Adnan Keskin'den Özgüven Yorumu: Neden O Karara Boyun Eğsin Ki?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla yargılandığı iki davada toplam 8 yıl 4 ay hapis cezası alan ve karar Yargıtay tarafından onandıktan sonra İsveç'e kaçtığı ortaya çıkan Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven'e, "Neden o karara boyun eğsin ki?" diyerek destek verdi.
" Ege'de Sonsöz" isimli internet sitesine konuşan Keskin, görevden alınan Özgüven'in cezaya çarptırılmasına sebep olan dava dosyasının ayrıntıları ve içindeki deliller hakkında bilgi sahibi olmadığını söyledi.
Olaya farklı açıdan bakılması gerektiğini ifade eden Keskin, "Yargıçların arkasında, 'Adalet mülkün temelidir' yazar. Bu, insanlar adalete güvenirse devletle, sistemle daha uyumlu yaşarlar demektir. Son zamanlarda Türkiye'de yargı üzerinde yapılan operasyonlar, özellikle Anayasa değişikliğinden Sonra yargının tamamıyla buyruklar ve talimatlar altına girmesi, insanların yargıya olan güvencini ortadan kaldırdı. İnsanlar artık yargının bağımsız olduğuna inanmıyor." dedi.
İstanbul ve Ankara'da belediyelerde yolsuzluk olduğu fakat operasyon yapılmadığını iddia eden Genel Başkan Yardımcısı Keskin, "Hal ve vaziyet böyleyken Osman Özgüven’in, hakkında verilen karara boyun eğmesini nasıl bekleyebiliriz? İnsanlar neden yargının kararlarına boyun eğerler? Yargının tarafsızlığına ve adilliğine inanırlar da ondan; hattâ inandıkları yargının verdiği kararlar doğrultusunda devletle yaptığı sözleşme Sonrasında ellerinde kelepçeyle kendi rızalarıyla hapishaneye giderler ama burada devletle kişi arasında yapıldığı sayılan sözleşmenin ihlâli vardır, yani yargı tarafsız ve adil değildir. Dosyadaki kanıtlara göre değil, talimatlara göre karar vermektedir. Osman Özgüven’in yurtdışına çıkmasına bu odaktan bakılmalıdır. 'Bıraktı gitti.' diyorlar. Kararı öğrenmeden önce mi, yoksa Sonra mı bırakıp gitti, bilgi sahibi değilim. Yurtdışına çıkış kararında, verilen kararın doğru ve tarafsız olduğunu düşünmemesi rol oynamıştır. Bütün yurttaşlarımızda böyle bir inanç var bugün. Yargı kararlarını içselleştirmede insanlar zorluk çekiyor." açıklamasında bulundu .
Olaya farklı açıdan bakılması gerektiğini ifade eden Keskin, "Yargıçların arkasında, 'Adalet mülkün temelidir' yazar. Bu, insanlar adalete güvenirse devletle, sistemle daha uyumlu yaşarlar demektir. Son zamanlarda Türkiye'de yargı üzerinde yapılan operasyonlar, özellikle Anayasa değişikliğinden Sonra yargının tamamıyla buyruklar ve talimatlar altına girmesi, insanların yargıya olan güvencini ortadan kaldırdı. İnsanlar artık yargının bağımsız olduğuna inanmıyor." dedi.
İstanbul ve Ankara'da belediyelerde yolsuzluk olduğu fakat operasyon yapılmadığını iddia eden Genel Başkan Yardımcısı Keskin, "Hal ve vaziyet böyleyken Osman Özgüven’in, hakkında verilen karara boyun eğmesini nasıl bekleyebiliriz? İnsanlar neden yargının kararlarına boyun eğerler? Yargının tarafsızlığına ve adilliğine inanırlar da ondan; hattâ inandıkları yargının verdiği kararlar doğrultusunda devletle yaptığı sözleşme Sonrasında ellerinde kelepçeyle kendi rızalarıyla hapishaneye giderler ama burada devletle kişi arasında yapıldığı sayılan sözleşmenin ihlâli vardır, yani yargı tarafsız ve adil değildir. Dosyadaki kanıtlara göre değil, talimatlara göre karar vermektedir. Osman Özgüven’in yurtdışına çıkmasına bu odaktan bakılmalıdır. 'Bıraktı gitti.' diyorlar. Kararı öğrenmeden önce mi, yoksa Sonra mı bırakıp gitti, bilgi sahibi değilim. Yurtdışına çıkış kararında, verilen kararın doğru ve tarafsız olduğunu düşünmemesi rol oynamıştır. Bütün yurttaşlarımızda böyle bir inanç var bugün. Yargı kararlarını içselleştirmede insanlar zorluk çekiyor." açıklamasında bulundu .