Mhp Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel Açıklaması

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel, Nevruzun eşeği kaybedip buldurma olayı olduğunu söyledi.

Mhp Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel Açıklaması

Demirel, MHP mitingi için geldiği Erzurum’da partililerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Miting öncesi İHA muhabirlerine açıklamalarda bulunan Demirel, "Şiddeti yalnızca kadın diye ayırmak mümkün değil. Çünkü kadın da gücünün yettiği oranda çocuğuna, evdeki başka birine şiddet uygulayabiliyor" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel, Türkiye'de genel olarak şiddetin arttığına dikkat çekerek, "Bu şiddetin artışının genel sebeplerine baktığımız zaman bir insanların değer yargılarındaki aşınma var. Bunda yaşadığımız günlerdeki bazı kavram kargaşalarının da çok önemi var. Bir diğeri de insanların asayişle ilgili problemleri var. Ekonomik sorunları var. Ama en önemlisi moral, yerlerdeki erozyon. Bu erozyon sürdüğü sürece insanların birbirlerine olan saygılarını kaybetmelerinden ötürü insanların kadına karşı, çocuğa karşı, yaşlıya karşı, gence karşı hatta hatta bütün millete karşı da şiddeti artıyor. İnsanlar, Aile içi Şiddet ve Kadına Karşı Şiddeti Önleme kanunlarını umursamıyor. Bunun yansıması olarak da gücü olan güçsüz olana karşı şiddet kullanır. Çocuklar oyuncaklarını parçalayabilir, ağaçları parçalayabilir, hayvanlara işkence edilebilir ki yakın zaman da böyle bir şey gördük, gençler yaşlılara şiddet gösterebillir, çocuklar arkadaşına, erkekler ise fiziken güçlü oldukları için kadına yapabilir. Bu zincir bir şekilde güçlüden güçsüze karşı gidiyor. Şiddet görerek öğrenilen bir şey ve ya şiddet dili dediğimiz şey duyarak öğrenilen bir şey. Mesela sözel şiddet duyarak öğreniliyor, fiziki şiddet görerek öğreniliyor. Bütün bunları bir araya koyduğumuzda topluma yönelik bir şiddet oluyor hele ki kadınların üzerinde. Yani kadın mıdır kız mıdır yok çocuk doğursun evde otursun onu giymesin bunu giymesin gibi benzeri bir sürü kadına yönelik ifadeler var. Türk toplumunun en önemli sıkıntılarından biri, namus kadın üzerinden tanımlandığı için küfürlere bakıldığın da obje hep kadındır ve bizim toplumumuz da namus halen kadın üzerinden tanıtılıyor. Birisine namuslu denildiğinde evindeki kadının bireysel haklarını kontrol edebilen insan olarak algılanıyor. Namus görerek öğreniliyor” diye konuştu.

TWİTTER YASAĞINA TEPKİ
Demirel, twitter yasağı ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede ise “Önceki gün itibariyle twitter sosyal medyada iletişim yasakları başladı.

Vatandaş bir, teknolojide ne kadar gelişmiş olduğunu fark etti, iki yardımlaşma duygusu arttı. Herkes birbirine 'şu programı telefonuna indirerek sen de twittera girebilirsin' diye yardımlaşma oluyor. Dolayısıyla toplumdaki bu ötekileştirdiği grup arasında ciddi bir dayanışmayı destekliyor. 21.yüzyılda kökünü kazıyacağımız dediğiniz şey teknoloji, bu mümkün değil” dedi.

"TÜRKİYE'DE NEVRUZ DENİLDİĞİNDE DİREK AKLA ŞİDDET GELİYOR. NE KADAR ACI BİR ŞEY"
Nevruzla ilgili ise Demirel, "Dün Nevruzdu. Bahar bayramı. Genel Başkanımızla beraber Kars'ta Nevruzu kutladık. Ateş yakıldı yumurtalar tokuşturuldu. Orada herkes çok büyük bir coşkuyla söylenenleri alkışlıyordu. Birlik beraberlik, barış, huzur mesajları verdik. Ama Türkiye'de farklı bir yerde de ayrımcılık adına bir kalabalık toplandı. Bir yerde birlik adına bir topluluk, öbür tarafta ayrımcılık adına bir kalabalık var. hangisi basında yer aldı diye baktığımızda kalabalığı daha çok görüyoruz. Türkiye'de Nevruz denildiğinde direk akla şiddet geliyor ne kadar acı bir şey. Kendi kültürümüzü bilmemekle ilgili bir sorunumuz var. Cemreler düşer arkasından Nevruz gelir yeni bir döngü başlar. Dolayısıyla bu bilimsel ve kültürel olarak bizimle bütünleşmiş bir Nevruz kutlaması. Ama bunu tutup da bir bölgeye bir grup insana bu bayram yalnızca onların olsun demek zaten sıkıntı. Bizlerde de bir grup insan bayramla ilgili sahiplik duygusunu kaybetmiş kaybedince de bir başkaları benim bu demeye çalışmış. Eşeğimizi kaybedip buldurma olayı ve o arada birisi kaybolan eşeği alıp o eşek benim demiş. Başka hiç bir değişen bir şey yok. Bu çok insani bir durum. Herkes baharı kutlar. Dolayısıyla bu yalnız bir grubun bir zümrenin değildir. Anayasamızda inanç özgürlüğü hariç hiç bir grupla zümrenin ayrımcılığını desteklemiyor."
Kaynak: İHA