Aa Çalışanları ve Aileleri İftarda Buluştu

İSTANBUL - Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, ''AA, kendi içinde bir devrim yapıyor. İnşallah 100. yaşımıza geldiğimizde bu devrim tamamlanacak ve hayallerimizdeki dünyanın en güçlü 5 ajansından biri olma hedefini yakalamış olacağız'' dedi.

AA İstanbul Bölge Müdürlüğü çalışanları ve aileleri, Zeytinburnu'ndaki bir restoranda düzenlenen iftar yemeğinde bir araya geldi.

Burada bir konuşma yapan AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Öztürk, bir süre önce Ankara'da bir iftar düzenlediklerini anımsatarak, ''Şimdi İstanbul'da bu iftarı tekrar ediyoruz. Büyük bir kısmınız ilk ramazan iftarında yoktu. AA'da ilk defa birçok dilin bir arada olduğu sofra dikkatimizi çekti. Ajansın geleceği açısından bunu büyük bir umut olarak gördük. Orada ifade etmiştim. Anadolu Ajansı'nın, dillerin bir araya geldiği ve herkesi temsil eden, herkesin kendiden bir parça bulabileceği bir ajans olacağını söylemiştim. Şimdi benim oturduğum sofrada Arapça, İngilzice, İspanyolca konuşuluyor. Kürtçe var, Boşnakça var. Bu bizim olmak istediğimiz büyük bir hayalin parçasıdır'' ifadelerini kullandı.

Öztürk, AA'nın, bütün doğuda ve batıda herkesin temsil edildiği ve bir şekilde mağdurun, mazlumun sesi olacak kurum haline geldiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Bugün Mısır'da, Gazze'de, Myanmar'da, Bosna'da ya da Amerika'da meydana gelen herhangi bir olayı ajansımız büyük bir hızla, dürüst ve objektif şekilde dünyaya duyurabiliyor. Yanımda Mısır'dan gelen çalışma arkadaşım ve eşi de vardı. Mısır'da bir darbe yaşanıyor biliyorsunuz. Bu darbe esnasında çocukları, aileleri tehlikede olan çalışma arkadaşlarımızın büyük bir fedakarlıkla

haberleri yapmaya devam etmesi çok gurur verici bir şey. Düşünün ki, Türkiye'de darbe olmuş, çocuklarımız, ailelerimiz, eşlerimiz tehlike içinde, insanlar ölüyor ve hiç durmadan çalışmaya devam ediyoruz. Şu anda Mısır'da yaşanıyor, 300'e yakın insan hayatını kaybetti. Bugün milyonlarca insan sokaktaydı, ajansımızın çalışanları yaralandı, tehdit edildi, korkutulmaya

çalışıldı ama buna rağmen öylesine güçlü bir yayın yaptık ki, dünyanın en önemli ajasnlarını geride bıraktık. Bu onur verici bir şey. Mısırlı kardeşlerimiz bu gururu bize yaşattılar. Onlara yazılı bir teşekkür mektubu

gönderdim.

Kahire, AA tarihinin önemli bir dönüm noktasıdır. Gelecek yıllarda ajansın tarihi yazılırken,

konuşulurken Mısır'da yaşanan olaylara gösterdiğimiz refleks orada büyük harflerle yazılacaktır, bundan çok eminim. Yine Taksim'de meydana gelen olaylarda İstanbul Bölge'nin gösterdiği performans, ajans tarihinde çok önemli bir yer alacaktır. Her zaman söylediğim bir şey var. Bir hikaye yazılıyor burada ve bu hikaye ajansın 93 yıllık tarihinde müstesna bir yere sahip ve bunu çalışanlar yazıyor. Çalışanlarımızın aileleri yazıyor. Evlerinde eşlerinin bu fedakarca çalışmalarını yürekten

destekleyen kardeşlerimize müteşekkiriz. Onlar olmasaydı çalışanlarımız gönül rahatlığıyla işlerini yapamazlardı.''

Büyük bir aile olmaya her zaman önem verdiklerini anlatan Öztürk, güçlü bir ailenin güçlü bir ajans

doğuracağını belirterek, ''Güçlü bir aile olmazsanız güçlü bir ses çıkaramasınız. Huzurunuzun yerinde olması gerekir. Çalışma ve işlerinizde huzurlu olacaksınız. İnsanlar sabahları işe koşarak ve isteyerek gelecek. Akşam çıkarken de gönülsüz çıkacak. Burası ailenizden sonra ikinci bir limanınızdır. İşte o yüzden iftarları ve gezileri ailelerimizle birlikte yapmak istiyoruz çünkü bu yükü onlarla beraber paylaşıyoruz'' dedi.

-"AA'nın hayali herkesin ortak hayalidir, Kemal Öztürk'ün hayali değildir"

''Sabahlara kadar Taksim Meydanı'nda gaz altında çalışan arakadaşlar eve gittiğinde ona mütebessim bir yüzle, büyük bir görev yaptığını hissettiren yüzler olmazsa Anadolu Ajansı büyüyemez'' diyen Öztürk, ajansın 6 dilde yayın yaptığını, bu sayının daha da artacağını, doğudan batıya bütün coğrafyanın sesi olmak istediklerini söyledi.

Öztürk, İslam coğrafyasının, doğunun ve batının sesi olmak istediklerini, nerede mağdur bir insan varsa, onun mağduriyetini giderecek haberleri yapmak istediklerini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İnşallah Gazze'deki ablukanın kaldırıldığı haberini ilk biz veririz. Myanmar'daki sürgünlerin bittiğini biz veririz. Doğu Türkistan'daki sıkıntıların bittiği haberini de biz veririz. Kahire'deki darbenin sona erdiğini de biz veririz. Suriye'deki kardeşlerimizin huzur içinde bir hayat sürdüğünü de biz veririz. Yani bu coğrafyada acı hiç eksik olmadı ama bizim isyan ettiğimiz şey, hep bizim coğrafyamızda acının olmasıdır. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bu isyan ve acı yaşanırken, bu coğrafyaya karartma ve ambargo uygulayan habercileredir bizim isyanımız. Bunu kabul etmediğimiz için yola çıktık. Kahire'de Adeviyye meydanında karartma yapan dünya ajanslarına cevabı Anadolu Ajansı verdi. Sadece Tahrir meydanında darbeyi destekleyen insanlar değil, demokrasi ve özgürlüğü destekleyen milyonlar da var. Canlı yayın yapan Anadolu Ajansı oldu dünyada. O fotoğrafı biz çektik, yayınladık. Biz olmasaydık o devrimin seyri başka olacaktı.

Çok tarihi bir görev yapıyoruz. Ömrümüz yeterse bundan 5-10 yıl sonra bu tarihi misyonumuzun farkına daha çok varacağız, bugün onun içinde yaşıyoruz biz. Ajans da kendi içinde bir devrim yapıyor, inşallah 100. yaşımıza geldiğimizde bu devrim tamamlanacak ve hayallerimizdeki dünyanın en güçlü 5 ajansından biri olma hedefini yakalamış olacağız. Bunu sizlerle, gençlerle yapacağız, editörlerle, başmuhabirlerle. Bu hayalden vazgeçmememiz lazım, bunun peşini bırakmamamız lazım. Bu hayalin peşinde koşmamız lazım. Ben Gazze'ye gititğimde, o abluka altında yaşayan insanların en büyük umudunun, seslerini Anadolu Ajans ile dünyaya duyurmak olduğunu gördüm. Mısır'a gittiğimde, 'sesimizi dünyaya Anadolu Ajansı duyuruyor' diyen insanlar gördüm ve duydum. Bu umudu zedelemememiz lazım. Bunlar çabuk ve kolay kurulan hayaller değildir. Bunu bir kişiye bağlamamamız lazım. Bu gemide herkes kaptan olabilmeli, kaptan olmadığında başkası o gemiyi sürdürebilmeli, yardımcı muhabirden genel müdürüne kadar herkes bu geminin rotasını bilmeli ve bir gün kendisinin bu dümene geçebileceğinin farkında olmalı, ona göre donanımını hazırlamalı. Burası tek kişinin yöneteceği kurum değildir, sadece ona devredilemez. Anadolu Ajansı'nın hayali herkesin ortak hayalidir, Kemal Öztürk'ün hayali değildir.''

-"' Başarımız devam edecek''

Çalışanların, özveriyle, istekle ve heyecanla çalıştıklarını gördüğünü ve mesai hesabı yapmadan gece gündüz çalıştıklarının farkında olduğunu dile getiren Öztürk, ''Bir yönetici olarak bunun grurunu yaşıyorum ama bunun sebebini iyi bilmeniz lazım. Bunun sebebi 100 yıldan beri atıl kalan bir damarın yeniden akmasıdır. Ruhunuzda yaşadığınız o büyük tarihtir. Bizim başarımızın sebebi budur. Bu ne Kemal Öztürk'ün ne de bir başkasının yaptığı başarıdır. Bu büyük bir imparatorluğun sonucudur'' dedi.

Öztürk, şöyle devam etti:

''Gazze'de, Kahire ve Lübnan'da bize kapılar açılıyorsa, bize güvenebiliyorlarsa, bu bizim imparatorluktan devraldığımız mirastandır. Biz yeniden canlandırdık, kanımız yeniden hızlı akmaya başladı, gücümüz buradan geliyor. Gücümüz, Myanmar'da sadece yetimlerin ve dulların kaldığı kamptaki tek fotoğrafı çekebilen Anadolu Ajansı'ndaki Dilek Mermer'e edilen duanın sonucudur. Gazze'de hastaneye girip sadece o fotoğrafı çeken Erhan Sevenler'e yapılan duadır, Kahire'de Hasan'a yapılan duadır, Lübnan'da yapılan duadır. Bizim gücümüz aldığımız dualardan gelir. İnşallah biz bu dünyada coğrafyası ve kimliği ne olursa olsun, mağdurun sesini duyurduğumuz sürece bu duaları almaya devam edeceğiz. Allahu Teala elini üzerimizden çekmediği sürece başarımız devam edecektir.''

Çalışanların kendilerini ajansın sahibi gibi hissetmeleri ve kötü bir haber gördüklerinde düzeltmeleri, yeniden fotoğraf çekmeleri gerektiğini aktaran Öztürk, ''Sahiplenmezseniz başarıyı yakalayamayız. Rakiplerimiz bizden 30-40 sene önce bu yola çıkmışlar. Arapça, İngilizce, Fransızca'yı kurmuşlar. Biz geriden geliyoruz ama 2 senede Ortadoğu'da bir şey başardık. Biz bugün bu coğrafyanın en güçlü ajansıyız. Bunu 2 senede başardık. İnşallah İngilizce, Kürtçe ve Rusça'da da başaracağız. Yeter ki bu güçlü aile yapısı zedelenmesin'' şeklinde konuştu.

Kemal Öztürk, konuşmasını şöyle tamamladı:

''Bu gece dünyanın dört bir yanında çalışan mesai arkadaşlarımızın iftar sofrasında dualarını, oruçlarını Allah kabul etsin. Biraz önce gördüm ve duygulandım. İftar sofrasından kalkıp habere giden arkadaşlarımız oldu. Bu başka bir yerde görülebilecek bir şey değildir. Bu sofradan kalkıp habere giden muhabirimiz, foto muhabirimiz ve kameramanımız olduğu sürece, o heyecanı paylaşan editörümüz olduğu sürece Allah'ın izniyle sırtımız yere gelmez, Türkiye'nin sırtı yere gelmez. Çünkü biz herkese bir şey gösterip ispat ediyoruz. Bugün her yerde Anadolu Ajansı konuşuluyor. Başarısından başka çalışma huzuru da konuşuluyor. Bu da çok önemlidir."

İftar yemeğine, AA İstanbul Bölge Müdürü Mustafa Ekici ile çalışanlar ve aileleri katıldı.

Kaynak: AA