Koyun ve Keçi Yetiştiriciliğinde Sağlık Koruma Programları
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türker Savaş, koyun ve keçi yetiştiriciliğinde yöresel, hatta her işletme için özel sağlık koruma programlarının geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Konya'da gerçekleştirilen Hayvancılık Kongresi'nde, Türkiye'nin koyun ve keçi varlığı ile yaşanan sorunlarla ilgili bilgi veren Türker, coğrafya itibariyle Türkiye'de hayvan sağlığının zor bir konu olduğunu, bazı bölgelerin kontrol altına alınmasında zorluk yaşandığını belirtti.
Özellikle doğu bölgelerde sıkıntılar olduğunu dile getiren Savaş, batıda Trakya bölgesinde hastalıktan ari tampon bölge oluşturulduğunu ancak burada da zaman zaman sorunlar yaşandığını vurguladı.
Küçükbaş hayvancılıkta koruyucu hekimliğin ön plana çıkarılması gerektiğine işaret eden Savaş, bunu son yıllarda daha fazla dillendirdiklerini anlattı.
Savaş, şöyle konuştu:
"Coğrafyamız nedeniyle hayvan sağlığı zor bir konu. Sağlık koruma programlarında genel olarak keçi ve koyun için programlar yapmak yeterli değil. Yöresel, hatta her bir işletme için özel sağlık koruma programlarının geliştirilmesine ihtiyacımız var. Bizim koşullarımızda bu çok önemli. Yetiştiricilerimizin de bu anlamda daha fazla bilinçlendirilmesi gerekir. Çok farklı yönlerden irdelenmesi gereken önemli bir konu."
Hayvanların beslenmesine de çok dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Savaş, "Hasat sonrası bitkisel üretim alanlarında beslenmeleri önemli. Aslında önemli bir tehdit de var. Hasat sonrasında hayvanları buralara sokuyorsunuz. Bu alanlarda yoğun kimyasal kullanım var. Ne olduğunu hiç kimse bilmiyor. Buralar zaten mera değil diyerek geçiştirdik" diye konuştu.
Savaş, önce Avrupa, sonra Türkiye'nın orman içi alanlarda hayvan otlatılmasının farkına vardığına dikkati çekerek, kontrollü bir şekilde bu otlatmanın yapılabileceğini söyledi.
Savaş, şunları kaydetti:
"Orman içi alanlardan yararlanabiliriz. Kontrollü koşullarda zarar vermez. Bugün o açıdan geldiğimiz nokta sevindirici. Herkesi ikna edemedik belki. Bürokratları ikna etmemiz sevindirici. Yapay meralar ciddi anlamda gündemde. O konuda da üniversitelerimizde ve enstitülerimizde ciddi çalışmalar var. Gelişme anlamında sevindirici olaylar."
Kaynak: AA
Özellikle doğu bölgelerde sıkıntılar olduğunu dile getiren Savaş, batıda Trakya bölgesinde hastalıktan ari tampon bölge oluşturulduğunu ancak burada da zaman zaman sorunlar yaşandığını vurguladı.
Küçükbaş hayvancılıkta koruyucu hekimliğin ön plana çıkarılması gerektiğine işaret eden Savaş, bunu son yıllarda daha fazla dillendirdiklerini anlattı.
Savaş, şöyle konuştu:
"Coğrafyamız nedeniyle hayvan sağlığı zor bir konu. Sağlık koruma programlarında genel olarak keçi ve koyun için programlar yapmak yeterli değil. Yöresel, hatta her bir işletme için özel sağlık koruma programlarının geliştirilmesine ihtiyacımız var. Bizim koşullarımızda bu çok önemli. Yetiştiricilerimizin de bu anlamda daha fazla bilinçlendirilmesi gerekir. Çok farklı yönlerden irdelenmesi gereken önemli bir konu."
Hayvanların beslenmesine de çok dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Savaş, "Hasat sonrası bitkisel üretim alanlarında beslenmeleri önemli. Aslında önemli bir tehdit de var. Hasat sonrasında hayvanları buralara sokuyorsunuz. Bu alanlarda yoğun kimyasal kullanım var. Ne olduğunu hiç kimse bilmiyor. Buralar zaten mera değil diyerek geçiştirdik" diye konuştu.
Savaş, önce Avrupa, sonra Türkiye'nın orman içi alanlarda hayvan otlatılmasının farkına vardığına dikkati çekerek, kontrollü bir şekilde bu otlatmanın yapılabileceğini söyledi.
Savaş, şunları kaydetti:
"Orman içi alanlardan yararlanabiliriz. Kontrollü koşullarda zarar vermez. Bugün o açıdan geldiğimiz nokta sevindirici. Herkesi ikna edemedik belki. Bürokratları ikna etmemiz sevindirici. Yapay meralar ciddi anlamda gündemde. O konuda da üniversitelerimizde ve enstitülerimizde ciddi çalışmalar var. Gelişme anlamında sevindirici olaylar."