Hilmioğlu, Zirve Davasında Tanık Olarak Dinlendi

Zirve Yayınevi cinayetiyle ilgili davada tanık olarak ifadesi alınan Ergenekon davasının tutuklu sanığı eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu, Ergenekon ve Zirve davalarının sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon’u konferans için Malatya’ya davet ettiklerini söyledi.

Hilmioğlu, konferansın konusunu da Tolon’un konuşmasında misyonerliğin geçip geçmediğini de hatırlamadığını söyledi.

Malatya’daki yayınevinde 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili dava kapsamında dönemin İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu tanık olarak dinlendi. Ergenekon davası kapsamında tutuklu yargılanan Hilmioğlu’nun ifadesi talimatla İstanbul’da alındı. Davanın görüldüğü Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi ara kararında Hilmioğlu’nun tanık olarak dinlenilmesi kararı vermişti. Mahkeme bu çerçevede UYAP üzerinden İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne talimat yazdı. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, Silivri Cezaevi’ne yazı yazarak Hilmioğlu’nun İstanbul Adalet Sarayı’na getirilmesini istedi. Ancak Hilmioğlu’nun avukatı müvekkilinin sağlık sorunları nedeniyle ifadenin Silivri Cezaevi’nin içinde bulunun duruşma salonunda alınmasını istedi. Bunun üzerine İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi bir naip hakim görevlendirdi. Hakim, geçtiğimiz Cuma günü Silivri’ye giderek Hilmioğlu’nun tanık sıfatıyla ifadesini aldı. İfadeye Zirve Davası’nın tutuklu sanığı Hurşit Tolon ve avukatları da katıldı.

2000- 2008 yılları arısında rektörlük yaptığını belirten Hilmioğlu, üniversitede yüzlerce ulusal ve uluslararası kongreler, paneller ve konferanslar düzenlendiğini söyledi.

Bu konferanslardan birine de Hurşit Tolon’un davet edildiğini belirten Hilmioğlu, “Tolon davet üzerine 2007 yılında üniversitemize geldi. Zirve katliamı yapıldığında bu konu gündeme geldi zaten. Tolon üniversitemize geldiğinde, konferanstan bir gün önce akşam kendisini dönemin ordu komutanı Hasan Iğsız ile birlikte karşıladık. O akşam ordu komutanımız eşlerimizle birlikte orduevinde bizlere yemek verdi. Konferans bitiminde de ben kendilerine üniversite de yemek verdim.” dedi.

Konferansa kadar Hurşit Tolon ile bir tanışıklığının olmadığını savunan Hilmioğlu, konferanstan sonra da Tolon ile sadece teşekkür etmek amacıyla bir kez görüştüğünü kaydetti.

Tolon’un konferansa katılmasının kimler tarafından önerildiğini hatırlamadığını belirten Hilmioğlu, Tolon’un avukatlarının sorularını da yanıtladı. Üniversitede misyonerlik başlığı altında hiçbir konferans vermediğini ileri süren Hilmioğlu, “Tolon’un verdiği konferansa ben de katıldım. Konferans konusunu şu an hatırlamıyorum. Tolon’un verdiği konferansın içeriğinde de misyonerlikle ilgili hiçbir beyan ve konuşma hatırlamıyorum.” ifadelerini kullandı.18 Nisan 2007 tarihinde gerçekleştirilen Zirve cinayetiyle ilgili haberin duyulduğunda üniversite içinde bulunan bir kafede yemek yediklerini belirten Hilmioğlu, “Katliam olduktan ne kadar sonra bana haber verildiğini hatırlamıyorum. Yemekte doğal olarak bu konu da gündeme geldi. Herkes tarafından bu olay şiddetle eleştirildi. Kim tarafından söylendiğini bilmiyorum ancak ‘Bu Malatya niye hep böyle olumsuz olaylarla anılıyor, Mehmet Ali Ağca gibi’ şeklinde sözler söylendi. Hurşit Tolon da dahil masada bulunan herkes bu vahşeti şiddetle kınamıştır.” diye konuştu.

Yemekte misyonerlikle ilgili hiçbir konuşmanın geçmediğini belirten Hilmioğlu, “Yemek yenilen saatte haberin duyulması üzerine yabancıların öldürüldüğü şeklinde haberler geldi. Misyoner lafı haberde de geçmedi, yemekte de geçmedi.Yemekte yabancıların boğazlanarak öldürülmesi olayı konuşuldu.” dedi.

Zirve davasının tutuklu sanığı dönemin Malatya İl Jandarma Komutanı Mehmet Ülger ile de 3-4 kez görüştüğünü belirten Hilmioğlu, “Üniversitemiz jandarma bölgesinde olduğu için İl Jandarma Komutanları doğal olarak üniversite rektörleriyle tanışmaktaydı.” şeklinde konuştu.

Biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesi olayının faili olarak yargılanan Emre Günaydın’ın olayda yaralandıktan sonra üniversite hastanesinde tedavi gördüğünü ifade eden Hilmioğlu, “Üniversite hastanesinde tedavi gördüğünü biliyorum. Bu konuyu bana ilettiler. Hatırladığım kadarıyla hastanede güvenliğinin, emniyet ile birlikte jandarmanın sağlaması konusunda rektörlüğümüz ile savcılık arasında herhangi bir yazışma olmamıştır. Belki hastane başhekimliği ile böyle bir yazışma olabilir.” ifadelerini kullandı.