemşehrileri olarak, oğlumuzun bilinçli ve kasıtlı bir şekilde katledildiğini düşünüyoruz. Bu konuda hiçbir tereddüdümüz yok. TSK’da yaşanan bu cinayetleri şiddet ve nefretle kınıyoruz. Yaşadığımız bu acının son olması ve bir daha böyle acıların yaşanmamasını diliyor, tüm kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

Yapılan basın açıklamasının ardından konuşan ve oğlunun askerde öldürüldüğünü iddia eden Jandarma Er İmam Bildik’in babası Hasan Bildik ise, “Benim çocuğum pırlanta gibi bir çocuktu, hiçbir sorunu yoktu. Eğer dediğim gibi değilse, ben bu olayın bu kadar peşine düşmem, benim de bu kadar zoruma gitmez. Hepinizin vicdanına bırakıyorum, hepiniz evlat sahibisiniz, benim ciğerim yandı başkasının ciğeri yanmasın. Bize otopsi sonucu gönderdiler, dediler çocuğunuzun kafası çökmüş, beyin kanamasından gitmiş, beyin kanamasından gittiğini, hepimiz biliyoruz. Buna itiraz ettik, avukat kabul etmedi ve ikinci defa rapor gönderdiler. Rapor sonucunda çocuğun arabadan atılma şekli değildir dediler bize ve o raporu bekledik bize göndermeyip sonucu İstanbul’a gönderdiler. İstanbul’dan, 18 aydır rapor bekliyoruz. Beyin kanaması yaptığını, kafasının çöktüğünü ben de biliyorum, ama kafasına ne vurulmuş, ne değmiş ben bunun sonucunu istiyorum. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı'ndan ben rica ediyorum. Benim oğlum vatan görevini yapmaya gitti. Benim oğlum eğer bir teröre, herhangi bir suça, herhangi bir yere bulaşmışsa, çıkarsınlar ortaya hiçbir karakola bir gitmemiştir bugüne kadar” dedi

İmam Bildik’in annesi Fatma Bildik ise ayakta durmakta güçlük çekerken, yaşanan olayın aydınlatılmasını istediğini, anne yüreklerinin daha fazla yanmamasını, asker evlerine ateş düşmemesini söyleyerek gözyaşlarına boğuldu.

Yapılan basın açıklaması ve eylem sonrası, yürüyüşe katılan kalabalık olaysız bir şekilde dağıldı.
Kaynak: İHA