Sma Hastası Mehmet'e Evde Eğitim İmkanı
Malatya'da, Spinal Müsküler Atrofi (SMA) hastalığı nedeniyle kas erimesi bulunan ve tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kalan 7 yaşındaki Mehmet Gürbüz, Milli Eğitim Bakanlığının evde eğitim hizmetinden faydalanıyor.
Kas erimesine yol açan SMA hastalığına 7 aylıkken yakalanan ve rahatsızlığı nedeniyle okula gidemeyen Mehmet Gürbüz'e, İl Milli Eğitim Müdürlüğünce görevlendirilen öğretmen Aysel Duran tarafından evde eğitim veriliyor. İlkokul 1. sınıf öğrencisi Gürbüz, azmiyle öğretmeni Duran'ın takdirini kazanıyor.
Anne Ayşe Bahçalı (34), AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mehmet'e 7 aylıkken Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde doktorların SMA teşhisi koyduğunu söyledi.
Eşinin, o dönemde Mehmet'i yuvaya bırakmayı önerdiğini iddia eden Bahçalı, "Eşim bana seçenek sundu, 'yuvanın yürümesini istiyorsan bu çocuktan vazgeçeceksin' dedi.
'Yok, Mehmet'i de tercih ediyorsan kapı orada duruyor' dedi.
Ben, oğlumu tercih ettim, eşimle ayrıldım" dedi.
Eşinden ayrıldıktan sonra oğlu Mehmet ile Malatya TOKİ Konutları'nda kiraladıkları evde yaşamaya başladıklarını anlatan Bahçalı, "Mehmet, hastalığı nedeniyle çok hassas, çok soğuğa çıkmayacak, bulunduğu ortam kendine özel olacak ve kendisi hastalığına göre titiz büyüyecek. Kronik rahatsızlığı olduğu için kalabalığa çok çıkmıyoruz. Kışın havalar düzelene kadar hiçbir yere çıkmıyoruz, o yüzden evde eğitim alıyor. Bunun için de devletime teşekkür ediyorum. Oğlum ve oğlum gibi çocuklar için evde dört dörtlük eğitim düzenlemişler. Bu çocuklar da normal insanlar gibi eğitim hakkını alıyor. Çocuğum bu imkan olmasaydı evde oturacaktı. Ömrünü o şekilde geçirecekti" diye konuştu.
Oğlunu dünyaya getirdiği gün, kardeşini kaybettiğini belirten Bahçalı, "Kardeşim okuyamadı ama oğlum devletin bu imkanı sayesinde okuyor. Teşekkür ediyorum. Kardeşim, 3 yaşında menenjit hastalığı geçirmişti. O hastalık sonrasında 27 yıl yürüyemedi" ifadesini kullandı.
- "Öğretmenimi çok seviyorum"
Mehmet Gürbüz ise öğretmeniyle çok iyi vakit geçirdiğini belirterek, "Öğretmenimi çok seviyorum. Öğretmenimle oyun oynuyoruz, etkinlik yapıyoruz, harfleri öğreniyoruz, şarkılar söylüyoruz" dedi.
Öğretmen Aysel Duran da Mehmet'e geçen eylül ayından bu yana eğitim verdiğini ifade ederek, "Birinci dönemde okuma yazmaya geçtik. Gayet de istekli, başarılı bir öğrenci. Özellikle harf öğretirken çok heyecanlıydı. Hemen 'bir sonraki harfe geçelim. Bir sonraki harfe geçelim' diyordu. Arkası bir an önce olsun, bitsin istiyordu. Onun isteği beni de motive ediyor. Kas rahatsızlığı nedeniyle kesme, makas tutma yapamıyoruz ama o elinden geldiğince yapmaya çalışıyor. Çok güzel resim yapıyor" diye konuştu.
Mehmet'in her sabah kendisini dört gözle beklediğini belirten Duran, "Her sabah beni kapıda, 'okulumu pek çok pek çok severim' şarkısıyla karşılıyor. Mehmet ile aramızdaki diyalog artık öğrencilikten ziyade anne-oğul gibi" dedi.
Mehmet'in yaşıtları gibi okula gitmek istediğini ifade eden Duran, "İçinde 'arkadaşlarım olsun, bir grup içerisinde yer alayım, oyun oynayayım' düşüncesi olduğunu biliyorum. Mesela Mehmet ile 'yağ satarım, bal satarım' oynuyoruz. Mendili Mehmet'in arkasına koyuyorum, yerimizde koşuyormuşuz gibi yapıyoruz. Bu şekilde oynuyoruz" şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
Anne Ayşe Bahçalı (34), AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mehmet'e 7 aylıkken Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde doktorların SMA teşhisi koyduğunu söyledi.
Eşinin, o dönemde Mehmet'i yuvaya bırakmayı önerdiğini iddia eden Bahçalı, "Eşim bana seçenek sundu, 'yuvanın yürümesini istiyorsan bu çocuktan vazgeçeceksin' dedi.
'Yok, Mehmet'i de tercih ediyorsan kapı orada duruyor' dedi.
Ben, oğlumu tercih ettim, eşimle ayrıldım" dedi.
Eşinden ayrıldıktan sonra oğlu Mehmet ile Malatya TOKİ Konutları'nda kiraladıkları evde yaşamaya başladıklarını anlatan Bahçalı, "Mehmet, hastalığı nedeniyle çok hassas, çok soğuğa çıkmayacak, bulunduğu ortam kendine özel olacak ve kendisi hastalığına göre titiz büyüyecek. Kronik rahatsızlığı olduğu için kalabalığa çok çıkmıyoruz. Kışın havalar düzelene kadar hiçbir yere çıkmıyoruz, o yüzden evde eğitim alıyor. Bunun için de devletime teşekkür ediyorum. Oğlum ve oğlum gibi çocuklar için evde dört dörtlük eğitim düzenlemişler. Bu çocuklar da normal insanlar gibi eğitim hakkını alıyor. Çocuğum bu imkan olmasaydı evde oturacaktı. Ömrünü o şekilde geçirecekti" diye konuştu.
Oğlunu dünyaya getirdiği gün, kardeşini kaybettiğini belirten Bahçalı, "Kardeşim okuyamadı ama oğlum devletin bu imkanı sayesinde okuyor. Teşekkür ediyorum. Kardeşim, 3 yaşında menenjit hastalığı geçirmişti. O hastalık sonrasında 27 yıl yürüyemedi" ifadesini kullandı.
- "Öğretmenimi çok seviyorum"
Mehmet Gürbüz ise öğretmeniyle çok iyi vakit geçirdiğini belirterek, "Öğretmenimi çok seviyorum. Öğretmenimle oyun oynuyoruz, etkinlik yapıyoruz, harfleri öğreniyoruz, şarkılar söylüyoruz" dedi.
Öğretmen Aysel Duran da Mehmet'e geçen eylül ayından bu yana eğitim verdiğini ifade ederek, "Birinci dönemde okuma yazmaya geçtik. Gayet de istekli, başarılı bir öğrenci. Özellikle harf öğretirken çok heyecanlıydı. Hemen 'bir sonraki harfe geçelim. Bir sonraki harfe geçelim' diyordu. Arkası bir an önce olsun, bitsin istiyordu. Onun isteği beni de motive ediyor. Kas rahatsızlığı nedeniyle kesme, makas tutma yapamıyoruz ama o elinden geldiğince yapmaya çalışıyor. Çok güzel resim yapıyor" diye konuştu.
Mehmet'in her sabah kendisini dört gözle beklediğini belirten Duran, "Her sabah beni kapıda, 'okulumu pek çok pek çok severim' şarkısıyla karşılıyor. Mehmet ile aramızdaki diyalog artık öğrencilikten ziyade anne-oğul gibi" dedi.
Mehmet'in yaşıtları gibi okula gitmek istediğini ifade eden Duran, "İçinde 'arkadaşlarım olsun, bir grup içerisinde yer alayım, oyun oynayayım' düşüncesi olduğunu biliyorum. Mesela Mehmet ile 'yağ satarım, bal satarım' oynuyoruz. Mendili Mehmet'in arkasına koyuyorum, yerimizde koşuyormuşuz gibi yapıyoruz. Bu şekilde oynuyoruz" şeklinde konuştu.