Bbp Genel Başkanı Destici’nin Dünya Engelliler Günü Mesajı

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, engellilerin normal hayat sürmelerinin ancak toplumsal duyarlılığın oluşmasıyla mümkün olacağını belirtti.


3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla açıklama yapan Destici, “Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi özürlü olarak tanımlanmaktadır. Engellilerin normal hayat sürmeleri ancak toplumsal duyarlılığın oluşturulmasıyla mümkündür” dedi.

Destici, “Günlük yaşantımızda cadde ve sokaklarda çok sayıda engelli kişi ile karşılaşmamamızın nedeni engelli kişilerin mevcut olmaması değil, bu kişilerin dış mekan kullanımlarından yardım almadan faydalanabilmelerinin olanaksız olmasıdır. Halbuki engelliler de herkes kadar toplumun yararlandığı tüm olanaklardan bağımsızca yararlanma hakkına sahiptir. Bunun gerçekleşebilmesi ancak düzenlemeler yapılırken engelli kişilerin de gereksinimlerinin göz önünde bulundurulmasıyla mümkündür" ifadelerini kullandı

Bu konularla ilgili son dönemlerde ciddi adımlar atıldığını anlatan Destici, “Başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olmak üzere birçok belge engellilik sorununu insan hakları sorunu olarak ele almaktadır” dedi

“ENGELLİ AİLELERİ YALNIZ BAŞINA BIRAKILMAMALI”
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun kabul ettiği "Sakat Kişilerin Hakları Bildirgesi"ndeki engelli tanımını da hatırlatarak yetkililerin konuya daha hassasiyetle yaklaşması gerektiğini ifade eden Destici, şöyle devam etti:
“Bildirgede engelli tanımı; 'Normal bir kişinin kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar' olarak ifade edilmiştir. Biz BBP olarak şehirlerin engelsiz ve tüm vatandaşlar için yaşanılabilir hale getirilmesinin sosyal devlet olgusu ile başarılabileceğine inanıyoruz. Onunu içindir ki gerekli düzenlemeler için yerel yönetimlerden hükümetlere, gönüllü kuruluşlardan özel sektöre kadar hep birlikte her türlü girişimi yapmak zorundayız. Engelli vatandaşlara merhamet ve acıma iradesi ile yaklaşma yerine kurumsal devletin gereği olan 'insana hizmet' düsturunun geliştirilmesi ve uygulamaya konulması devreye sokulmalıdır. Bu nedenle engelli vatandaşlarımıza hizmet veren kamu, özel sektör ve gönüllü sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesine önem verilmelidir. Bu manada engelli aileler sıkıntıları ile baş başa bırakılmamalıdır. Onlara, kamunun desteği kanalize edilmelidir. Bu durum, asil ve seciyeli bir geçmişe sahip olan, müreffeh olma yolunda ilerleyen toplumumuzun ve devletimizin yapması gereken önemli bir vazifesidir."
Engellilerin aileleriyle beraber düşünüldüğünde genel nüfusun yüzde 36.84’üne tekabül ettiği gerçeğiyle karşı karşıya olunduğuna dikkat çeken Destici şöyle devam etti:
“Bunun ülkemizin sosyoekonomik durumu ile bağdaştırıldığında engelli olmanın üretmeye engel olmadığı tüm dünyaca bilinmesiyle beraber, üretkenlik adı altında ağır bir kanayan yaramız halen ülkemizde devam etmektedir. Engelli ebeveynlerin çocuklarının dünyaya bütün çocukların eşit haklarla geldiği gerçeği ülkemizde geçerli değildir. Engelli insanlar karantinaya ya da tecrit altına alınacak insanlar değillerdir. Tekerlekli sandalye ile otobüse binmek ya da trafik lambalarında ‘yayalar geçebilirsiniz’ anonsu hiç de inandırıcı çözümler değildir. Engellilerin kullandıkları tekerlekli sandalye, beyaz baston, işitme cihazları gibi materyaller devlet güvencesinde hak sahiplerine verilmelidir. Devlet bunların ticaretiyle ilgilenmemelidir.”

“KİMLİK KARTLARI SİYASİ GEREKÇELERLE İPTAL EDİLDİ”
“Başbakanlık Özürlüler İdaresi’nden alınan kimlik kartları siyasi gerekçelerle iptal edildi. Nüfus cüzdanlarına ‘engelli’ yazılması gibi zaafa düşmelerine rağmen bu hatalarından geçte olsa döndüler” diyen Destici, “Bu gün her engellinin elinde Özürlüler İdaresi’nin ve yerel yönetimlerin verdikleri engelli kimlik kartları bulunmaktadır. Geçerli olan Özürlüler İdaresi’nin kartı olmakla beraber, Kart sendromu yaşanmaktadır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Özürlüler İdaresi’nde 4 başkan yardımcısı bulunmakta, 4 engel grubunu temsil etmekle beraber 4 başkan yardımcılarından hiçbiri engelli değildir. Toplu taşımlarda, tren ve uçaklarda mevcut iktidar engellilere yüzde 20 indirim uygularken, yerel yönetimlerde ise bir nevi inisiyatiflere bırakılmıştır. Sosyal hizmetlerin evde bakımları zorunlu olan engellilere dönük hizmetleri yetersiz ve rehabilitasyon hizmetlerini veren kurumlar yeterince denetimlerden uzaktır. Hizmet yarışında olmaları gereken sivil toplum kuruluşları, çıkarılan yasalar ve yasalar üzerinde yapılan değişikliklerle dernekler, federasyonlar ve konfederasyonlar kendi aralarında bölünmelere vesile olmuştur. Engellilerin hayatlarını kolaylaştıran, sosyal hayata uyumlarını sağlayan araç ve gereçlerin temini hususunda bazı dernekler ticaret haline getirmişlerdir” ifadelerini kullandı.

“ENGELLİLERİMİZE AYRILAN 2014 BÜTÇESİNİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
Destici açıklamasını şöyle tamamladı:
“Engelliler siyaset üstüdür. Bu konu bir uygarlık göstergesidir. Yıllardan beri gelişmekte olan ülke olmak sıfatından çıkamayan ülkemiz, gelişmiş ülkelerin engelliler için ayırdığı bütçeye ve konuya verdikleri öneme siyasilerimiz dikkat etmelidirler. 2014 yılı bütçesinde engellilerimize yönelik ayırdıkları bütçenin de takipçisi olacağız. Engelliler için eğitim, çocukluktan başlayarak ölümlerine kadar devam edecek altyapı tesis edilmelidir. Hiçbir insan engelli doğmak ya da engelli olmak istemez. Engelliliğin önlenmesi veya en aza indirgenmesi hususunda ailelerin ve kamuoyunun bilinçlendirilmesi, engellinin sahip oldukları hakkında yeterli bilgilendirmelerin yapılmaması noktasında gerekli hassasiyetler devletin ilgili kurumları tarafından gösterilmemiştir. Nispeten, konuya duyarlı siyasi partiler, dernekler, federasyonlar ve konfederasyonlar tarafından yapılmıştır. Sanatsal ve sportif başarıları olan engelliler yeteri kadar destek bulamamaktadır. Alanında başarılı olan engellilerin topluma taşınması ve özendirilmesi için ödüllendirilmeleri yapılmamaktadır. Mağdur ve her daim bakıma muhtaç engellilerin huzurevlerine yerleştirilmesi yaş sınırından dolayı kesinlikle mümkün değildir. Bu konuda da hükümetin çalışmalarını takip etmekteyiz. Engellilere tanınan sosyal, hukuki ve yasal haklarından dolayı engellilerin alacakları veya alabilecekleri araçlardan dolayı İstismar haline getirilmiştir. Bu konuyla ilgili ciddi araştırmalar yapılmalı, engelliler üzerinden rant sağlayanların üzerine gidilmemiştir. Sosyal hukuk devleti anlayışıyla engellilerin sorunlarını önemsemeliyiz. Çağdaş hizmet modelleri geliştirmeliyiz. Tüketen değil, üreten bağımsız yaşamlarını kolaylaştırmalıyız. Başta siyasi partiler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, toplum katmanlarıyla beraber hükümetlerin vazgeçilmezi olmalıdır. Sorunlar çözüldükçe sevinçler artar. Sevinçli, huzurlu, mutlu, yarınlar elimizde. 3 Aralık Dünya Engelliler Günümüzü kutluyor, engelli sorunlarının sıfır sorunlu olduğu bir Türkiye dileğimle, uygulamaların takipçisi olduğumuzu sizler aracılığıyla kamuoyuna duyurmak istiyorum.”
Kaynak: İHA