Organik Kiraz Projesi Sonuçlandı, Verim Düşük, Maliyet Yüksek Çıktı

Eğirdir Meyvecilik Araştırma İstasyonu Müdürlüğü (MARİM), 2003 yılında Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) projesi olarak başlayan 'Eğirdir (Isparta) Koşullarında Farklı Anaçlarla Organik Kiraz Yetiştiriciliğinin Uygulanabilirliği' isimli çalışmayı tamamladı.

Çalışma Sonunda, organik ve konvansiyonel (klasik) yetiştiricilikteki verim ve kalitenin anaçlara göre farklılık gösterdiği ortaya çıktı. Organik yetiştiricilikteki verim, konvansiyonele göre yüzde 15-24 arasında daha düşük bulunurken, organik üretimde maliyet yüzde 20-25 oranında yüksek çıktı. MARİM Müdürü Enver Murat Dolunay, Son yıllarda dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sağlıklı üretim şekli olan organik yetiştiriciliğe önem verildiğini belirtti.

Dolunay, kurum olarak daha önce de organik çilek ve elma yetiştiriciliği ile ilgili 2 projenin tamamlandığını ve buradan elde edilen Sonuçların organik yetiştiricilik yapan veya yapacak olan üreticilerin istifadesine sunulduğunu belirtti.

Meyvecilikte yetiştirme tekniği ile ilgili projelerin, 7-8 yıl gibi uzun zaman aldığını söyleyen Yetiştirme Tekniği Bölüm Başkanı ve Proje Sorumlusu Dr. Adem Atasay, “Projede Gisela 5, Maxma 14 ve SL 64 olmak üzere 3 farklı anaç, çeşit olarak ise Türkiye’de markalaşmış olan '0900 Ziraat' çeşidi kullanılmıştır. Her yıl fenolojik veriler, verim, kalite değerleri, ağaç gelişimleri incelenmiş ve 8 yıl Sonunda ekonomik analiz yapılarak organik kiraz yetiştiriciliğinin bölgemizde ve benzer ekolojilerde uygulanabilirliği değerlendirilmiştir.” dedi.

Organik ve konvansiyonel yetiştiricilikteki verim ve kalitenin, anaçlara göre farklılık gösterdiğini ifade eden Atasay, şöyle devam etti: "Dekara en yüksek verim Gisela 5 anaçlı ağaçlardan alınırken, en iri meyveler Maxma 14 anaçlı ağaçlardan alınmıştır. Organik yetiştirircilikteki verim konvansiyonele göre yüzde 15-24 arasında daha düşük bulunmuştur. Besin elementlerinin yeterliliği bakımından, herhangi bir problem yaşanmamış ve bitkilerin yeterli beslenebildiği görülmüştür. Çalışmada, kirazın ana hastalıkları (yaprak delen vb.) ve ana zararlısı (kiraz sineği vb.) önemsenecek düzeyde görülmemiş, iklime bağlı olarak yıllara göre farklı popülâsyonlarda oluşan yaprak biti zararlısı ile fazlaca mücadele edilmiştir. Organik kiraz yetiştiriciliğinde maliyetler konvansiyonel yetiştiriciliğe göre biraz daha yüksek bulunmuştur. Bunun en büyük nedeni bitki besleme için iş gücü-makine ücretleri ile yaprak bitinde kullanılan preparatların pahalı olması ve çalışma yapılan alanın küçük olması nedeniyle sertifika ücretinin yüksek olmasıdır. Üreticinin organik olarak yetiştirdiği ürünü konvansiyonel olarak yetiştirdiğine göre yaklaşık yüzde 20-25 daha yüksek fiyata satması durumunda bu maliyeti rahatlıkla tolere edebilecektir. Eğirdir, Isparta ve benzer koşullarda organik kiraz yetiştiriciliği yapılabilir. Eğer bu yetiştiricilik, birlikler oluşturularak büyük alanlarda yapılacak olursa, kullanılan iş gücü ve tarımsal girdi maliyeti azalacak, sertifika ücreti de önemsenmeyecek düzeye düşecektir. Organik tarıma verilen üretim destekleri göz önüne alındığında toplam maliyet oldukça azalacak, karlılık ise artacaktır.” Ankara Zirai Mücadele Enstitüsü işbirliği ile yürütülen projede Dr. Adem Atasay başkanlığında ziraat yüksek mühendisleri Mesut İşçi, Kadir Uçgun, F. Pınar Öztürk ve Dr. Suat Kaymak yardımcı araştırıcı olarak görev aldı .