Türk Şoförü Darbeden Alman'a Dava Açılmadı

Almanya'nın Düsseldorf kentinde, 46 yaşındaki otobüs şoförü Özcan Ayvaz'ı darbederek burnu ve dişlerinin kırılmasına neden olan Alman iş adamı hakkında, olayı gören 20 kişi olmasına rağmen delil yetersizliği nedeniyle dava açılmadı.

Almanya'ya 1988 yılında gelen ve 2006'dan bu yana otobüs şoförü olarak çalışan Ayvaz, konu hakkında Düsseldorf'taki evinde AA muhabirine bilgi verdi.
Otobüs şoförlüğüne başlamadan önce sertifika almak için yaklaşık 3 bin saat kursa katıldığını belirten Ayvaz, bunun yanı sıra sarhoş ve agresif kişilerin nasıl sakinleştirilebileceğine ilişkin psikoloji eğitimi aldığını ifade etti.

Geçen mart ayına kadar mesleğini sorunsuz bir şekilde yaptığını dile getiren Ayvaz, 12 Mart'ta Alman bir iş adamı tarafından darbedildiğini söyledi.

"Hiçbir neden yokken, adını sonradan öğrendiği Holger S'nin kendisine saldırdığını" ifade eden Ayvaz, "Sebebini hala bilmiyorum. Otobüsten inen Holger S, bana el işaretleriyle bir şeyler anlatmaya başladı.

Ben de ne söylemek istediğini anlamadığımı işaret ettim. Bunun üzerine yanıma gelerek 'Sen kimsin' dedi.

Ben de yanıma yaklaşmasının yasak olduğunu, uzak durması gerektiğini söyledim. Ayağa kalkınca da söz konusu kişi benden uzaklaştı" diye konuştu.

Yerine oturduktan sonra Holger S'nin kendisine vurmaya başladığını dile getiren Ayvaz, "Öyle ki yüzüm kanlar içinde kaldı. Kafayla vurduğunda zaten burnumdan fışkıran kanlar, o kişinin yüzüne sıçradı. Bir ara öleceğimi düşünmeye başladım. Can havliyle acil yardım düğmesine bastım. Bunu gören Holger S. de geri çekildi" ifadelerini kullandı.
Olay yerine gelen polislerin kendisini ambulansa aldığını anlatan Ayvaz, "Bu sırada bir kadın polis gelerek bana, 'Olayı sen başlatmışsın' dedi.

Ben de 'Siz ne diyorsunuz. Gidin bunu otobüsteki 20 kişiye sorun. Kamerada da olay zaten görülüyor' dedim. Bunun üzerine yanımdan ayrıldı" şeklinde konuştu.

Hastanede yüzündeki yaralar ve kırıklar nedeniyle 12 gün yattığını vurgulayan Ayvaz, "Burnum ve 7 dişim kırıldı. Yüzümde çeşitli yerler patladı. Yara ve kırıklar için 12 gün hastanede yattım, 6 aydır da psikolojik tedavim sürdü. Şimdi de ara sıra gidip geliyorum" dedi.


- "Olayın peşini bırakmayacağım"

Sağlık problemleriyle ilgilenirken, avukatına ve çalıştığı firmaya olayla ilgilenmesi için yetki verdiğini dile getiren Ayvaz, şöyle devam etti:
"Ancak olayla ilgilenilmemiş. Polis de olayın ardından otobüsteki bir Alman'ın ayaküstü ifadesini alıyor. O da 'Ben olayı tam olarak görmedim' diyor. Diğer yolculara olay sorulmuyor. Otobüsün kamerası da zaten bozukmuş. Daha sonra olay savcılığa gidiyor ancak delil yetersizliğinden üzeri kapatılıyor. Polis, bir Alman dışında kimsenin ifadesine başvurmuyor. O sırada otobüste 20 kişi vardı, Türk ve Araplar vardı. Polis, olayın üzerini örtmek için tutanağı ona göre düzenledi.

"
Şimdi avukatını değiştirdiğini ve olayın peşini bırakmayacağını belirten Ayvaz, şunları kaydetti:
"Yeni delil olmadan soruşturma yeniden başlatılamayacağından otobüsteki kişilere ulaşmaya çalışıyorum, 4 dilde afiş bastırdım. Şimdi bunları otobüs duraklarına ve sokaklara yapıştırıyorum. Bu sayede olay sırasında otobüsün ve benim fotoğraflarımı çeken bir kişi ve bunu bana ulaştırdı. Savcılığa bunları yeni delil olarak sunacağım. Otobüsteki yolculara da ulaşma çabalarım sürecek."
Ailece çok zor günler geçirdiklerini vurgulayan Ayvaz, "4 çocuğum var. Küçük çocuklarım ben hastanedeyken annelerine, 'Babamız yaşayacak mı?' diye soruyorlarmış. Evlatlarım kahroldu. Ben bunu bize yaşatan kişiye ceza verilmesini istiyorum" ifadelerini kullandı.

- "Göçmen kökenliler polisin tutumu nedeniyle mağdur oluyor"

Alman vatandaşı olduğunu vurgulayan Ayvaz, "Bu olay, artık bütün yabancıların davası haline geldi. Bu nedenle işin peşini bırakmayacağım" dedi.

Göçmen kökenli çok sayıda insanın, polisin olumsuz tutumu nedeniyle mağdur olduğuna işaret eden Ayvaz, şunları kaydetti:
"Bundan sonra hiçbir polisin önyargılı davranmaması gerekiyor. Bu memlekette yaşıyoruz, burada vergimizi veriyoruz. Biz bu ülkeyi kendi ülkemiz olarak görüyoruz ve ayrım yapılmamasını istiyoruz. Bize verdikleri pasaportla vatandaş olamıyoruz. Beraber bu ülkeyi kalkındıracaksak bize eşit davranılsın. İster yabancı ister Alman olsun kimse haksızlığa uğramasın. Herhangi bir olayda uyruğuna, diline, dinine, ırkına bakılmadan hareket edilsin."
Kaynak: AA