Balıkesir Demokrat Parti'de Referandum İstifası
Demokrat Parti Balıkesir merkez ilçe yönetimi, referandumda "evet" oyu kullanma kararı alarak topluca istifa etti.
DP Balıkesir Merkez İlçe Başkanı Sedat Ağan, yaptığı açıklamada, "Bilindiği gibi Türkiye'de bireyin ve toplumun ötelendiği, kurumların kendilerini daha fazla kurucu iktidar yerine koydukları bir anlayış bulunmaktadır. Bu anlayışı ters yüz etmek doğru olandır. Halkla devlet arasındaki toplumsal sözleşme, yani anayasa doğru kurallarla yazılmalıdır. Bugün anayasa değişikliği sadece bunun bir başlangıcıdır. Yani Türkiye'nin güçlü bir ülke olabilmesi için ilk adımdır" dedi.
Yeni anayasanın denetimsiz bir sistemden denetimli bir sisteme geçiş sağlayacağını söyleyen Ağan, vatandaş olmanın en önemli erdeminin, verilen verginin karşılığını denetleyebilmek olduğunu ifade etti. Ağan sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasetçiyi 4-5 yılda bir oylarınızla denetleyebiliyorsunuz. Ama anayasal koruma altındaki kurumları denetleme şansına sahip değilsiniz. Yani bürokratik kurumlar kalıcı iktidar, siyaset ise geçici iktidardır. Bizim parti olarak bir misyonumuz ve millete karşı
sorumluluklarımız var. Türkiye bir dönüşüm döneminde. 1960 yılında kurumsallaşan vesayet sisteminin ortadan kalkması için anayasanın değişmesi şart. Fakat biz bu anayasa değişikliğini dahi yeterli görmüyoruz. Kısmen de olsa eleştirilerimiz bulunmaktadır. Fakat buna rağmen 'evet' demek için çok önemli gerekçelerimiz var. Her şeyden önce bu değişiklik yeni bir anayasa değişikliğinin önünü açacaktır. Türkiye'nin dünya ile rekabet etmek isteyen, kendi insanına birinci sınıf muamelesi yapan, imtiyazsız bir
devlet olması için anayasa değişikliğinin gerekli olduğuna inanıyoruz. Sadece darbecilere sivil mahkeme yolunu açan madde için bile milyon kere 'evet' denir. Ben 12 Eylül öncesi olaylarda amca oğlunu şehit vermiş biriyim. "Atalaylar ölmez" sloganını o dönemi yaşamış olanlar iyi bilir."
"Anayasa değişikliği, kardeşin kardeşe düşman olduğu bir dönemin muhakkak bu dünyada da sorgulanması için, ciğeri yanan ailelerin acısını bir nebze olsa olsun dindirecek" diyen Ağan, "Merhum şüheda liderimiz Menderes'in asıldığı, 16-17 Eylül gününü 'bayram günü' ilan eden, Tansel Çölaşan'ın yer aldığı bu 'hayır' cephesinde yer almak, Demokrat Parti misyonuna ihanettir. Ben ve arkadaşlarım bu ihanetin vebali ile yaşayamayız. Bu nedenle referandumda güçlü ve modern Türkiye için 'evet' diyoruz. Bu
düşüncemiz dolayısıyla, çok sevdiğimiz partimizle çalışma imkanı kalmadığı için ben ve arkadaşlarım merkez ilçe yönetimindeki görevimizden ayrılıyoruz" diyerek istifalarını kamuoyuna duyurdu.
Yeni anayasanın denetimsiz bir sistemden denetimli bir sisteme geçiş sağlayacağını söyleyen Ağan, vatandaş olmanın en önemli erdeminin, verilen verginin karşılığını denetleyebilmek olduğunu ifade etti. Ağan sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasetçiyi 4-5 yılda bir oylarınızla denetleyebiliyorsunuz. Ama anayasal koruma altındaki kurumları denetleme şansına sahip değilsiniz. Yani bürokratik kurumlar kalıcı iktidar, siyaset ise geçici iktidardır. Bizim parti olarak bir misyonumuz ve millete karşı
sorumluluklarımız var. Türkiye bir dönüşüm döneminde. 1960 yılında kurumsallaşan vesayet sisteminin ortadan kalkması için anayasanın değişmesi şart. Fakat biz bu anayasa değişikliğini dahi yeterli görmüyoruz. Kısmen de olsa eleştirilerimiz bulunmaktadır. Fakat buna rağmen 'evet' demek için çok önemli gerekçelerimiz var. Her şeyden önce bu değişiklik yeni bir anayasa değişikliğinin önünü açacaktır. Türkiye'nin dünya ile rekabet etmek isteyen, kendi insanına birinci sınıf muamelesi yapan, imtiyazsız bir
devlet olması için anayasa değişikliğinin gerekli olduğuna inanıyoruz. Sadece darbecilere sivil mahkeme yolunu açan madde için bile milyon kere 'evet' denir. Ben 12 Eylül öncesi olaylarda amca oğlunu şehit vermiş biriyim. "Atalaylar ölmez" sloganını o dönemi yaşamış olanlar iyi bilir."
"Anayasa değişikliği, kardeşin kardeşe düşman olduğu bir dönemin muhakkak bu dünyada da sorgulanması için, ciğeri yanan ailelerin acısını bir nebze olsa olsun dindirecek" diyen Ağan, "Merhum şüheda liderimiz Menderes'in asıldığı, 16-17 Eylül gününü 'bayram günü' ilan eden, Tansel Çölaşan'ın yer aldığı bu 'hayır' cephesinde yer almak, Demokrat Parti misyonuna ihanettir. Ben ve arkadaşlarım bu ihanetin vebali ile yaşayamayız. Bu nedenle referandumda güçlü ve modern Türkiye için 'evet' diyoruz. Bu
düşüncemiz dolayısıyla, çok sevdiğimiz partimizle çalışma imkanı kalmadığı için ben ve arkadaşlarım merkez ilçe yönetimindeki görevimizden ayrılıyoruz" diyerek istifalarını kamuoyuna duyurdu.